Türkiye'nin dört bir yanındaki hayvan yetiştiricileri ve besiciler, güne Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan gelen şok edici bir haberle başladı. Bakanlığa bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, 81 İl Valiliği'ne gönderdiği "acele" kodlu bir yazıyla, ülke genelindeki tüm hayvan pazarlarının, ikinci bir emre kadar derhal kapatılması talimatını verdi. Bu karar, sadece hayvan pazarlarını değil, aynı zamanda canlı hayvan borsalarını, hayvan toplama ve satış merkezlerini, park ve panayırları da kapsayarak, ülkedeki tüm canlı hayvan ticaretini fiilen durdurmuş oldu.

Bakanlığın bu radikal kararı almasının arkasında yatan neden ise, son dönemde endişe verici bir şekilde artış gösteren şap hastalığı vakaları. Özellikle geride bıraktığımız Kurban Bayramı döneminde, ülke genelinde yaşanan yoğun hayvan hareketliliği, bu son derece bulaşıcı ve ekonomik açıdan yıkıcı olan viral hastalığın, farklı bölgelere hızla yayılmasına zemin hazırladı. Hayvan ve ziyaretçi hareketliliğinin en yoğun olduğu bu satış yerlerinin, salgının daha da büyümesi için bir "süper yayıcı" merkez haline gelme riski, Bakanlığı bu sert tedbiri almaya itti.

Nedir bu şap hastalığı? Ekonomiye ve hayvancılığa etkisi ne?

Peki, tüm Türkiye'de kırmızı alarma neden olan bu şap hastalığı nedir ve neden bu kadar tehlikelidir? Şap, sığır, manda, koyun, keçi gibi çift tırnaklı hayvanlarda görülen, son derece bulaşıcı ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan viral bir hastalıktır. Hastalığın en belirgin özelliği, hayvanların ağız, dil, diş etleri ve tırnak aralarında ağrılı yaralar (aftlar) oluşturmasıdır.

Bu yaralar nedeniyle hayvanlar, aşırı salya akıtır, yem yemekte ve su içmekte zorlanır, topallamaya başlar ve ciddi bir verim kaybı yaşar. Süt veren hayvanlarda süt verimi aniden düşer, besi hayvanlarında ise ciddi kilo kayıpları görülür. Özellikle genç hayvanlarda (buzağı, kuzu, oğlak) kalp kasını etkileyerek ani ölümlere neden olabilir.

İtalya kapıları açtı: Yarım milyon göçmen işçiye çalışma izni!
İtalya kapıları açtı: Yarım milyon göçmen işçiye çalışma izni!
İçeriği Görüntüle

Hastalığın ekonomik etkisi ise yıkıcıdır. Şap, hayvan ölümlerinin yanı sıra, süt ve et verimindeki düşüşler, tedavi masrafları ve en önemlisi de, uluslararası ticarette getirilen kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık sektörüne milyarlarca liralık zarar verir. Bir ülkede şap hastalığının görülmesi, o ülkenin canlı hayvan ve hayvansal ürün ihracatının tamamen durdurulmasına neden olur. Bu nedenle, Bakanlığın aldığı hayvan pazarlarını kapatma kararı, hastalığın kontrol altına alınarak, hem iç piyasadaki hayvan varlığını korumak hem de Türkiye'nin uluslararası ticaretteki itibarını korumak adına atılmış stratejik bir adımdır.

Kapatma kararı ne kadar sürecek? Gözler aşı çalışmalarında

Yetiştiricilerin ve sektör temsilcilerinin aklındaki en önemli soru, kapatılan hayvan pazarlarının ne zaman yeniden açılacağı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, yasağın "ikinci bir emre kadar" geçerli olacağı belirtildi ve net bir tarih verilmedi. Bu belirsizlik, özellikle hayvanlarını satarak geçimini sağlayan küçük ölçekli yetiştiriciler için büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor.

Pazarların yeniden açılması, tamamen salgının kontrol altına alınmasına ve yürütülen aşılama çalışmalarının başarısına bağlı olacak. Bakanlık, hasta hayvanlardan alınan numunelerle şap hastalığı etkeni olan virüsler üzerinde yapılan çalışmaların tamamlandığını ve yerli aşı üretiminin gerçekleştirildiğini duyurdu. Üretilen bu yeni aşıların, sahada veteriner hekimler tarafından risk altındaki hayvanlara uygulanmaya başlandığı da belirtildi.

Ancak, sorunun temelinde, ülkedeki milyonlarca çift tırnaklı hayvanın tamamının kısa sürede aşılanmasının lojistik olarak mümkün olmaması yatıyor. Bu nedenle, geniş çaplı bir aşılama kampanyası tamamlanana ve salgının yayılma hızı kontrol altına alınana kadar, hayvan hareketliliğini kısıtlamanın en etkili yöntem olduğu belirtiliyor. Bu süreç, birkaç hafta sürebileceği gibi, salgının seyrine göre birkaç ayı da bulabilir. Yetiştiriciler, şimdi bir yandan hayvanlarını hastalıktan korumaya çalışırken, diğer yandan da pazarların bir an önce açılmasını umutla bekliyor.

Yetiştirici isyanda, tüketici endişeli: kararın ekonomik yansımaları ne olacak?

Hayvan pazarlarının ani bir kararla kapatılması, hayvancılık sektöründe bir şok etkisi yarattı. Özellikle küçük ve orta ölçekli yetiştiriciler, ellerindeki hayvanları satamayacakları için ciddi bir nakit akışı sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı. Hayvanların yem, veterinerlik ve diğer bakım masrafları devam ederken, gelir kapılarının aniden kapanması, birçok işletmeyi iflasın eşiğine getirebilir.

Sektör temsilcileri, kararın salgınla mücadele açısından gerekli olduğunu kabul etmekle birlikte, bu süreçte mağdur olan yetiştiricilere yönelik acil bir ekonomik destek paketi açıklanması gerektiğini savunuyor. Düşük faizli krediler, yem desteği veya doğrudan nakit yardımı gibi önlemler alınmadığı takdirde, birçok yetiştiricinin üretimden çekilme riski bulunuyor.

Madalyonun diğer yüzünde ise, bu kararın tüketiciye, yani et ve süt fiyatlarına nasıl yansıyacağı endişesi var. Hayvan ticaretinin durması, kesimhanelere gidecek hayvan sayısında bir azalmaya neden olabilir. Bu durum, kısa vadede et arzında bir daralmaya yol açarak, zaten yüksek olan kırmızı et fiyatlarının daha da artmasına neden olabilir. Hükümetin, bu süreçte piyasayı yakından takip ederek, olası bir spekülatif fiyat artışına karşı önlem alması bekleniyor.

Bu karar, bir kez daha Türkiye'de hayvancılık sektörünün ne kadar kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ve salgın hastalıklar karşısında ne kadar savunmasız olduğunu gözler önüne serdi. Biyogüvenlik önlemlerinin artırılması, kayıt dışı hayvan hareketlerinin önlenmesi ve etkin bir aşılama programının sürekli hale getirilmesi, bu tür krizlerin gelecekte yaşanmasını önlemek için atılması gereken en önemli adımlar olarak duruyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ