IMF'den yapılan açıklamada Avro Bölgesi ekonomisine ilişkin dördüncü madde konsültasyonunun tamamlandığı aktarıldı. Açıklamada Avro Bölgesi ekonomisinin Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş ve on yılların büyük ticaret şokunun ardından hızlı politika yanıtı ve yoğun temaslı hizmetlerdeki güçlü toparlanma sayesinde kayda değer bir direnç gösterdiği belirtildi.
Ekonomik faaliyetin 2022'nin ikinci yarısında önemli ölçüde zayıfladığı ve finansal koşulların sıkılaşması, reel ücretlerin azalması ve tüketici güveninin düşmesiyle 2023'ün başlarında hafif bir teknik resesyona düştüğü kaydedilen açıklamada "Geleceğe bakıldığında finansal koşullar sıkılaşmaya devam etse bile devam eden sıkı iş gücü piyasası koşulları bağlamında reel gelirlerdeki toparlanma, arz kısıtlamalarının daha da azalması ve güçlenen dış talep ile desteklenen büyümenin 2023 ve 2024 boyunca kademeli olarak toparlanması bekleniyor" değerlendirmesinde bulunuldu.
IMF açıklamasında Avro Bölgesi ekonomisinin bu yıl yüzde 0.9, gelecek yıl yüzde 1.5, 2025'te yüzde 1.8, 2026'da yüzde 1.7, 2027'de 1.4 ve 2028'te yüzde 1.3 büyümesinin beklendiği kaydedildi.
Enflasyonun uzun bir süre yüksek kalması öngörülüyor
Açıklamada manşet enflasyon rekor yüksek seviyelere ulaştıktan sonra son zamanlarda keskin bir şekilde düşerken çekirdek enflasyonun daha kalıcı hale geldiğine dikkat çekilerek sıkı finansal koşulların talebi sınırlaması ve arz şoklarının geçmesiyle enflasyonun daha da düşmesinin ancak daha uzun bir süre yüksek kalmasının beklendiği aktarıldı.
Ekonomik görünümü çevreleyen belirsizliğin yüksek olduğu belirtilen açıklamada "Finansal piyasalardaki çalkantı, başka yerlerdeki sıkıntı da dahil olmak üzere kredide bir daralmaya ve riskten kaçınmada daha geniş bir artışa yol açabilirken zayıf dış talep bloğun büyüme beklentilerini olumsuz yönde etkileyebilir" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada güçlü ücret artışından kaynaklı olmak da dahil daha inatçı enflasyonun iç talebi baskılayarak daha uzun süre sıkı bir politika duruşu gerektireceği kaydedildi.
Ukrayna'daki savaşın tırmanmasından ve buna bağlı olarak emtia fiyatlarındaki artıştan veya jeoekonomik ayrışmanın daha da yoğunlaşmasından kaynaklanabilecek yeni arz şoklarının da enflasyonu yükseltebileceği ve büyümeye zarar verebileceğine dikkat çekilen açıklamada ekonominin özellikle hala büyük bir aşırı tasarruf stokunun olduğu bir dönemde beklenenden daha dirençli olduğunu tekrar kanıtlayabileceği ifade edildi.