Etkinliğin açılışında konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, tarıma, girişimciliğe, bilime, teknolojiye, toplumsal cinsiyet eşitliğine, kadının güçlendirilmesi prensiplerine, çevreye ve insana büyük önem verdiklerini belirterek, Bankanın ilk günden bu yana kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu vizyon ve değerlerden aldığı ilhamla ülke ekonomisinin kalkınmasına ve parçası olduğu toplumun gelişimine katkıda bulunmak için çalıştığını söyledi.

ARAN: KADINLAR KALKINMA YOLCULUĞUNDA ÖNEMLİ ROLLER ÜSTLENDİ

Atatürk’ün 1922 yılında yaptığı, Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi olarak köylülere işaret ettiği; köylünün çalışmasının semeresini kendi yararına en yüksek düzeye çıkarmayı ekonomi politikanın ana prensibi olarak tanımladığı meclis açılış konuşmasına gönderme yapan Aran, “Bugün yine çiftçilikle, tarımla ilgili bir konuşma yapılsa bundan çok öteye gittiğimizi, çok mesafe kat ettiğimizi söylemek güç olur. O gün ifade edilen sorunlar bugün de kısmen de olsa geçerliliğini korumaktadır” dedi.

Hakan Aran, Atatürk’ün 1925 yılında Kastamonu’da kadınlarla ilgili bir konuşmasındaki, “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin. Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin. Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” sözlerini de paylaşarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Kadınların Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hem eşitlik mücadelesinde hem de ülkemizin çağdaşlık ve kalkınma yolculuğunda hem önemli roller üstlendi. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu yolculukta her zaman yanınızda olmaya ve sorunları aşmak için birlikte mücadele etmeye devam edeceğimizi vurgulamak istiyorum.”

“TARIM ALANINDA BİR HİKÂYE YAZACAKSAK, TARIMIN GİZLİ GÜCÜ KADINLARLA YAPACAĞIZ”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İzlem Erdem de tarımın milli gelirden aldığı pay yüzde 5,8 iken, çalışan nüfus içindeki payının yüzde 16 seviyesinde olmasının tarımda gelirin sürdürülebilirliği konusundaki sorunlara işaret ettiğini belirterek, burada öne çıkan iki temel konunun verimlilik artışı sağlayacak teknoloji kullanımı ve tarımın gizli gücü kadınlar olduğunu söyledi.

Erdem, “Atatürk yıllar önce ‘Şuna inanmak lazım ki dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir’ demişti. Tarım alanında yeni bir hikâye yaratacaksak bunu tarımın gizli gücü olan kadınlarla yapacağız. Tarım, kadın emeğinin en yoğun olduğu ama kadının en görünmez olduğu sektör. Daha iyi bir gelecek inşa etmek için ilk yapılması gerekenlerden biri bu görünmez gücü görünür hale getirmek. Bu sadece kadının sosyo-ekonomik iyileşmesi anlamında değil Türkiye’nin tarım sektöründe verim sorununu aşması anlamında da çok önemli” diye konuştu.

“KADINLAR TEKNOLOJİYE, YENİ YÖNTEMLERE AÇIK”

Bunun için kadın dayanışması ve iş birliğinin artmasının önemine dikkat çeken Erdem, son dönemde kadın kooperatiflerinin bu anlamda önemli katkı sağladığını; bu kooperatiflerin hem kadınları dayanışma içinde ekonomik hayata kattığını hem de bölgenin ekonomik gücünü artırdığını, kooperatiflerin devamlılığının önem taşıdığını anlattı.

Kadınların her alanda teknolojiye, yeni yöntemler ve teknikleri öğrenmeye, benimsemeye açık olduğunu ifade eden Erdem, bu bakımdan çiftçi kadınların tarımda teknolojik dönüşümü gerçekleştirme konusunda da önemli bir rol oynayacağını aktardı.

TARIMDA KADININ YERİ

Dünya genelinde, çalışan her 4 kadından 1’i tarım alanında çalışıyor. Gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde bu pay yüzde 40-50’lere çıkıyor. Avrupa Birliği ile OECD ülkelerinde ise bu oran sadece yüzde 3 civarında.

Ülkemizde çalışabilir nüfus olarak bakılan 15 yaş ve üzerindeki nüfusta her 3 kadından sadece 1’i çalışma hayatında yer alıyor. Türkiye genelinde 2022 yılında tarım sektöründe yaklaşık 4,9 milyon kişi çalışırken bunun 2 milyondan fazlası kadınlardan oluşuyor.

TÜİK 2022 verilere göre, çalışan kadınların yüzde 21’i tarımla geçimini sağlarken, erkekler için bu oran yüzde 14 düzeyinde.

Tarım, yüzde 80’lik kayıt dışı istihdam oranıyla tüm sektörler arasında yarışı başta götürüyor. Kadın çalışanların kayıt dışılık oranı yüzde 90 seviyesine ulaşıyor.

Türkiye’de toplam istihdamın 3’te 1’ini, tarımsal istihdamın yüzde 42’sini kadınlar oluşturuyor. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı kadın çiftçilerin sadece yüzde 13,3 paya sahip olması, asıl emeği kadınlar verse de iş veya tarla kaydının erkeklerde olduğunu gösteriyor.

Ücretsiz aile işçisi 2 milyonun yüzde 77’sini kadınlar oluştururken, tarımda işveren kadın sayısı sadece 2 bin.

İLHAM VEREN ÇİFTÇİ KADIN HİKÂYELERİ

Açılış konuşmalarının ardından iki ayrı panelde, öncü tarım uygulamalarına imza atan çiftçi kadınlar ilham veren hikâyelerini paylaştı.

İlk oturumun konuşmacıları arasında Giresun’da iyi tarım uygulamaları ve sürdürülebilir tarım yöntemiyle yetiştirdikleri fındıkları atölyelerinde katma değere dönüştüren Demet Öztürk, İznik’te mavi yemiş yetiştiriciliği yapan Eda Halıcı, Mudanya’da zeytin ve zeytinyağı üretimi yaparken buğday ve nohut ata tohumu üzerinde çalışmalarını sürdüren Nilgül Terzi Sürer, Eskişehir’de organik tarım ve hayvancılık yapan, yerel tohum koruyuculuğu için çalışan Münevver Kepenek, Hatay’da ipekböcekçiliği yapan Tülay Genç yer aldı.

İkinci oturumun konuşmacıları ise Söke’de ilk topraksız çilek serası kurulumunu gerçekleştiren Aslı Günal, Finike’nin ilk ejder meyvesini üreten Aşkı Çağatay, Kahramanmaraş’ta kültür mantarı üretimi yapan ve Mutlu Besni Kadın Kooperatifi’nin başkanlığını yürüten Cennet Polat ile 20 yaşında hayvancılık yapan ve içerik üreticisi olarak tarım ve hayvancılık faaliyetlerini sosyal medyada paylaşan Nida Elif Selci oldu.

Kaynak: HABER MERKEZİ