EKONOMİ

İzmir ekonomisinde kış erken geldi: Binlerce şirket kepenk indirdi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) açıkladığı 2025 yılı ocak-kasım dönemi verileri, İzmir iş dünyasındaki mevcut durumu sayısal verilerle ortaya koydu. Ülke genelinde 26 bine yaklaşan şirket kapanışlarında İzmir, İstanbul ve Ankara’nın ardından üçüncü sırada yer alırken, özellikle inşaat ve ticaret sektörlerindeki daralma dikkat çekti.

Abone Ol

Türkiye ekonomisinin genel görünümüne dair önemli ipuçları veren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kasım ayı ve yılın ilk 11 ayını kapsayan şirket istatistiklerini kamuoyu ile paylaştı. Rapora göre, yüksek enflasyon, maliyet artışları ve finansmana erişimde yaşanan zorlukların etkisiyle 2025 yılının ocak-kasım döneminde Türkiye genelinde kapanan şirket sayısı bir önceki yıla göre artış gösterdi. Toplamda 26 bin şirketin faaliyetini sonlandırdığı bu dönemde, ülkenin en önemli ticaret ve sanayi merkezlerinden biri olan İzmir, istatistiklerdeki yeri ile dikkatleri üzerine çekti. Ekonomik aktivitenin yoğun olduğu kentte, hem kapanan şirket sayısındaki artış hem de yeni şirket kuruluşlarındaki yavaşlama, iş dünyasındaki mevcut atmosferi gözler önüne serdi.

Raporda yer alan verilere göre İzmir; İstanbul ve Ankara’nın ardından şirket hareketliliğinin en yüksek olduğu üçüncü il konumunu korudu. Ancak bu hareketlilik, 2025 yılı özelinde daha çok tasfiye ve kapanış yönünde bir eğilim gösterdi. Veriler, işletmelerin nakit akışı yönetimi ve artan işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı bir yıla işaret ediyor.

TOBB verilerinin en dikkat çekici bölümlerinden birini, girişimcilik ekosisteminin durumunu gösteren "kurulan şirket" sayıları oluşturdu. Türkiye genelinde 2025’in ilk 11 ayında yeni kurulan şirket sayısında yüzde 1,8’lik bir azalma kaydedilirken, bu düşüş eğilimi İzmir’de de hissedildi. Piyasalardaki belirsizlikler ve yüksek faiz oranları, potansiyel yatırımcıların kararlarını ertelemesine veya iptal etmesine neden oldu. İzmirli girişimcilerin risk alma iştahındaki bu azalma, piyasada "bekle-gör" politikasının hakim olduğunu gösteriyor.

Özellikle KOBİ ölçeğindeki işletmeler ve yeni girişimler için hayati önem taşıyan başlangıç sermayesine erişimin zorlaşması, şirket kuruluş grafiklerinde yatay veya aşağı yönlü bir seyre neden oldu. Uzmanlar, yatırım ortamının iyileşmesi ve öngörülebilirliğin artması durumunda İzmir’in potansiyelini yeniden harekete geçirebileceğini belirtse de, mevcut 11 aylık veri seti durgunluğun sürdüğünü belgeliyor.

Lokomotif sektörlerde faaliyet azaldı

İzmir ekonomisinin sektörel dağılımı incelendiğinde, kapanışların yoğunlaştığı alanlar kentin ekonomik dinamikleri hakkında fikir veriyor. Verilere göre, faaliyetini sonlandıran şirketlerin önemli bir bölümü toptan ve perakende ticaret ile inşaat sektörü alanlarında hizmet veriyordu. İzmir’in kentsel dönüşüm süreçleri ve konut projeleriyle öne çıkan inşaat sektörü, artan girdi maliyetleri (demir, çimento, enerji) ve konut kredilerine erişimdeki kısıtlamalar nedeniyle zorlu bir süreçten geçiyor. Talep tarafındaki daralma, arz tarafındaki firmaların finansal yapılarını bozarak tasfiye süreçlerini hızlandırdı.

Benzer şekilde, perakende ticaret tarafında da hane halkı tüketim harcamalarındaki değişimler ve artan kira/personel giderleri, işletme kârlılıklarını baskıladı. İzmir’in geleneksel ticaret akslarından organize sanayi bölgelerine kadar uzanan bu etkileşim, ticaret hacminde niceliksel bir düşüşe neden oldu.

Esnaf ve kooperatiflerde sayısal gerileme

TOBB istatistikleri, sadece sermaye şirketlerini değil, şahıs işletmelerini ve kooperatifleri de kapsayan geniş bir perspektif sundu. Verilere göre, İzmir’de gerçek kişi ticari işletmeleri sayısında da belirgin bir düşüş gözlemlendi. Küçük esnafı ve bireysel girişimcileri temsil eden bu kalemdeki azalma, tabandaki ekonomik zorlukların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Öte yandan, İzmir’in tarihinde önemli bir yer tutan ve tarımsal kalkınmadan konuta kadar pek çok alanda örgütlenen kooperatifçilik alanında da kan kaybı yaşandı. Türkiye genelinde yüzde 33’ü bulan kooperatif kuruluşlarındaki azalma, İzmir özelinde de benzer oranlarla hissedildi. Tarımsal girdi maliyetlerinin artması ve organizasyonel zorluklar, yeni kooperatiflerin kurulmasını zorlaştırırken mevcutların sürdürülebilirliğini etkiledi.

Yabancı sermayenin rotası ve bölgesel etkiler

İzmir, liman kenti kimliği ve lojistik avantajlarıyla yabancı yatırımcılar için cazibesini korumaya çalışsa da, küresel ekonomik konjonktür bu alandaki hareketliliği de sınırladı. 2025 yılı verilerine göre, İzmir’de kurulan yabancı sermayeli şirketler arasında İran ve Azerbaycan ortaklı yapıların öne çıktığı görüldü. Ancak bu yatırımların ölçeği ve yarattığı istihdam, kentin genel ekonomik kaybını telafi edecek seviyede gerçekleşmedi.

Sonuç olarak, 2025 yılının ilk 11 ayına ait TOBB verileri, İzmir iş dünyasının finansmana erişim ve maliyet yönetimi konularında ciddi sınavlar verdiğini ortaya koydu. Şirket kapanışlarındaki artış ve yeni kuruluşlardaki azalma, 2026 yılına girerken yapısal tedbirlerin ve destek mekanizmalarının önemini bir kez daha gündeme getirdi.