İzmir’in Menemen ve Sasalı ilçelerinde üretim yapan TPI Kompozit fabrikalarında aylardır süren grev, yerini büyük bir belirsizliğe bıraktı.
13 Mayıs’ta toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıkan 2 bin 160 Petrol-İş üyesi işçi, şirketin iflas kararı ve işten çıkarma bildirimiyle sarsıldı.
ABD merkezli TPI Kompozit, grev sürerken iflasını ilan etti ve üretim tesislerini Dubai merkezli XCS Composites adlı şirkete devretti. Ancak işçilerin iş akdini fesheden taraf, yeni devralan şirket değil, iflas eden TPI Kompozit oldu.
Petrol-İş Sendikası Menemen Şube Baştemsilcisi Ersen Polat, “İşçiye açıkça oyun oynanıyor” diyerek duruma sert tepki gösterdi.
Grev masadan kalktı, iflas belgesi geldi
TPI Kompozit ile işçiler arasındaki kriz, ücret pazarlıklarıyla başlamıştı.
Sendika, yüzde 120 oranında ücret artışı talep etmiş, işveren ilk aşamada yalnızca yüzde 30’luk bir zam önermişti.
Grev kararı sonrası şirket teklifi yüzde 80’e çıkarsa da işçiler düşük buldukları bu oranı reddetti.
Bu süreçte ABD merkezli şirket, kendi ülkesinde iflas başvurusunda bulunduğunu açıkladı. 4 Eylül’de de İzmir’deki fabrikalarını XCS Composites adlı şirkete devredeceğini duyurdu.
Sendika, üretimin devamı ve işçilerin mağdur olmaması adına yüzde 80’lik teklifi kabul ettiklerini işverene iletti ancak herhangi bir dönüş alamadı.
10 Ekim akşamı, grevdeki 2 bin 160 işçiye toplu işten çıkarma bildirimi gönderildi. Tüm çıkış işlemlerinin 9 Kasım’a kadar tamamlanacağı açıklandı.
İşçilere gönderilen belgede “ekonomik sebepler” vurgusu
İşçilere ulaşan belgede, fabrikanın üretimi durdurduğu, yeni sipariş alınamadığı ve mevcut koşullarda personel giderlerini karşılayamadığı ifade edildi.
Belgelerde şu ifadeler yer aldı:
“Aylardır yeni sipariş alınamadığından üretimimiz durmuş, ilerleyen dönemde de sipariş alınamayacağı anlaşılmıştır. Bu kapsamda mevcut ekonomik şartlarda personel giderini karşılayamayacağımızdan dolayı işletmesel ve ekonomik sebeplerle toplu işçi çıkarma işlemi gerçekleştireceğiz.”
Ancak dikkat çekici olan, bu belgenin XCS Composites tarafından değil, iflasını açıklayan TPI Kompozit tarafından gönderilmesiydi.
Sendika: “Paravan şirket devreye sokuldu”
Petrol-İş temsilcisi Ersen Polat, yaşanan sürecin işçilere karşı planlı bir manipülasyon olduğunu savundu.
Polat, “İşçiyi çok uzun zamandır oyalıyorlar” diyerek şunları söyledi:
“Şirket iflasını ilk ilan ettiğinde biz, ‘Yeter ki üretim başlasın, yüzde 80’lik teklifinizi kabul ediyoruz’ dedik. Ekmek teknemiz sonuçta. Onlar da ‘Tamam, üretime dönelim’ dediler ama hiçbir sözlerini tutmadılar. Şimdi tüm hisseleri Dubai merkezli, adı sanı bilinmeyen bir şirkete devrettiler.”
Polat, Dubai yasalarına göre çok düşük sermayeyle şirket kurulabildiğini hatırlatarak, XCS’nin bir “paravan firma” olabileceğini iddia etti:
“10-15 bin dolarlık sermayeyle kurulan bu şirkete devredilen fabrikalarla ilgili belge gönderen yine TPI. Hani bu şirket iflas etmişti? Demek ki bu süreçte bir oyun dönüyor. Hem işçiyi oyalıyorlar hem de sorumluluktan kaçıyorlar.”
“Yabancı sermaye gelip işçiyi sömürüyor, sonra çekip gidiyor”
Sendika temsilcisi Polat, işçilerin en büyük endişesinin kıdem tazminatları ve alacaklarının ödenmemesi olduğunu belirtti.
“Yabancı sermaye elini kolunu sallaya sallaya bu ülkeye giriyor, aynı rahatlıkla çıkıyor. Ne işçinin hakkını veriyor ne de bu ülkenin kanunlarına saygı duyuyor. Devletin işçisine sahip çıkması gerekiyor ama ortada bir sessizlik var. Olan bizim alın terimize oluyor.”
İşçiler belirsizlik içinde: “Emeğimizle oynanıyor”
Menemen ve Sasalı’daki fabrikalarda çalışan işçiler, iflas haberinden sonra üretim sahasına alınmadı.
Grev çadırlarında bekleyiş sürerken, işçilerin çoğu tazminatlarını alıp alamayacaklarını bilmiyor.
Petrol-İş İzmir Şubesi yetkilileri, işçilerin haklarını almak için hukuki süreci başlatmaya hazırlandıklarını açıkladı.
Sendika, sürecin yalnızca ekonomik değil, sendikal mücadeleyi bastırmaya yönelik bir girişim olduğunu savunuyor.
Yabancı yatırımın gölgesinde “yerli işçinin” kaybı
TPI Kompozit’in iflası, Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketlerin işçi politikalarını yeniden tartışmaya açtı.
Rüzgâr türbini kanadı üretimiyle yenilenebilir enerji sektöründe stratejik bir rol oynayan şirket, yıllardır Ege Bölgesi’ndeki en büyük istihdam kaynaklarından biri olarak gösteriliyordu.
Ancak bu iflas kararıyla birlikte, İzmir’de 2 binden fazla ailenin geçim kaynağı ortadan kalktı.
Sektör temsilcileri, benzer durumların önlenmesi için yabancı yatırımcıların yükümlülüklerinin daha net tanımlanması gerektiğini vurguluyor.
“Emeğe saygı” çağrısı
Petrol-İş temsilcileri ve işçiler, fabrikaların önünde düzenledikleri açıklamalarda “Emeğe saygı, işçiye adalet” sloganları attı.
Sendika, işçilerin hem kıdem tazminatlarının ödenmesi hem de devralan şirketin istihdam garantisi vermesi için çağrıda bulundu.