GENEL

İzmir'deki hain saldırının faili 16 yaşında lise öğrencisi: Vali Elban'dan flaş açıklamalar

Türkiye'yi yasa boğan, 2 kahraman polisin şehit olduğu İzmir'deki polis merkezi saldırısına ilişkin yeni detaylar ortaya çıkıyor. Olay yerinde incelemelerde bulunan İzmir Valisi Süleyman Elban, saldırganın aynı sokakta oturan, 16 yaşında bir lise 3. sınıf öğrencisi olduğunu ve herhangi bir suç kaydının bulunmadığını açıkladı. Elban, "Bir polis memurumuz ve bir polis başmüfettişimiz çıkan çatışmada şehit oldu. Çatışmada yaralanan 2 polisimiz ve 1 vatandaşımız tedavi altında" dedi.

Loading...

Abone Ol

İzmir'in Balçova ilçesindeki Salih İşgören Polis Merkezi'ne düzenlenen ve 1. Sınıf Emniyet Müdürü Muhsin Aydemir ile Polis Memuru Hasan Akın'ın şehit olduğu menfur saldırının ardından, olayın faili ve detaylarına ilişkin bilgiler netleşmeye başladı. Olay yerine gelerek incelemelerde bulunan ve yetkililerden bilgi alan İzmir Valisi Süleyman Elban, kameraların karşısına geçerek kamuoyunu aydınlatan önemli açıklamalarda bulundu. Vali Elban, Türkiye'yi şoka sokan saldırıyı gerçekleştiren katil zanlısının, 16 yaşında bir lise 3. sınıf öğrencisi olduğunu ve saldırıyı babasına ait pompalı tüfekle gerçekleştirdiğini duyurdu. Bu açıklama, böylesine kanlı bir eylemin bu kadar genç bir fail tarafından işlenmiş olması nedeniyle, olayın vahametini ve ardındaki sosyal ve psikolojik nedenlerin derinliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

'Herhangi bir suç kaydı yok, aynı sokakta oturuyor'

Vali Elban, yaptığı açıklamada, saldırganın kimliğine ve geçmişine dair şaşırtıcı detaylar paylaştı. "Olayı gerçekleştiren katil zanlısı 16 yaşında. Bu sokakta oturan bir kişi ve şu ana kadar da herhangi bir suç kaydı ya da daha önce bir suç nedeniyle gözaltına alınmışlığı da yok" diyen Vali Elban, zanlının daha önce herhangi bir adli vakaya karışmamış bir lise öğrencisi olmasının, olayı daha da karmaşık ve anlaşılmaz kıldığını belirtti. Bu bilgi, saldırının arkasındaki motivasyonun ne olabileceği yönündeki soru işaretlerini artırdı. Vali Elban, gazetecilerin, "Saldırganın daha önce aile içi şiddet nedeniyle karakola şikayette bulunduğu yönünde bir bilgi var mı?" şeklindeki sorusuna ise, "Yok. Herhangi bir karakola şikayet, herhangi bir UYAP kaydı, herhangi bir suç kaydı, daha önce bir gözaltına alınma veya daha önce bir ifade yok" yanıtını vererek, bu yöndeki iddiaları yalanladı.

Saldırı anı ve acı bilanço

Olayın nasıl gerçekleştiğine dair de bilgi veren Vali Süleyman Elban, lise öğrencisi olan zanlının, pompalı tüfekle polis merkezine saldırdığını ve nöbet kulübesindeki polis memurunun açılan ilk ateşte şehit olduğunu söyledi. Bu sırada, polis merkezinin bulunduğu binadaki lojmanda yaşayan 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişi Muhsin Aydemir'in de çıkan çatışmada şehit olduğunu ifade eden Elban, acı bilançoyu teyit etti: "Bir polis memuru arkadaşımız, bir polis başmüfettişi arkadaşımız çıkan çatışmada şehit oldular. 2 polis memurumuz hastanede tedavi altına alındı."

Çatışmanın yaşandığı sokağın oldukça yoğun bir yerleşim yeri olduğuna dikkat çeken Vali Elban, bu arbede sırasında bir sivil vatandaşın da elinden hafif şekilde yaralandığını açıkladı. Saldırganın ise olay sonrası yaralı olarak ele geçirildiğini ve Alsancak Devlet Hastanesi'nde tedavisinin devam ettiğini belirten Elban, olayın tüm boyutlarıyla çok yönlü olarak araştırıldığını vurguladı.

Silah babasına ait, 10 yıl önce alınmış

Vali Elban'ın paylaştığı bir diğer dikkat çekici detay ise, saldırıda kullanılan silahla ilgili oldu. Vali, 16 yaşındaki lise öğrencisi olan katil zanlısının, olayda babasının 10 yıl önce aldığı ruhsatlı bir tüfeği kullandığını belirtti. Bu bilgi, evlerde bulunan ateşli silahlara erişimin ne kadar kolay olabildiğini ve bunun ne gibi trajik sonuçlara yol açabileceğini bir kez daha gündeme getirdi. Bireysel silahlanma ve silahların muhafaza koşulları konusundaki tartışmaların, bu elim olayın ardından yeniden alevlenmesi bekleniyor.

Soruşturma derinleşiyor, motif aranıyor

Herhangi bir suç kaydı olmayan, 16 yaşındaki bir lise öğrencisinin, babasına ait bir tüfekle, oturduğu sokaktaki bir polis merkezini basarak iki emniyet mensubunu şehit etmesi, birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve 2 başsavcı vekili ile 6 cumhuriyet savcısının görevlendirildiği soruşturma, bu soruların yanıtlarını arıyor. Zanlının psikolojik durumu, sosyal çevresi, dijital medya hesapları ve son zamanlardaki davranışları mercek altına alınmış durumda. Saldırının anlık bir öfke patlaması mı, yoksa planlı bir eylem mi olduğu, zanlının herhangi bir radikal ideolojiden veya çevreden etkilenip etkilenmediği, soruşturmanın en kritik aşamalarını oluşturuyor. Türkiye, bu akılalmaz saldırının şokunu yaşarken, bir yandan da kahraman şehitlerine ağlıyor ve adaletin tecelli edeceği günü bekliyor.