Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

‘GÜNLERDİR YANAN İZMİR’DE KRİZ MASASI KURULMADI’

“İzmir’de canımız, nefesimiz, vicdanımız yanmışken Ankara’da, Milletin Meclisinde iklim krizini görmezden gelen, ticari ve yağmacı yasalara karşı direniyoruz. Tüm itirazlara rağmen, 2 Temmuz günü Meclis Genel Kurulunda kabul edilen İklim Kanunu, iklim kaynaklı afetlerin azalmasına faydası olabilecek önlemler getirmek şöyle dursun iklim ticaretinin önünü açacak. Hızını alamayan iktidar daha önce defalarca meclise getirip geri çektiği, kamuoyunda “zeytin yasası” olarak bilinen tasarıyı yeniden meclis gündemine getirdi.
Yasa kabul edildiğinde, ülkenin her yerinde zaten on yıllardır devam eden vahşi madenciliğin daha da vahşileşmesi ve yayılmasının önünde; yaşam kaynaklarını ve geleceklerini korumak için tıpkı günlerdir Ankara’da direnen kadınlar gibi direnme hakkını kullananlar dışında hiçbir engel kalmayacak.
Ülkeye bu yağma yasalarını dayatan zihniyetin temsilcileri diğer taraftan iklim kaynaklı sel, don, yangın gibi afetleri seyretmekle yetiniyor. Önlemek ve etkili müdahale için gerekli bütçeyi ayırmıyor. Günlerdir yanan İzmir’de, kriz masası bile kurulmadı.
Her yıl “faili meçhul” kalan orman yangınlarına çoğunlukla bakım yapılmayan enerji hatlarının sebep olduğu bu yıl saklanamadı. Yağmacı özelleştirme politikalarının savunucuları ise bu gerçeğin üzerini sık sık başvurdukları "dezenformasyon" argümanı ile kapatmaya çalıştılar. Özelleştirilen enerji şirketlerinin denetlenmesi bir yana, Türk Hava Kurumu gibi sivil savunma kurumlarının içini boşaltarak ülkeyi yangınlara karşı sahipsiz bıraktılar.

‘TALANCI ANLAYIŞ AFETLERİN ARDINDAN YENİ AFETLER YARATIYOR’

Afetlere karşı toplumun dayanıklılığını artıracak bütüncül ve eşitlikçi politikalar için kaynak ayrılmadığı ve planlı bir şekilde etkili önlemler alınmadığı sürece yangınların, depremlerin afete dönüşmesi önlenemez. Talancı anlayış afetlerin ardından yeni afetler yaratıyor. Yanan alanların imara ve rant projelerine açılmasına izin verilmemesi, başta kadın üreticiler olmak üzere geçimlik-ekolojik üretimin desteklenmesi, afet sonrası ekolojik restorasyon ve sosyal destek programlarına acil bütçe ayrılması için yangınlar sırasındaki toplumsal dayanışma ve medya ilgisi artarak devam etmek zorunda.

Türkiye tarihinin gördüğü ilk seri hayvan katili!
Türkiye tarihinin gördüğü ilk seri hayvan katili!
İçeriği Görüntüle

‘HAYATI YENİDEN KURABİLİRİZ’


Gidecek bir yeri olamayanlar sadece ormanı yok edilen ya da yanan köylüler değil herkestir. Hatay’da zeytinliklerine, tarım alanlarına el koyan talancı zihniyetin, İzmir’de yanan ormanların külünü tüm ülkeye yaymasına izin vermemek herkesin birinci görevidir. İktidar ve muhalefet vekillerini, “zeytin yasası teklifini” protesto etmeye, oylamaya katılmama seçeneğini düşünmeye davet ediyoruz.
İzmir’in yanan dağlarında kaybolan yalnızca orman ve bio çeşitlilik değil; kamusal sorumluluk ve doğa ile kurduğumuz yaşamsal bağdır. Yangınları “kader” olmaktan çıkaracak tek yol, eşitlikçi, kamucu ve doğa dostu bir afet politikasıdır. Dayanışmayla, adaletle, kamusal sorumlulukla hayatı yeniden kurabiliriz.”

Muhabir: Rojda Dolgun