9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe Sekitmez'in haberine göre; Yurt genelinde üniversite öğrencilerinin eğitim araç gereçlerine ulaşımı ve barınma gibi problemlere bir de beslenme ve gıdaya ulaşım güçlüğü eklenmiş durumda. Öğrencilerin mevcut pahalılıkla mücadele etmek için çalışmak zorunda kaldığını söyleyen İzmir'de Ege Üniversitesi'nde okuyan bir öğrenci, "Bize ya ucuz iş gücü ya da para harcayan yerli turist muamelesi yapılıyor" diye konuştu. Öte yandan barınma krizinin bir insanlık krizi haline geldiğini söyleyen Eğitim-Sen 3 No'lu Şube Başkanı Lülüfer Körükmez Kaya, "Öğrenciler terk edilmiş durumda" diyerek durumun vahametini gözler önüne serdi.
Öğrencilerin gidecek kapısının kalmadığını belirten Eğitim-Sen 3 No'lu Şube Başkanı Lülüfer Körükmez Kaya, "Gıda krizi, barınma ve bilhassa sağlıklı beslenme artık ciddi bir problem. Enflasyon öğrencinin kapısına dayanmış durumda. Artık öğrencinin gidecek bir kapısı da kalmamış durumda; ancak şunu söylemek gerek, zaten barınma krizi derinleşmeye devam ediyordu. Bir de üzerine mevcut yurt kapasitelerinin İzmir özelinde düşürülmesi, bu durumu iyice körüklemiş durumda. Barınma krizi hiç bitmedi; öğrenciler için de bitmedi, vatandaşlar için de bitmedi. Dolayısıyla gıda krizi ve öğrencilerin beslenme problemleri de artarak katlanıyor. Öğrenciler terk edilmiş durumda" dedi.
HAYATTA KALMAYA ÇALIŞIYORLAR
Hayatta kalmakta zorlanan öğrencilerin nitelikli eğitime ulaşamadığını söyleyen Kaya, "Öğrencilerin aldıkları eğitimin, nitelikli ve verimli bir hale dönüşmesi için gereken eğitim araç gereçlerine ulaşım sorunu da var. Kendilerini geliştirecekleri sosyal ortamlar, kültür-sanat etkinlikleri ve eğitim araç gereçleri gibi öğrenimin niteliğini artıran unsurlar bir kenara bırakıldığında, öğrenciler artık hayatta kalmakta zorlanıyorlar. Beslenme ve barınma gibi problemleri öncelikli sorunları haline getiren öğrencilerin derinlikli bireyler olmasını beklemek adil değil. Öğrenci çok temel ihtiyaçların derdine düşmüşken; nasıl besleneceğini, yarın ne yiyeceğini, sabah sınavdan önce nasıl kahvaltı yapacağını düşünürken, bir de barınma kriziyle boğuşuyor" ifadelerini kullandı.
DEVLET YIKTIĞI YURDU YAPMIYOR!
Konak'ta deprem gerekçesiyle yıkılan yurdun 1,5 yıldır yapılmadığını ve barınma sorununa çözüm üretilmediğini belirten Körükmez Kaya, "Bugün İzmir'de, Konak ilçesinde 1,5 yıl önce depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan kız KYK yurdunun yerine hâlâ yenisi yapılmadı. Öğrenciler zor bela yaşarken, devlet buna çözüm bulmak yerine var olan desteklerini de yok ediyor. Bugün biz hâlâ takip ediyoruz. Yıkıldıktan sonra yerine yenisi yapılmayan, bugün boş duran o araziye otel değil, öğrenci yurdu yeniden yapılmalı" diye konuştu.
SAĞLIKLI BELSENMEK UZAK BİR SEÇENEK
Gıda pahalılığı yüzünden hazır ve ucuz besinlere yöneldiklerini söyleyen Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde okuyan Ela Birinci, "Öğrenciler artık genellikle 4-5 kişilik evlerde yaşamak zorunda kalıyorlar. Kiralar yüzünden bütün evler KYK'nın hücre gibi odalarına dönmüş durumda. Bugün bir market alışverişi öğrenci için oldukça zor. Hazır gıdalara yönelmiş durumdayız. Herkes dondurulmuş market ürünleri alıyor. Kişi başı para atarak dondurulmuş börek alıyoruz, dolaba stokluyoruz. Marketten gıda ürünlerini tek tek alıp kendin bir şeyler yapmaya çalıştığında çok daha pahalıya mal oluyor. Sağlıklı beslenmek gibi bir seçenekten çok uzak olduğumuz için bu durum sağlıksız bir hayat sürmemize ve eğitim süresince bizi olumsuz etkiliyor" diye konuştu.
ÖĞRENCİLER UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR
Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan öğrencilerin çalışmak zorunda kaldığını ve işletmeler tarafından ucuz iş gücü olarak görüldüğünü belirten Birinci şunları söyledi:
"Ben ev arkadaşlarımla birlikte evde kalıyorum. Aidatlar, faturalar özellikle kışın bizi zorluyor. Doğalgaz masrafı özellikle denkleştirene kadar canımız çıkıyor. Genel anlamda ekonomik bir çıkmazın olduğu bu dönemde öğrenci olmak diğer her şeyden daha üzücü. Mesaili bir çalışan olmaktan kat be kat daha zorlayıcı bence. Çünkü geçinmek için çalışmak zorunda olan bir öğrenci nesliyiz biz. Ancak onu da beceremiyoruz. Çalışmıyoruz ve para harcamak zorundayız. Aileden yüksek miktarda para alamıyorsanız günübirlik işlerde cep harçlığı için eğitimden feragat ediyorsunuz. Fakat en önemlisi sosyal haklardan yararlanmak konusu; eğer öğrenci bir işçiyseniz sizin ne sigortanız yatıyor ne de mola ve izin günleriniz adaletli oluyor. Artık büyük şehirlerde öğrenciler ya ucuz iş gücü olarak görülüyor ya da sürekli para harcayan yerli turist gözüyle bakılıyor. Ayrıca çalışan öğrenci olarak işten çıkıp okula giden ben ve diğer arkadaşlarım için söyleyebilirim ki, genellikle gece çalışmak zorunda kalıyoruz. Bu durumda okul sonrası işe gidiyoruz, ertesi gün sabah tekrar okula gidiyoruz. Çok az uyuyor, düzensiz besleniyor ve eğitim araç gereçlerine tam anlamıyla ulaşamıyoruz."