Berrin Tuncel Birer-Erzurumlu dede, Sivaslı anneanne, Hopalı babaanne, Mordoğanlı dedenin torunu, tam bir Türkiye mozaiğine sahip ailenin kızı Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan. O güne kadar hiçbir üyesi okumayan, uzun süre de okumayacak olan ailenin, kaderini bir ilkokul öğretmeni tarafından değiştirilen kızı…
Otobüs şoförü olan baba, ilkokul öğretmeninin ikna etmesi ile İlkay Girgin Erdoğan’ı, Mordoğan’da ortaokul olmadığı için Karaburun Bölge Yatılı Okulu’na yazdırdı. Küçük kız, Bölge Yatılı Okulu yatakhanesinde yer bulunamayınca, babasının Karaburun’un Ambarseki köyünde yaşayan arkadaşı “Kahveci İsmail Abi”sinin evinde kaldı 3 ay kadar. Okula gidebilmek için, her gün Karaburun’a kadar yürüdü. Okulun yatakhanesinde yer açıldı yürümekten kurtuldu derken, ilk yılın sonunda okul kapandı. Gülbahçe’de ortaokul olduğunu öğrendiler. Üstelik çok erken saatte de olsa, sabahları o yöne yolcu otobüsü gidiyordu. O zamanlar her yanından nergis fışkıran bölgenin çiçeklerini mezada yetiştiren, bu yüzden sabah 05.00’te kalkan otobüse binebilmek için elinde fenerle yola çıkıyor, yarısı nergis dolu otobüste bazen koltukta bazen sandık üstünde Gülbahçe’nin yolunu tutuyordu. Aynı otobüs, saat 15.00’te Mordoğan’a dönerdi. Bu otobüsü kaçırırsa, akşama kadar beklemesi gerekiyordu.
Nihayet bir yılın sonunda, orta üçüncü sınıfa geldiğinde Mordoğan’da ortaokul açıldı. Son bir yılı rahat geçirdi, ama Mordoğan’da lise yoktu. Bu kez 4 aile bir taksi tuttu, çocuklar lisede okumak için her gün Karaburun’a gidip döndü. Erkek kardeşinin okumaya pek niyeti olmadığı anlaşılınca tüm ümitlerin bağlandığı kız çocuğunun daha iyi okuması için, kaydını İzmir Kız Lisesi’ne aldırdı. O yıl Kız Lisesi’nin yatakhanesi yandı. Mecburen Göztepe’de bir özel yurtta kaldı. Lise bittiğinde, İzmir dışında bir yer tercihi söz konusu olmadığından, kazandığı Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne gitti. Anne ve baba, kızlarını yalnız bırakmamak için doğup büyüdükleri Mordoğan’a terk etti, İzmir’e taşındı. Erkek kardeşi evlenince de kızlarını ona emanet edip, Mordoğan’a geri döndüler.
'BÖLGENİN ZORLUKLARINI BİLİRİM'
İlk hukuk bürosunu İzmir’de açtı. Evlendikten bir hafta sonra Karaburun’da Avukat Nuri Solakoğlu’nun ofisini devraldı. Bir süre hem İzmir hem de Karaburun’daki ofisi birlikte yürüttü.
Okurken yaşadığı zorluklar, onu siyasete yönlendirdi. “Ben bu bölgenin zorluklarını biliyorum, çözeceğim” diyerek çıktığı siyaset yolculuğunda, 2 dönem Mordoğan Belediye Meclisi üyeliği yaptı. Mordoğan ile Karaburun belediyelerinin birleşmesi üzerine, bir dönem de Karaburun Belediyesi Meclisi üyesi oldu. Ardından 117 yıllık Karaburun Belediyesi’nin ilk kadın başkanı seçildi. Seçim kazandığı CHP bu dönem başka bir aday gösterdi, ancak parti ilçe örgütü ve seçmenin baskısı ile karar iptal edildi, İlkay Girgin Erdoğan yine Karaburun Belediye Başkanı adayı oldu. “Bu bölgenin bütün zorluklarını biliyorum. Onun için her şeye göğüs geriyorum. Hiçbir şey sunulmadı bana hayatımda. Ne ailem zengin olduğu için ne de çevreye sahip olduğu için buradayım. Avukatlıktaki yerime de eşeleyerek geldim, başkanlıktaki yerime de” diyen İlkay Girgin Erdoğan ile Dünya Kadınlar Günü’nde hayatını, belediye başkanlığını ve adaylığını konuştuk.
• Karaburun’un ilk kadın belediye başkanı seçilmek ayrı bir gurur olsa gerek…
Gerçekten de 122 yıllık tarihinde Rum olmuş, her şey olmuş ama 5 yıl öncesine kadar bir kadın belediye başkanı olamamış belediyeme. Her zaman kadın olmakla gurur, onur duyarım.
Aslında bir kadın olarak inanın normal belediye başkanına göre yükümüz 100 kat fazla. Çünkü biz rol modeliz. Biz başaramazsak, kadın başaramadı olur. Biz erkeklerden daha başarılı oluyoruz. Biz anneyiz. Her sorunun farkındayız. Görüyoruz, çözümlere farklı bakıyoruz. Genetik yapımız itibariyle pratik çözümler üretebiliyoruz. Kadın olmaktan çok mutluyum, bir kız evlat annesiyim. Daha mutluyum. Herkes belediye başkanı olabilir. İlkokul, ortaokul mezunusunuzdur, çevreniz vardır, olursunuz. Ama ben avukatım. Avukatlık mesleğinin sorumlulukları vardır. Cübbenin önü boşuna düğmesiz değildir. Mesleğin ince çizgisi, eğer bir şeyden ceza alırsak, mesleğimizi yapamıyoruz. Hayatta hiçbir şey tırmanarak geldiğim avukatlık mesleğimin üzerine çıkamaz. O yüzden ben çok dikkat ediyorum hayatımdaki her şeye, yaşantıma, yaptığım işlere. Yanlış yapma lüksümüz yok bizim. Uydururlar, gider beraat ederim.
• Siyasete merak nereden? Ailede politikacı var mıydı?
Hayır. Aslında ben sağ görüşlü bir aileden gelen bir kızım. Babam eski Adalet Partili. Dedem hacıydı ama babaannemin sandığından 'Altı ok'lu bayrak çıktı. Koyu Adalet Partili kocasına rağmen sandığında altı oklu bayrak saklıyormuş. İnanıyorum ki o bayrağı saklayan babaannem, oy verirken de mührü CHP’nin göbeğine basmıştır. O nedenle insanlar bende 50-60 oy var diyor ya ben gülüyorum. Bir insan sadece kendi oyundan emin olabilir.
• Karaburun’da başka isim açıklayıp, itirazlar üzerine sizi aday gösteren parti yönetimine kırgın mısınız?
Genel merkezi yanlış bilgilendirdiler herhalde. Ama örgütüme de teşekkür ediyorum. Karaburun ilçe örgütüne, gençlik kollarına, kadın kollarına... Buradaki durumu tam irdeleyebildiler, süzgeçten geçirdiler ve dimdik durdular. Şu an burada olmamız, onların ve benim başarım. Tabii genel merkeze, Genel Başkanımız Özgür Özel’e de teşekkür ederim. Örgütün sesine kulak verdiler.
Burası 2004’e kadar Demokrat Parti’nin kalesi olan bir yer. Kimse zannetmesin ki partiler oy alıyor. Burada adaylar oy alır. Burada bir, iki yıl kalan burayı anlamaz. Burayı yaşam yeri kabul eden, buraya gömülecek olan insanlar için, bizim için burası ilk ve son durak. Toprağımızdaki bir taş bile bizim için çok önemli. Onun için var gücümüzle çalışıyoruz.
'ÇALIŞMALARIMIZI YAVAŞLATIYORLAR'
• Son 5 yılı nasıl geçirdiniz?
AK Parti tarafından saldırılar olmasa çok daha farklı işler yapılabilirdi. Mesela benim halka sözüm olan Eğlenhoca köyündeki meydanın yapımı, 2.5 yıl durduruldu. Yok mezarlığı kazmışız, yok başka bir şey yapmışız. Hakkımızda soruşturma. Ben meydanı 2.5 yılın sonunda yaptım. Meydana kadınlara tezgahlar açtık, Balçiçeği Kadın Kooperatifi kurduk. Binayı çok düşük bedelle kadınlara tahsis ettik. Kadınlar evlerine bir nebze de olsa destek veriyor. Hiç olmazsa kocasından para istemiyor. Köydeki kadınlardan bazıları biriktirdikleri paralarla geziye gidiyorlar. Her köyde Atatürk meydanlarını düzenledik ve tek cümle yazdık. Yurtta sulh, cihanda sulh. Bende en değerli kelime sulh. Toplumda barışı sağladıktan sonra, çekişme, kutuplaşma olmadıktan sonra her şey olur. Birkaç köyümüzde eksiklerimiz var. Bugüne kadar hiç yapılmamış yolları yaptık. Pandemi zaten iki yılımızı aldı. Bölgenin tüm kamu kurumlarının maske ihtiyacı vardı. İlk günlerde hastanemize önlük gelmedi. İnsanlar evlerinden dikiş makineleri getirdiler, maske diktik. Hastaneye önlük bile diktik. Arkadan deprem oldu. İlk İzmir depreminde benim bölgemde 60 küsur bina hasar gördü. Belediye hizmet binam dahil. Bazı binaları sattım, daha kıymetli olan cezaevini satın aldım. Cezaevini koruyarak kültür merkezi yapacağız, bitişiğine de belediye hizmet binası yapacağız. Şimdi meydan projemiz var. 20 küsur araç satın aldım belediyeye. Bu bizim gibi küçük belediyeler için çok küçük bir rakam. Görevi ilk teslim aldığımda, ayda 100 bin lira tamir parası ödüyorduk. Ayda tamir için ödediğimiz kadar taksit ödeyerek araç alalım dedim. İyi ki almışım, şimdiki rakamlarla alamazdım. Borçlarımızı bitirdik. Büyükşehir bize tamir konusunda yardımcı oldu. Artık kendimize de kademe kurduk. Ufak tefek tamirler için artık İzmir’e gidilmiyor. Marangoz atölyemizi kurduk. Tüm malzemelerimizi ihale ile alıyoruz. Depoluyoruz.
Lafa geldiğinde, kamu kurumuyum. Ama ben araçlarıma aynı parayı verip mazot alıyorum. Şahıs ne veriyorsa. Kamu hizmeti görüyorum. Çöp arabama aldığım mazottan KDV’yi almasan, o vergileri almasan, sigortayı almasan daha çok işçi çalıştırırım, halka daha fazla hizmet veririm.
'HİÇBİR YERİ İMARA AÇMADIK'
• İlçede inşaatlar çok artmış
İnanın biz hiçbir yeri inşaata açmadık. Yıllarca yerler para etmemiş. Kimse o yüzden buraların imarlı olduğunu bilmiyormuş. Şimdi yerler değerlendi, insanlar aldığı yere ev yapıyor. Evi gören, “Aaa imara açılmış” diyor. Bizim imara açtığımız yok, hatta özel çevre koruma nedeniyle kapananlar var. Anayasa Mahkemesi, CHP’nin Özgür Özel başkanlığında açtığı dava üzerine, imar planlarına müdahale ile ilgili 37 tane Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini iptal etti. Benim bölgem de Özel Çevre Koruma bölgesi ilan edildiğinden, bu kararname de iptal.
CHP’nin açtığı dava ile sadece o değil, insanların mülkiyet hakkına müdahale anlamına gelen kararnameler de kaldırıldı. O kararname ile imar planları belediyelerin ellerinden alınıp Çevre Şehircilik Bakanlığına veriliyordu, iptal edildi. İmarlar tekrar belediyelerin yetkisine veriliyor. O kadar rahatlatıcı ki bu. Biz zaten kimseye masa başında oturup imar vermiyoruz. Bölgenin özelliğine göre veriyoruz. Çok şanslıyız, çok iyi bir çalışma yapıldı. Denizsel değil ama karasal olarak biyoçeşitlilik çalışması çok iyi yapıldı. Bu bizim imar çalışmalarımıza da çok iyi yol gösterecek.
• Seçilirseniz ilk iş olarak ne yapacaksınız?
Yola çıkarken bir belediye başkanı için bir dönemin yeterli olmadığını söylüyordum. Şimdi de aynı şeyi söylüyorum. Dış görüntüyü epey bir toparladık. Mordoğan’ın altyapısı bitti, fakat Karaburun’da belli bölgelerde altyapı yok. Deniz bizim en önemli varlığımız. İZSU Genel Müdürlüğü ile de görüştük, oralarda büyük arıtma yapılacak. Bozköy tarafı da işaretlendi. Bu uzun bir süreç. Yapılıncaya kadar paket arıtma ile mevcut olan iki arıtmayı yenileyecekler, Mimoza'daki bir yere de paket arıtma tesisi yapılacak. Kuyucak, Mimoza, Bodrum, İskele ve Mersin’in arıtma problemlerini çözeceğiz. Önceliğimiz o. Mordoğan’a bir masal Çocuk Masal Evi yaptık, ama Karaburun’daki binada güçlendirme yapmamız gerekiyordu. Yarımada Market boşaltmadığı için yetiştiremedik. Çocuk konuk evi yapacağız, gençlik merkezi yapmıştık, bir kültür merkezi, bir anfitiyatro yapacağız. Mordoğan'da kapalı bir salonumuz yok gençlerimiz için. Emeklilerimiz için hayat çok ağır. Karaburun ve Mordoğan’da emeklilerimizin gidip ücretsiz çay kahve içebileceği, ruhu genç olanlarla birlikte sosyalleşebilecekleri, kaslarını çalıştırabilecekleri sağlıklı yaş alma merkezi kuracağız. Atatürk ve milli mücadele evi yapacağı. İnsanların geçmişini bilmesi, bu toprakları kime borçlu olduğunu unutmaması lazım.
Bölgemiz turizm ile tarımın iç içe girdiği bölge. Bu nedenle agroturizm çok önemli. Yeni imar planlarımızda da onlara öncelik tanıyoruz. Burada daha önce atıkları ayrıştırdık. Ayrı topluyoruz. Gübre üretmek için çalışmamız var. Bölgemiz, organik tarıma uygun. Üç tarafımız denizlerle çevrili. Kimyasal etkilerden uzak. Bölgeye uygun olan, daha gelir getiren mesela nergis, hurma zeytinimiz çok önemli. Hasat azalmasının nedenlerine de bakmamız lazım. Toprağımızda salep, keçiboynuzu da olur. Geliri fazla olsun ki tarlasını satmasın. Çok şeye ihtiyacımız var. Daha önce yapılmışlar olsaydı şunu yapacağım deyip çıkabilirdiniz. Bizim her şeye ihtiyacımız var.