Olay, geçen yıl 13 Kasım'da saat 21.00 sıralarında Melikgazi ilçesi Gesi Güney Mahallesi Yüksel Çavuşoğlu Caddesi'ndeki iki katlı evde meydana geldi. Seyit Ahmet Soykuk, hayvanlarını otlattıktan sonra eve geldiğinde eşi Hasibe Soykuk'u kanlar içinde yerde yatarken buldu. İhbarla eve jandarma ve sağlık ekipleri geldi. Hasibe Soykuk'un başına sert bir cisim ile vurularak öldürüldüğü belirlendi.

İl Jandarma Komutanlığı ekipleri ve Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT), şüpheli olarak kadının eşi Seyit Ahmet Soykuk ile komşuları İsmail Kocatürk'ü gözaltına aldı. Soykuk, ifadesi sonrası serbest bırakılırken İsmail Kocatürk ise cinayeti kadının oğlu B.B.S.'nin işlediğini öne sürüp, "B.B.S.'nin elinde keser vardı, birbirimizi itekledik. B.B.S., bana 'Kimseye bir şey söyleme, aileni de çocuklarını da öldürürüm' dedi. Korkuyla evime gittim. Kan lekelerini yıkadım" diyerek ifade verdi.

Bu ifade sonrası kadının oğulları S.S. ve B.B.S. de gözaltına alındı ancak kadının çocuklarının olay günü başka yerde olduğunun belirlenmesi üzerine S.S. ve B.B.S. serbest bırakıldı.

CİNAYETİ CEZAEVİNDE İTİRAF ETTİ

115 saatlik güvenlik kamerası görüntüsü inceleyen JASAT ekipleri, Kocatürk'ün evinin bulunduğu yerde kan izleri de tespit etti. İncelemede evde de kan izleri bulundu.

İlk ifadesinde "Söz konusu malzemeleri de boş bir alana götürüp attım" diyen Kocatürk'ün poşet ile malzeme taşıdığı görüntüler de ortaya çıktı. Jandarma ekiplerinin yaptığı keşifte bölgede keser, kanlı elbise ve ayakkabılar bulundu. 'Hırsızlık' ve 'dolandırıcılık' suçlarından dokuz kaydı olup ilk ifadesinde cinayeti işlemediğini ileri süren İsmail Kocatürk, cezaevinde dilekçe yazıp Hasibe Soykuk'u öldürdüğünü itiraf etti.

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi. İddianamede sanık Kocatürk hakkında 'bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak veya yakalanmamak amacıyla kadına karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen 13 Mart'ta görülen karar duruşmasında tutuklu sanık Kocatürk, bulunduğu cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılırken ölen Soykuk'un eşi Seyit Ahmet, oğulları M.S., S.S. ve B.B.S. salonda hazır bulundu.

Duruşmada sözleri sorulan sanık İsmail Kocatürk, bilezikleri aldığı yönündeki suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, "Kesinlikle yalan konuşuyorlar. Altınları alacak olsam hepsini alırdım. Sadece birini almazdım. Bu konuda üzerime atılan 'yağma' suçunu kabul etmiyorum. Ben, cinayeti işlediğimi kabul ediyorum. Bundan dolayı da çok pişmanım. Bana ve eşime hakaret edince ve kevgirle de bana vurmak isteyince kendimi korumak amacıyla vurdum. Amacım, öldürmek değildi" diye konuştu.

Mahkeme heyeti sanık İsmail Kocatürk'ü 'bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak veya yakalanmamak amacıyla kadına karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme başkanı, sanığın geçmiş sabıkaları ve duruşmadaki tutum ve davranışı ile pişmanlığı gözlemlenmediğinden 'iyi hal' indirimi uygulanmadığını belirtti. Heyet, sanığa ayrıca 'silahla yağma' suçundan da 10 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine karar verdi.

GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI

Çekicideki otomobilde 45 tabanca bulundu Çekicideki otomobilde 45 tabanca bulundu

Mahkeme, sanık hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet kararının gerekçesini açıkladı. Mahkeme; sanığın borçları ve icra dosyalarının bulunduğu, ekonomik sıkıntıları nedeniyle çevresinden ve eşinden baskı gördüğü, bu yüzden bağbozumu zamanında komşusu Soykuk'un kolunda gördüğü bilezikleri gasp etme amacıyla evde maktulun tek olduğunu öğrendikten sonra keserle evine gittiğine vurgu yaptı.

Kararda sanık Kocatürk'ün komşusunun kolunda gördüğü dört bileziğin tamamını almak için eve geldiği ancak maktulun kolundan bilezikleri geçirmekte zorlandığı ve araç sesini duyması üzerine panikleyerek olay yerinden kaçtığı, sanığın bilezikleri alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığı değerlendirildiğinde sanığın savunmalarına itibar edilmediği görüşünde bulunuldu.

Mahkeme, sanığa ilk ifadesinde maktulü öldürdükten sonra suçu maktulun oğlu ve eşine atarak adli makamları yanıltmaya çalışması ve geçmişten gelen suç işleme eğilimi, kişiliği, olumsuz tutum ve davranışları ile samimi bir pişmanlığı olmadığı gerekçesiyle cezaların caydırıcılığı ilkesi ve verilen ceza miktarının sanığın yaşamı üzerinde ıslahı açısından daha etkili olacağına kanaat getirerek 'iyi hal' indirimi uygulanmadığını belirtti.

Kaynak: DHA