Didar DEMİRCİ Kırmızı ette kriz devam ediyor. Üreticiler, artan maliyetler nedeniyle hayvanlarını yetiştiremiyor. Bu nedenle besi hayvanlarında hem kalite hem de verim düşerken et fiyatları da cep yakmaya devam ediyor. Türkiye’nin hayvan varlığı konusunda önde gelen şehirlerinden olan İzmir’de ise besicilik neredeyse yarı yarıya azaldı. Konuya ilişkin Veteriner Hekim Durmuş Bayram, Toprağın Sesi sayfamıza konuştu.

'ÜRETİM VE KALİTE AZALDI'

İzmir’in damızlık süt yetiştiriciliği anlamında lider şehirler arasında olduğunun altını çizen Veteriner Hekim Bayram, son yıllarda İzmir’de besiciliğin giderek azaldığını belirtti. Bayram, “Son 1 yılı referans alırsak besicilik yüzde 30 azaldı. Bir de kalite anlamında gerileme var. Yani kesilen hayvanların kilo alma değerleri, kesime sevk edilen hayvanların besi performansı maalesef olması gerekenin altına düştü. Bunları da göz önüne aldığımızda yüzde 40 seviyelerinde diyebiliriz” sözlerini kaydetti.

'SORUMLULUĞU DEĞİL'

Yem fiyatlarının piyasa koşullarına göre hızlı değişkenlik göstermesine karşılık; et, sakatat ve deri fiyatlarının bu kadar hızlı değişkenlik gösteremediğini belirten Bayram, şöyle konuştu: “Et fiyatlarının yükselmemesi için hep bir baskı var. Evet ev hanesi ucuza ete ulaşması gerekmektedir. Ama bu besi yetiştiricilerin üstlenmesi gereken bir sorumluluk değildir. Şu an et, laboratuvar analiz değerleri olarak bakarsak protein, yağ ve enerji içeriği olarak en ucuz gıdadır. Çok basit olarak 1 kg yağlı kıymayı sadece kavurarak 10 ekmek ile 10 kişi günlük ihtiyacını karşılar ama bunu başka bir ürün ve fiyatla yapamazsınız.”

'Kendi yemini üretmeli'

Üretim maliyetlerindeki en önemli kalemlerden biri olan yem için Bayram, şu ifadeleri kullandı: “Besi yetiştiricisi, kendi yemini kendi yapması gerekmektedir. Günümüz koşullarında çuval yem alarak artık besicilik yapılamaz. Temel kaynaklarını depolamalı ve sezonunda ucuza almalı. Maalesef planlamasını yapamayan besicimiz başarılı olamaz. Çünkü kar marjları çok düşük buna karşılık risk faktörleri çok yüksek” dedi. Öte yandan bir diğer üretim kalemi olan besi materyallerine değinen Bayram, “İzmir gibi dişi damızlık hayvan varlığı yüksek olan bir şehirde bile besi materyali yeterli değildir. Bu nedenle uzak şehirlerden bile besi materyali temin edilmeye çalışıyor ancak bu çözüm değil. Besi materyalinin daha lokal çözülmesi gerekmektedir.”

'Denetimler artırılmalı'

Cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle hayvan pazarlarında küpesiz hayvanların bulunduğunun altını çizen Bayram, “Hayvan satışları için hükümet kontrolünde ve denetiminde takas bank gibi satış organizasyonları yapılması gerekmektedir. Teminatını veren yetiştirici ihaleden istediği hayvanı alabilmelidir. Besi ithalatı maalesef kapasitesi yüksek çiftliklere verilmektedir. Kontrolü sağlanabilmesi için. Fakat aile işletmeleri ithal yüksek kaliteli ırklardan mahrum kalmaktadırlar. Burada TİGEM’ler devreye girmeli. Partiler halinde besi materyali alıp, karantinası bitmesi sonrası yetiştiricilere en fazla 10’ar baş olarak dağıtımını yapmalıdır” diye konuştu. Bayram, ayrıca mezbahalarda personel eksikliği yaşandığını ve bunun da sorunlara yol açtığını belirtti.