EKONOMİ

Kışlık hazırlıklar ev ekonomisine can suyu: Kurutmalık ve konserve ihracatı 2 milyar doları aştı, talep katlanıyor!

Yaz aylarının getirdiği bereket, Türk sofralarını ve ülke ekonomisini şenlendiriyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, mevsimsel ürünlerin en uygun fiyatlarla tezgahlarda yerini aldığı bu dönemin, kışlık hazırlıklar için altın fırsat sunduğunu vurguladı. Evde yapılan salçalar, reçeller, kurutulan sebze ve meyvelerle sadece israfın önüne geçilmiyor, aynı zamanda aile bütçesine önemli katkı sağlanıyor.

Abone Ol

Yaz mevsimi, Türkiye'nin bereketli topraklarından fışkıran ürünlerle sadece sofraları değil, ev ekonomilerini de şenlendiriyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, mevsimsel değişikliklerin ve özellikle bu yaz yaşanan sıcakların, kışlık kurutmalık ve konserve malzemelerin hazırlanması için uygun bir zaman dilimi sunduğuna dikkat çekti. Palandöken'in açıklamasına göre, bu dönemde hem meyve hem de kuru domates, biber, patlıcan gibi sebzelerin evde kurutulması, geleneksel yöntemlerle yapılan hazırlıkların en verimli haliyle gerçekleştirilmesini sağlıyor.

Palandöken, bu hazırlıkların sadece geleneksel bir alışkanlık olmadığını, aynı zamanda önemli bir ekonomik katkı sağladığını vurguladı. "Üstelik şu anda fiyatların bir miktar gerilemiş olması, bu hazırlıkların yapılmasını daha da cazip hale getiriyor," diyen Palandöken, evde salça yapanlar, reçel ve konserve hazırlayanlar ya da meyve kurularından şurup yapanlar için bu dönemin büyük bir fırsat olduğunu belirtti. Bu hazırlıklar, hem ailenin kışlık ihtiyacını karşılıyor hem de ürünlerin zayi olmasının önüne geçerek israfı önlüyor. Tarladan sofraya gelen ürünlerin doğru değerlendirilmesi, hem ev ekonomisine doğrudan katkı sağlıyor hem de doğal kaynakların daha verimli kullanılmasına olanak tanıyor.

Kurutmalık ve konserve ihracatı patlama noktasında: 2 milyar dolarlık dev gelir

Kışlık hazırlıkların önemi sadece hane halkı tüketimiyle sınırlı değil. Bendevi Palandöken, bu ürünlerin aynı zamanda ülke ekonomisi için de önemli bir ihracat potansiyeli taşıdığını vurguladı. Özellikle kuru ve konserve edilmiş organik ürünlerin, dünya genelinde giderek artan bir taleple karşılaştığını belirten Palandöken, bu durumun ihracat rakamlarına da yansıdığını ifade etti.

Palandöken, "Bu talep sayesinde ihracat kalemleri arasında yer alan bu ürünlerden yılda yaklaşık 2 milyar dolara yakın gelir elde ediliyor," dedi. Bu rakam, Türkiye'nin tarımsal potansiyelinin doğru değerlendirilmesiyle ne denli büyük bir döviz girdisi sağlanabileceğini gözler önüne seriyor. Özellikle organik ürünlerin yurt dışında çok daha yüksek değer görmesi, bu alandaki ihracat potansiyelini katlayarak artırıyor.

Global talep katlanıyor: İhracat geliri ikiye katlanabilir

Bendevi Palandöken, kurutmalık ve konserve ürünlere olan küresel talebin artmaya devam ettiğini ve bunun Türkiye için büyük bir fırsat sunduğunu belirtti. "Talebin artmasıyla birlikte bu yıl ihracat gelirlerinin iki katına çıkması bekleniyor," ifadeleri, sektördeki beklentinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Eğer bu tahminler gerçekleşirse, kurutmalık ve konserve ihracatından elde edilecek gelir 4 milyar doları aşabilecek.

Bu durum, tarımsal üretimin sadece iç piyasayı doyurmakla kalmayıp, aynı zamanda uluslararası piyasalarda rekabetçi bir güç haline gelme potansiyelini de ortaya koyuyor. Özellikle, taze meyve ve sebzelerin depolanması ve uzun süre korunmasındaki zorluklar göz önüne alındığında, kurutmalık ve konserve yöntemleri, ürünlerin katma değerini artırarak daha uzun raf ömrü ve daha geniş pazarlara ulaşım imkanı sağlıyor. Bu alandaki büyüme, Türkiye'nin tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve ülkenin genel ekonomik kalkınması açısından stratejik bir öneme sahip.

Tarımsal üretimin doğru değerlendirilmesi: Evden ülkeye ekonomik katkı

Bendevi Palandöken'in açıklamaları, tarımsal üretimin doğru değerlendirilmesinin, sadece büyük ölçekli sanayi kuruluşları için değil, aynı zamanda hane halkı ve küçük üreticiler için de büyük bir ekonomik potansiyel taşıdığını gösteriyor. Evde yapılan kışlık hazırlıklar, hem ailelerin gıda masraflarını düşürerek ev ekonomisine doğrudan katkı sağlıyor hem de ürünlerin israf olmasının önüne geçerek doğal kaynakların daha verimli kullanılmasına olanak tanıyor.

Bu yaklaşım, aynı zamanda geleneksel üretim ve saklama yöntemlerinin modern ihracat stratejileriyle birleştirilebileceğini de ortaya koyuyor. Özellikle organik sertifikalı ve geleneksel yöntemlerle üretilen kurutmalık ve konserve ürünler, yurt dışındaki sağlıklı gıda pazarlarında büyük talep görüyor. Türkiye'nin iklim çeşitliliği ve bereketli toprakları, bu alanda büyük bir rekabet avantajı sağlıyor. Bu potansiyelin tam olarak değerlendirilmesi, hem küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi hem de tarımsal kalkınmanın hızlandırılması açısından büyük önem taşıyor. Böylece, kurutmalık ve konserve ürünler, sadece Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetleri olmaktan çıkıp, ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık döviz girdisi sağlayan önemli bir ihracat kalemi haline gelebilir.