Bu hırsızlık rejimi olarak da adlandırılan kleptokrasi, demokrasinin tam anlamıyla yerleşmediği ülkelerde yaygın olarak görülmektedir ve ülkelerin gelişmesini önleyen en büyük engellerden biridir.
Kleptokrasi, plütokrasi ve oligarşi ile karşılaştırıldığında bazı özellikleriyle farklılık gösterir. Kleptokrasi yönetiminde bulunan ülkelerde, yozlaşmış politikacılar hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak, yandaş komisyonlar, rüşvetler ve özel ayrıcalıklar yoluyla devlet fonlarını kendilerine ve ortaklarına yönlendirerek gizli bir şekilde zenginleşirler. Kleptokratlar, genellikle iktidarlarını kaybetme riskine karşı yurtdışı bankalarda büyük kârlarının bir kısmını saklarlar.
Bununla birlikte, plütokrasi zenginlerin yönetiminde oluşan bir sistemdir. Oligarşi ise ayrıcalıklı bir sınıfın yönetimindeki bir düzeni ifade eder. Kleptokrasi ise iktidarı ele geçiren bir grubun, halkın zararına ülke kaynaklarını gasp ettiği bir yönetim biçimidir. Kleptokrasi, diğer iki yönetim şekline kıyasla daha yıkıcı sonuçlara neden olabilir, çünkü yöneticilerin çıkarları, halkın refahından önce gelir ve bu durum ülke kaynaklarının adil kullanımını engeller.
