Türk mizah geleneğinin en önemli kalelerinden biri olarak kabul edilen Leman dergisi, 26 Haziran 2025 tarihli sayısında yer alan bir karikatür nedeniyle son yılların en ciddi hukuki süreçlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Kamuoyunda büyük tepkilere neden olan ve Hz. Muhammed ile Hz. Musa'nın karikatürize edilmiş görsellerini içerdiği belirtilen çizim, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nı harekete geçirdi. Başsavcılık, derginin söz konusu karikatürü yayınlayarak "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçunu işlediği değerlendirmesiyle derhal bir soruşturma başlattı.

Yapılan resmi açıklamada, 2025/142442 soruşturma dosyası üzerinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216/1 maddesi gereğince işlemlerin başlatıldığı kamuoyuna duyuruldu. Bu gelişme, ifade özgürlüğü ve dini değerlere saygı arasındaki hassas çizgiyi bir kez daha Türkiye'nin gündemine taşırken, soruşturmanın kapsamı sadece adli boyutla sınırlı kalmadı. Savcılığın attığı adımlar, derginin mali yapısını da hedef alarak krizin derinleşeceğinin sinyallerini verdi.

Yurt dışı bağlantısı mı araştırılıyor?

Adli soruşturmanın gölgesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı mali soruşturma, olaya bambaşka bir boyut kazandırdı. Başsavcılık, Leman Kültür isimli şirketin yetkilisi Kemal Şentürk'ün ve bağlantılı olduğu şirketlerin, "menfur eylemin gerçekleştirilmesine yönelik" yurt içi veya yurt dışından, özellikle yabancı kuruluşlardan mali destek alıp almadığının tespit edilmesi amacıyla ikinci bir soruşturma açıldığını bildirdi. CMK'nın 160. maddesi uyarınca 2025/142958 numarasıyla kayda geçen bu mali soruşturma, savcılığın olayı basit bir editoryal hata veya tercih olarak görmediğini, arkasında organize bir eylem olup olmadığını araştırdığını ortaya koydu.

Bu karar, söz konusu karikatürün yayınlanmasının arkasındaki motivasyonların ve olası finansal desteklerin de aydınlatılmaya çalışılacağını gösteriyor. Ortaya çıkacak sonuçların, devam eden ana soruşturmanın seyrini doğrudan etkileyeceği de savcılık açıklamasında özellikle vurgulandı. Bu durum, Leman dergisi ve yetkilileri üzerindeki hukuki baskıyı önemli ölçüde artırdı.

Halk TV'ye 10 gün karartma cezası verilmişti... Tarih belli oldu!
Halk TV'ye 10 gün karartma cezası verilmişti... Tarih belli oldu!
İçeriği Görüntüle

Adalet Bakanı Tunç'tan net mesaj

Soruşturma derinleşirken, operasyonel adımlar da gecikmedi. Gözaltına alınan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Konuyla ilgili en net ve üst düzey açıklama ise Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan geldi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, kamuoyunun hassasiyetle takip ettiği süreç hakkında bilgi verdi. Bakan Tunç, "Peygamber Efendimizin saygısızca karikatürünün çizilmesiyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 4 şüpheli, çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklanmıştır," ifadelerini kullandı.

Bakan Tunç, soruşturmanın sadece yurt içindeki şüphelilerle sınırlı kalmadığını da belirtti. Yurt dışında olduğu tespit edilen 2 şüpheli hakkında ise yakalama kararı çıkarıldığını duyuran Adalet Bakanı, "Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir," diyerek devletin konuya verdiği önemin altını çizdi. Bu tutuklama kararları, soruşturmanın ciddiyetini ve yargı makamlarının olaya yaklaşımını net bir şekilde ortaya koydu.

'Karikatürü ben çizmedim, haberim yoktu'

Gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan şüphelilerin emniyette verdikleri ilk ifadelerin detayları da gün yüzüne çıktı. Savunmalar, dergi içerisindeki sorumluluk zincirine dair soru işaretleri doğurdu. 25 senedir Leman dergisinde mali işler müdürü olarak çalıştığını belirten A.Y., "Dergi üzerinde basın ve yayın süreciyle ilgili hiçbir yetkim yoktur. Ben sadece derginin mali işleri ile ilgileniyorum. Dergideki paylaşımlar hakkında herhangi bir bilgim ve yetkim yoktur. Karikatürü ben çizmedim, ilk kez emniyette öğrendim," diyerek suçlamaları reddetti ve kendisini editoryal süreçten ayrıştırdı.

Derginin 15 yıllık yazı işleri müdürü olan Z.A. ise ifadesinde benzer bir savunma çizgisi izledi. Karar merci olmadığını belirten Z.A., "Olayda bahsi geçen karikatürü derginin yetkilisi kişinin beni araması üzerine öğrendim. Bu olayda uzaktan yakından hiçbir sorumluluğum yoktur. Karikatürü çizen şahsı tanımıyorum," şeklinde konuştu. Bu ifadeler, soruşturmanın asıl olarak karikatürü çizen sanatçıya ve yayınlanması için nihai onayı veren yetkililere odaklanacağını gösteriyor. Şüphelilerin savunmaları, dergi içindeki hiyerarşik yapının ve karar alma mekanizmalarının savcılık tarafından detaylı bir şekilde incelenmesine neden olacak gibi görünüyor.

Kaynak: haber merkezi