Samsun'un Terme ilçesinde yaşayan Yılmaz ailesinin 3 çocuğundan, Ankara'da çağrı merkezinde çalışan Neslihan Yılmaz, fazla kilolarından kurtulmak amacıyla Ordu'nun Fatsa ilçesinde bulunan bir özel hastanede operasyon geçirmeye karar verdi. 27 Mayıs’ta yapılan tahlillerin ardından aynı gün operasyona alınan Yılmaz, ameliyat sonrası 3 gün hastanede kaldıktan sonra taburcu edildi. Eve döndüğünde rahatsızlanan Yılmaz, yeniden hastaneye gitti. 12 ve 17 Haziran 2024 tarihlerinde her biri yaklaşık 5 saat süren ameliyatlara alındı. Neslihan, 21 Haziran’da hayatını kaybetti. Kızlarını kaybeden Yılmaz ailesi, operasyonu gerçekleştiren genel cerrahi uzmanı ve diğer kusuru bulunan kişilerden 'taksirle ölüme neden olma ve sair suçlar' gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu.
‘HASTANE DEĞİL, KABUS GİBİYDİ’
Neslihan’ın annesi Zübeyde Yılmaz, "Hastane değil sanki bize kabus gibiydi. Ben hala çözemiyorum ne yaşadığımı. Doktora, 'Neslihan nasıl iyi mi?' diye sordum. 'Çok iyi' dedi. Bunu doktora her seferinde, her gün sordum, sürekli 'çok iyi, çok iyi, mükemmel' yanıtını verdi. Biz Neslihan'la alakalı bir şey bilmiyoruz ama doktora güvendik. Bazen de hemşirelere sordum 'bir sıkıntı mı var' diye, 'hayır ablacığım öyle bir şey olsa biz sana söyleriz, biz gülebilir miyiz' dediler. Neslihan'ın vefat ettiği cuma günü saat 15.00- 16.00 sıralarında hastaneye geldim. Geldiğimde doktorun hemşiresini aradık. Hemşire bize cevap vermedi. Sonra mesaj attık. Mesaj atılınca 'şu an müsait değilim doktor sizle ilgilenecek' dedi. Doktor geldiğinde bana, 'Neslihan çok iyi, toparlamaya çalışıyoruz. Sadece tansiyonu düşük' dedi. Sonra tekrar geldi gitti yanımıza, yine öyle dedi. Bu birkaç sefer tekrarlandı. Daha sonrasında benim akrabalarımdan teyzemin oğlu geldi. Yoğun bakımın kapısına vurarak kapıyı açtırdı. Doktora, 'kestin, biçtin, diktin, al cenazeni git mi diyorsun' deyince öğrendim kızımın vefat ettiğini. Doktor bana hiçbir açıklama yapmadı. 'Kızın vefat etti' kelimesini bile ağzından duymadım" dedi.
‘KIZIM AMELİYATA UYGUN DEĞİLDİ’
Kızının uygun şartlar oluşmadan ameliyata alındığını iddia eden Zübeyde Yılmaz, "Benim kızımın ameliyat olması baştan zaten hata. Kızımın değerleri yüksek. Ameliyat olmaya uygun değil. Zaten çocuk enfeksiyonlu, kolesterol tavan yapmış. Böyle bir hasta alınır mı? Anestezi doktoru da izin vermemiş zaten. Nasıl aldılar ameliyata ben çözemiyorum. Hata 1; benim çocuğumu ameliyata almaması gerekiyor. Hata 2; mide dönmesi oluyor. Hata 3; midede kaçak bırakıyor. Daha nasıl bir hata yapabilir? Başka bir hata bulmanıza gerek var mı? Hata çok" diye konuştu. Zübeyde Yılmaz, bu tarz ameliyatların yasaklanmasını istedi.
ANNE, KIZIYLA YAŞADIKLARINI ANLATTI
Hastanede geçirdiği günleri anlatan Yılmaz, "Kabusu yaşadık. Hastane değil kabus gibiydi. Ben hastanede kalmadım kabusun içindeydim. Gerçekten bir dakika uyumaz mı bir çocuk ya bir dakika dinlenmez mi? 'Anne elimi sil', 'Anne yüzümü sil', 'Anne ayağımı sil', 'Anne yüzüme su dök', bu nasıl bir hayattır? 26 gün çocuğum böyle yaşadı. Doktor dedi ki; '2 gün sonra çıkacaksınız. Çok mutlu gidecek Neslihan'. Ben de hayal kuruyorum 'Kızım sana şunu yapacağım, bunu yapacağım' diye. Tekrar doktora soruyoruz, 'Neslihan iki gün sonra gidecek çok mutlu gidecek' diyor. Doktor bana hiçbir şey demedi. Neslihan hakkında kötü hiçbir şey demedi” dedi.
DOKTOR DHA’YA KONUŞTU
Neslihan Yılmaz'ın operasyonunu gerçekleştiren Op. Dr. Erkan A., DHA’ya yaptığı açıklamada suçlamaları reddederek, şunları söyledi:
" Ben hastaya tüp mide ameliyatı yaptım ve ameliyat öncesi tüm tetkikleri de ayrıntılı şekilde yaptık. Ailenin bahsettiği gibi 'Değerlerde yükseklik vardı ve buna rağmen ameliyata alındı' gibi bir durum yok. Değerlerdeki yükseklikler de ameliyata engel bir durum değildi. Biz tüp mide ameliyatını yaptık. Ameliyattan sonra bir problemimiz olmadı ve 2 gün içinde hastayı taburcu ettik. Hasta eve gittikten sonra kusmalar olmuş ve biz bu durumu da çok yakından takip ettik. Bizim hasta takip hemşirelerimiz ve diyetisyenlerimiz var. Hastayı ilk 3 gün 'Nasılsınız' tarzında takip ediyoruz ve bir hafta sonra kontrole çağırıyoruz. Birinci ayda üçüncü ayda da takibe çağırıyoruz. Bu hastayla alakalı bir sıkıntı bildirilmedi. 10 gün sonra kusmaları olduğu yönünde haberini aldık. Hastayı hemen hastanemize davet ettik. Orada da bulantıları olunca tedavisini yaptık, hasta toparladı. Endoskopide de midede dönme olduğunu gördük. Ameliyattan sonra bir dönme oluşmuş. Bunun için bir endoskopik müdahalede bulunduk ancak bu şekilde de düzelmedi. Düzelmeyince, şikayetler de artınca bu defa ameliyat kararı aldık. Ameliyattan 4 gün sonra da dikiş açılması yani bir kaçak oldu. Kaçak olduğu için mecbur içerideki sıvıyı dışarıya almak için tekrar ameliyata aldık. Bir temizlik yaptık ve diren koyduk. Daha sonrasında takibe aldık. Bu takiplerde hastanın kan değerleri düzeliyor ancak hasta bir şekilde düzelmedi. Enfeksiyon değerleri düşüyor verdiğimiz ilaçlarla kan değerlerine bakıyoruz ancak hastanın akciğeri toparlamadı. Akciğer yetmezliğinden dolayı hastamızı kaybettik."
‘SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM'
Aileye, 'Kusura bakmayın ben bir hata yapmışım benim hatam’ gibi bir söylemde bulunmadığını belirten Erkan A., “Bu suçlamayı kabul etmiyorum. Zaten bu bir cerrahi hata da değil. Bu tüp mide ameliyatından sonra oluşabilecek bir durum. Ameliyat sırasında zaten biz tüm testlerimizi yapıyoruz. Bir şey olmadığını gördükten sonra taburcu ediyoruz hastayı. Kötü olan bir hasta nasıl taburcu olacak? Tıbbi bir müdahalede herhangi bir yanlışlığımız yok. Burada suçlu aramaya gerek yok. Ben hastayı da suçlamıyorum kendimi de suçlamıyorum. Ailenin suçlamalarını da kesinlikle kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.