MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik "terör eylemlerine son vererek örgütün lağvedilmesi" çağrısının ardından başlayan İmralı görüşmelerinde kritik bir aşamaya gelindi. İddialara göre, Öcalan'ın bugün yapması beklenen açıklamada, PKK'nın silahlı mücadeleyi sürdürmesinin artık bir anlamının kalmadığı vurgulandı.
Açıklamanın başında konuşan Sırrı Süreyya Önder basın mensuplarını Barış Annelerini ve gelenleri selamladı.
Önder "Gar Katliamına Suruç'ta hayatını kaybedenleri selamlıyoruz bu barış sizin canınızla ödediğiniz bedeldir.Bu ülkenin bütün evlatları, askeri, polisi ayırt etmeksizin bu anlamsız, kaotik süreçte hayatını kaybeden bütün gençlerimizi saygıyla rahmetle anıyoruz. O annelere evlat olacağız, o annelere haysiyet borcumuzdurEmeği geçen herkese, Sayın Cumhurbaşkanı’na, Devlet Bahçeli’ye ve Özgür Özel’e ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Tarihin kırılma anındayız; ama olumlu bir kırılma" diye konuştu.
CNN Türk'e gönderme yapan Önder, "1,5 sayfa diyorlardı, 3 sayfa oldu mektup. Sizi yalancı çıkardığımız için üzgün değiliz" dedi.
İlk olarak açıklamanın Kürtçesini Ahmet Türk okumaya başladı.
Ahmet Türk'ün aktardığına göre Öcalan, "Kürt ve Türklerin birlikte yaşaması yüzlerce yıldır devam ediyor. Demokratik modernite iki yüz yıl önce kırılan bu ittifak onarıyor. Kardeşlik ruhuyla birlikte yürütmek istiyoruz. PKK, en uzun ve geniş çaplı bir savaşı yürüttü. Çünkü inkar vardı ve başka seçenek yoktu. Bu yüzden büyük destek aldı" ifadelerini kullandı.
Sürecin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başladığını hatırlatan Öcalan, "Demokratik siyaset mümkün. Kullanılan dil de buna uygun olmalı. Bahçeli’nin çağrısının ardından başlayan süreçte silahlı mücadelenin sonlanması çağrısı yapıyorum. Bunun sorunluluğu bende. Silahsızlanma çağrısını yapmak istiyorum. Bütün silahları bırakın, PKK kendini feshetmeli" dedi.
ABDULLAH ÖCALAN'IN ÇAĞRISI
Abdullah Öcalan'ın çağrısı Kürtçe ve Türkçe olarak paylaşıldı. Çağrıyı, Ahmet Türk Kürtçe, Pervin Buldan ise Türkçe olarak okudu.
İşte Abdullah Öcalan'ın çağrısı:
"PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.
Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.
Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.
Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.
Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.
Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.
Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.
Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim."
Ne olmuştu?
Bahçeli, 22 Ekim'de yaptığı açıklamada, "Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" ifadelerini kullanmıştı. Bu çağrının ardından DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretleri başladı. İktidar temsilcileri, Öcalan’dan silahların koşulsuz bırakılmasına yönelik bir çağrı yapılmasını beklerken, DEM Parti kanadı da sürece olumlu yaklaştı. Son dönemde, Öcalan’ın videolu bir mesajla açıklama yapacağına dair iddialar gündeme gelmişti. Bugün DEM Parti heyetinin 7 kişiyle gerçekleştireceği 3. İmralı ziyareti sonrasında kapsamlı bir açıklama yapılması planlanıyor.