Altının ons fiyatı, haftanın ilk işlem gününde 3 bin 831 dolar seviyesine yükselerek tarihi bir rekor kırdı. ABD’nin borç sorunları, uluslararası piyasalarda doların güven kaybı ve küresel ekonomik durgunluk beklentileri, yatırımcıları “güvenli liman” olarak görülen altına yöneltti. Yılın ilk gününde 2 bin 623 dolardan başlayan ons altın, 9 ayda 1.208 dolar değer kazandı ve yaklaşık %46’lık bir artış yakaladı.
Uzmanlar, altındaki bu yükselişte sadece jeopolitik risklerin değil, aynı zamanda dünya genelinde faiz oranlarının düşeceğine ilişkin beklentilerin de etkili olduğunu belirtiyor. Orta Doğu ve Ukrayna’daki gelişmeler, yatırımcıların riskli varlıklardan çıkıp altın gibi güvenli enstrümanlara yönelmesine yol açtı.
ABD’de borç krizi ve faiz politikası etkisi
Analistlere göre, ABD’nin finansal istikrarına duyulan güvenin zedelenmesi altının fiyatını yukarı çeken en önemli faktörlerden biri. Donald Trump yönetiminin izlediği ekonomik politikalar, yüksek ulusal borç ve kredi notunun düşürülmesi, ABD devlet tahvillerine ilgiyi azaltırken altına yönelimi artırdı.
Ayrıca, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) son faiz indirimi de altının ons fiyatını destekledi. Faizlerin düşmesi, altın gibi faiz getirisi olmayan varlıkların cazibesini artırıyor. ABD’de federal hükümetin bütçe onayını yetiştirememesi nedeniyle yaşanabilecek bir kapanma (shutdown) ihtimali de piyasalardaki risk algısını yükseltirken altın fiyatlarına ek ivme kazandırdı.
Piyasalarda güvenli liman arayışı devam ediyor
Altındaki bu yükselişin, kısa vadede volatilite yaratabileceği ancak uzun vadede yatırımcıların güvenli liman arayışını sürdüreceği öngörülüyor. Analistler, jeopolitik gerilimler ve ekonomik belirsizlikler devam ettiği sürece altının ons fiyatının yeni rekor seviyeleri test edebileceğini belirtiyor.
Özellikle doların küresel rezerv para statüsüne yönelik tartışmaların artması, merkez bankalarının altın rezervlerini güçlendirme hamleleri ve gelişmekte olan ülkelerin altına olan talebinin devam etmesi, fiyatların destek bulmasını sağlıyor. Bu durum, hem bireysel yatırımcıların hem de kurumsal portföylerin altın ağırlığını artırmasına yol açıyor.