CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı'nın belediyelerin açtığı kreşlerle ilgili gönderdiği yazıya tepki gösterdi.
''Şimdi sizleri siyasi hırsların, siyasi hazımsızlığın eseri olan bir iktidarın nasıl suçüstü yakalandığını anlatacağım. Nasıl suçüstü yakalandığını. Mevzu şu herkes kamuoyu araştırmalarına bakıyor, seçmen davranışlarını anlamaya çalışıyor. Bir çalışma var. Kendileri yaptırmışlar. 2019’da birinci seçimde AK Parti'ye oy vermiş. Mazbata iptal olmuş. YSK darbe yapmış ikinci seçimi Ekrem Başkan, 806 bin farkla kazanmış ya, orada da Tayyip Bey'e inanmış, yine AK Parti'ye oy vermiş, kadın seçmenleri çalışıyorlar. İki seçimde de AK Parti'ye vermiş, bu seçimde dönmüş, İmamoğlu'na oy vermiş. Niye diye soruyorlar. Niye? Oy geliştirme davranışında ne etkili? Birinci sıra anne kart, 0-5 yaş arası çocuğu olan kadınlara Ekrem Başkan'ın yolladığı doğumdan itibaren ‘Hoş geldin bebek’ paketiyle başlayan olarak da ücretsiz ulaşım sağlayan. Çocuklarıyla bir annesine gitmeye, bir yakınına gitmeye... Parası yok ki çocuğu bir yere bıraksın. Bir yakınına ücretsiz gidiyor, oraya bırakıyor, işini görüyor. Ücretsiz anne kart. Ben gözümle gördüm. Çocuğu bir eliyle tutuyor çantadan çıkartıyor kartı Ekrem Bey’e kartı tutarak kalp yapıyorlardı, seçim otobüsüne. Kaç anne kartlı annenin Ekrem Başkana minnet gösterdiğini gördüm. AK Parti de görmüş. Bir ‘Anne Kart’, iki ücretsiz kreş. Çok uygun fiyatlı kreşler. Bunu görünce; ‘Kardeşim biz yanlış yapmışız. Biz İstanbul'dan hiç kreş açmadık bunlar geldiler İstanbul'da bir yıl içinde 105 tane kreşi açtılar ve milletin gönlüne girdiler. Böyle olunca da 105 derece evet. Bir yıl daha Ekrem İmamoğlu gelmiş, bir dönemde 105 tane kreş açmış ve bu kreşten dünya kadar çocuk yararlanıyor. Bu da annelerin gönlünde bir yer etmiş.
Seçmen davranışı değişmiş, partisini değiştirmiş. Yanlış yapmışız, 0 kreş 105 kreş, Ankara'da 0 kreş 35 kreş. Biz bu kreş işine hep birlikte davranalım, ‘Hem belediyelerimiz hem iktidarız biz her mahalleye kreş yapabiliriz biz demek yerine’ ne diyorlar? Çünkü, kadının işi ne? Evde çocuk baksın. Biri büyümeden bir diğerini yapsın. O büyümeden bir diğerini baksın. Çocuk baksın. Engellisine baksın. Yemek yapsın. Ne işi var çalışmada, ne işi var çocuğunu kreşe bırakmakta? Zihniyet bu olunca, kreş açamayız, kadını sosyal hayatına, iş hayatına katamayız ne yapalım? Kreşleri kapatalım. Belediyelerin kreş açma yetkilerini elinden alalım. Bunu yaparken nasıl yapalım? Şöyle yapalım; ‘Efendim geçmişte bir anayasa mahkemesi karar biz belediyelerimize, anaokulu açtırıp oradan eğitim faaliyeti verecekken CHP başvurup, Anayasa Mahkemesi’nden 17 yıl önce karar almıştı. O kararı dayanak tutarız, kreşleri kapatırız’... Bir kere koca yalan bir; bunlar kreş, yani çocuk bakım evi. Bunlar anaokulu değil. Bunlar ilkokul değil. Bizim başvurumuz anaokulu ve ilkokulun açıp belediyenin doğru öğretmenleri, uzman öğretmenleri bu konunun uzman öğretmenlerini koymayıp; anaokulda, ilkokulda verilecek Milli Eğitimin yapacağı işi 17 yıl önce belediyelere vermeye çalışıyorlardı, ona itiraz etmişiz, Anayasa Mahkemesi hak vermiş. Ama kreş değil olan ve 17 yıl boyunca o günden bugüne bu 8’inci Milli Eğitim Bakanı o karara göre hiçbir işlem yapmamış, bugün geliyor bu işlemi yapıyor. Sen bir kere Anayasa Mahkemesi kararlarına 17 yıl vadeli uyacağına 7 ay vadeli uy da Can Atalay gelsin bu Meclis’te görevini yapsın. Ama maksat kreşlerdeki halk memnuniyetinin önüne geçmek olunca yazı yazıyorlar Milli Eğitim Bakanlığı olarak, kapatın kreşleri. Biz ‘hodri meydan’ dedik. Kapatamazsın kreşleri dedik. Kreş dışarıda 20 bin lira belediyedeki bin 200 lira. Anne çocuğu kreşe veriyor, 17 bin liralık asgari ücretle ikinciyi alıyor. Kocanın asgari ücreti kiraya gidiyor. Bu da kursaktan geçiyor dedik.
Bu kreşi kapatmak öyle her babayiğidin harcı değil, ‘hodri meydan’ dedik. İki günde Türkiye ayağa kalktı. Ne olduklarını şaşırdılar ve hemen yalana sarıldılar. Açıklama yaptılar. Deformasyon'dan, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan. Açıklamaları ne? Açıklamaları şu; ‘Milli Eğitim Bakanlığı yazısının hiçbir yerinde kreş geçmemektedir.’ Milli Eğitim Bakanlığının yazısı; ‘Bakanlığımızca sahada yapılan incelemelerde belediyeye bağlı kreş adı altında açılan yerler oldu. Son, yeni yerlerin açılmasının geçilmesi ve mevcut yerler hakkında meşru hükümlere göre hareket edileceğinin ilgili belediyelere bildirilmesi hususunda’. Belediyelere bağlı kreş... Bunu Türkiye'nin bugüne kadar gelmiş Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değil, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü ama Adalet ve Kalkınma Partisi'nin en iyi Milli Eğitim Bakanına gösteriyoruz. Niye iyi? Vallahi, Köksal Toptan bu AKP'ye böyle benzemiyor. Bundan önceki birçok Bakan berbat işler yaptı ama AK Parti'yi gösteren, sıkıştığında beyaza siyah diyecek ve bu yalanı gözümüzün içine baka baka savunacak AK Parti zihniyetinin 22 yıl sonunda ülkeyi getirdikleri noktayı bu Bakandan iyi kimse anlatamazdı. Dün açıklama yaptı. Diyor ki; belediyelere bağlı kreş yazmış buraya. Bizim yazımızın hiçbir yerinde kreş ifadesi geçmiyor diyor. Dezenformasyon açıklama yapıyor bir diğeri ona karşı açıklama yapıyor.
Şunu söyleyelim: Kreş açmaya devam edeceğiz. Seçimi kazanabilselerdi; İzmir'e 100 kreş, Ankara'ya 100 kreş, Murat Kurum bize yazıyı yollayan Bakan, - Milli Eğitim onlara yazıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bize yazıyor - ‘İstanbul'da her mahalleye kreş yapacağız’ diyor. Ama geldikleri noktada Cumhuriyet Halk Partisi'nin kreşlerine saldırıyorlar. Onlar bizim kreşimiz değil. Onlar yoksulların, yoksul annelerin geçim zorunda olan ailelerin kreşleri. Her gün yenilerini açmaya, şu ana kadar 653 tane açmışız. Açanların anlından öpüyorum. Açılacak kreşleri bekliyorum. Kreşleri hızla arttıracağız. Asla ve asla kimseyi umutsuz kimseyi bir başına bırakmayacağız. Tabii CHP’nin AK Partiyle bir karşılaştırmasını yapmam lazım. Bu 2024 yılı iktidar partisi. Kreş kapatan parti. Kreş kapat yazısı yazan parti. Bu 1935 CHP 4’üncü büyük kurultayı görüşmeleri tutanağı... Tayyip Bey sıkıştığı zaman devlet arşivine dalıp da CHP ile ilgili bir şey arıyor ya. Bakın ne bulduk; şehir ve kentlerde süt damlalarını, süt çocukları için bakım ve danışma evlerini, kreşleri, öksüz yurtlarını çoğaltmak. Cumhuriyet Halk Partisi... O geçmişten husumet olup da geçmişten bir kelime bulup da bir yalana çevirip de o laf ettiğim Cumhuriyet Halk Partisi, bundan 90 yıl önce süt bebeleri için kreşleri, bakım evlerini, öksüz yurtlarını çoğaltmak diyor sen 2024’te üç kuruşluk oy hesabıyla kapatmaktan bahsediyorsunuz. İşte CHP zihniyeti, işte sana AK Parti'nin geldiği nokta.’’
Milletvekili danışmanları ve Meclis çalışanlarının haklarını gündeme getiren Özel, "Bütçe görüşülüyor, önümüzdeki günlerde Meclis bütün Türkiye'nin gözü üzerinde olacak şekilde bütçe görüşmelerini yapacak. İlk gelecek bütçe Meclis'in kendi bütçesi. Sayın Numan Kurtulmuş'un verdiği bir sözü tutarak tarihe geçmesini bekliyoruz. Bu Meclis'te emek sömürülerinin en büyüğü yaşanıyor. Meclis'te çalışan danışman arkadaşlarımız kıdem ve ihbar tazminatı alamıyor. Her Meclis Başkanı geldikten sonra sendikalar onunla konuşuyor. Meclis Başkanları değişiyor, ritüel değişmiyor. Numan Bey'in verdiği söz var. Meclis'teki danışman arkadaşlarımız için ve farklı istihdam biçimleriyle emekleri sömürülen tüm emekçi arkadaşlarımız için Meclis Başkanı'nın adım atmasını bekliyoruz" dedi.
DEPREM KONUTLARI
"Ekonomi kurmaylarımız Türkiye'yi karış karış dolaşıyor" diyen Özel, "Özellikle 3 büyük deprem ilinde yaptıkları temaslardan sonra ön raporlarında, mücbir sebep uygulamasının yeniden uzatılması. Hala siftahsız kapanan dükkanlar varken, 3 yıllığına uzatılması bütün esnaf örgütlerinin talebidir. Rezerv alan sorunu deprem bölgesinde sürüyor. Yerinde dönüşüm için 750 bin lira hibe ve 750 bin lira kredi ile ev yapmak mümkün değil. Bunu 1,5 milyon lira hibe, 1,5 milyon lira kredi talep ediyorlar. Sayın Erdoğan 'Bir yılda 650 bin konut yapacağım' dedi. Sırf vatandaşı kandırıp seçimi kazanmak için ısrarla söylediler. Sonuç, şu ana kadar 130 bin konut teslim edildi. 9-10 yılda tüm depremzedelerin eve geçmesi hesaplanıyor. Bu kabul edilebilir değil" ifadelerini kullandı.
ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERLE GÖRÜŞME
Şehit aileleri ve gazilerle bir araya gelen CHP heyetinin temasları hakkında konuşan Özel, "Geçen hafta Genel Başkan Yardımcılarım 34 şehit ve gazi ailesine gitti. 3 derneği ziyaret ettim. Dedikleri şu; 'Meclis'te şeffaf, hesap verebilir, bu süreçte tek güncemiz CHP' dediler. 'Süreç siyasi bekaya heba edilirse haklarımızı helal etmeyiz' dediler" ifadelerini kullandı.
"MİLLETİME ŞİKAYET EDİYORUM"
Kayyum görevlendirmelerine tepki gösteren Özel, "İktidar kendine yol açmak için bildiği yola tekrar başladı" derken sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ahmet Özer'i yapmadığı telefon görüşmesiyle, kirasını örgüt parası diye yalandan tutukladılar. 28 gün oldu iddianame hazırlanamadı. Kayyum atamalarına 10 parti birden kanun teklifiyle bunun kaldırılmasını ortaya koydu. Kayyum ne DEM'in ne CHP'nin işidir. Bugün bize yarın başkasına. Bu mesele terör meselesi değil, demokrasi meselesidir. 10 siyasi parti doğrunun altına imza attı. Türkiye'de muhalefetin bir arada durabildiğini göstermesi için önemlidir.
Artık bir rezaleti ifşa etmenin zamanı geldi. Neymiş Akın Gürlek'i çok eleştirdiğimiz için görüştürmüyorlarmış. Beni, milletvekillerimi Ahmet Özer'le görüşmeyeceksin. Hadsizliğin, hukuksuzluğun en tepe noktasındasınız. Bu parlamentonun milletvekillerinin muhalefeti sansüre ve terbiye edilmeye karşı Meclis Başkanı olarak siz bu işi nasıl çözemezsiniz Numan Bey. Bizden bekliyorlar ki Akın Gürlek'e laf söylemeyeceğiz. Akın Gürlek bu sarayın celladıdır, seyyar giyotinidir. Akın Gürlek'e bu bakanın gücü yetmemektedir. Bu bakanlığın imamı Akın Gürlek'tir. 28 gün sustuk. Be utanmazlar, Allah'tan korkmazlar. Ben Akın Gürlek'e laf etmeyeceğim siz izin vereceksiniz. Bu ülkede Adalet Bakanlığı makamında oturan kişi, yazıklar olsun sana. Milletimize şikayet ediyoruz bu anlayışı.
Yarın Abdullah Öcalan'a milletvekilleri görüş verilecek. Abdullah Öcalan'a milletvekili yollayıp da Akın Gürlek kızıyor diye belediye başkanına CHP'yi yollamayanı millete şikayet ediyorum."
ASGARİ ÜCRET GÖRÜŞMELERİ
Asgari ücret sürecine değinen Özgür Özel, "Asgari ücret belirlenecek. Türkiye'de işçilerin yüzde 57'si asgari ücret alıyor. AB'de bu oran yüzde 9. Bu iktidar insanları nasıl kandırabilirim, ona çalışıyor. Gerçekleşen değil, hedeflenen enflasyona göre zam verelim diyorlar. 17 bin liralık asgari ücreti 22 bin lira yapalım, bütün hesap bu. Merkez Bankası'nın hesaplamasına göre asgari ücrete yapılan yüzde 1'lik zam enflasyonu 10 binde 7 etkiliyor. Biz enflasyonda yüksek enflasyonda 5'inciyiz. 200'ün üzerindeki ülkenin enflasyonu bizden çok daha iyi. Vergi artışlarını yapacaksın, zam yapacaksın, israfı bitirmeyeceksin; sonra çıkıp asgari ücrete zam vermeyelim ve enflasyonu düşürelim diyeceksin" diye konuştu.
Özgür Özel, CHP'nin 2025 yılının ilk 6 ayı için asgari ücret talebinin 30 bin lira olduğunu tekrarladı.
BAHÇELİ'YE: BASINI TEHDİT EDEMEZSİN
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşmasına tepki gösteren Özgür Özel şunları söyledi:
"Son olarak Devlet Bahçeli konuştu. Bizim pozisyonumuz belli. CHP samimi olarak durdurduğu yerde durmaktadır. Bahçeli 'Halk TV başta olmak üzere MHP'ye saldırı ortamı açan medya organlarını ve medya patronlarını not aldığımızı, yeri geldiği zaman burunlarından getireceğimizi duyurmak istiyoruz' diyor. Sayın Bahçeli bunu yapma. Bir televizyon kanalı başta, gazetecileri, patronları not edecekmiş, burunlarından getirecekmiş.
Bir ülkede o rejimin adı demokrasisiyse, oturduklarımız koltuklara millet oturtuyorsa sen yasama kadar önemli olan basını, gazeteyi, medyayı tehdit edemezsin. Bugünden itibaren herhangi bir gazeteye, gazeteciye zarar gelirse, milletimiz bilsin ki Devlet Bey'in talimatıyla MHP yapmıştır, nokta. Kabadayı mısınız siz?
Bir de bize bir şey demiş. Pazar günü gitmişim Hacı Bektaş-ı Veli'de konuşma yapmışım. Diyor ki bana, 'Hangi rejimi değiştiriyorsun, Cumhuriyet'i mi?' Sayın Bahçeli, Cumhuriyet'in kurucu partisi sana rağmen bu rejimi korumaya devam ediyor. Bizim ortadan kaldıracağımız rejim saray rejimidir."