Peki acaba her notası bütün bir halkı sevgi ve minnetle bağlayan İstiklal Marşımızın bestesi, nasıl hayat buldu?

Bu sorunun cevabı, Tekfen Vakfı’nın desteği ile yazar Mehmet Altun’un devlet ve özel arşivlerinde, sahaflarda yaptığı araştırmalar sonucunda kaleme aldığı “Özgürlük Notaları - Milli Marşın Öyküsü” adlı eserinde saklı. İlk baskısı 2008 yılında yapılan bu eşsiz eser, yine Tekfen Kültür Sanat Yayınları tarafından cumhuriyetin 100 yılına özel yapılan ve sadece 1000 adetle sınırlı olan 3. baskısıyla, şimdi kitapçılarda.

Tarihin tozlu sayfalarından gün ışığına çıkarılan Milli Mücadele Dönemi’nin unutulan notalarını, kalıcılığını sağlayacak bir araştırma kitabıyla gelecek nesillere taşıdıklarını belirten Tekfen Vakfı Genel Müdürü Dori Kiss Kalafat, “Mehmet Altun'un Milli Marş bestesi yarışmasına başvuran bestelerden iki tanesini sahaflarda bulmasıyla başlayan yolculuğumuz, cumhuriyetimizin 100. yılında devam etti. Sözleri aynı besteleri farklı olan bu notaların izinden giderek başlayan bu yolculukta, Altun’un ulaştığı tarihi bilgi ve belgelerle, 1921 yılında Maarif Vekaletince açılan İstiklal Marşı yarışmasına katıldığı bilinen 11 eserin orijinal notalarına ulaşmayı başarmıştık. Şimdiyse bu değerli kitap, 100. yıla özel baskısıyla yeni ulaşılan 3 ilave beste ve  arşiv belgelerle daha zengin bir içeriğe sahip” dedi.

ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN İZLERİNİ TAŞIYAN BİR HİKÂYE

İstiklal Marşı’nın hikâyesinin Kurtuluş Savaşı’nın hikâyesi ile paralelliğine dikkat çeken yazar Mehmet Altun, savaşın en kritik döneminde bir milli marş bestelenmesi için Ankara’da başlatılan girişimin, Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulacak olan Cumhuriyet’in habercisi olduğunu belirtti.

Osmanlı geleneğinde olmayan Milli Marş kavramının Ankara’da temelleri atılmakta olan yeni devlet için bir başlangıç noktası olarak görüldüğünü vurgulayan Altun, bu kadar önem atfedilmesine karşın savaşın olağanüstü şartlarında seçimin kolay olmadığını ve İstiklal Marşı için Türkiye’nin her köşesinden gelen 100’ü aşkın bestenin yıllarca değerlendirilemediğini söyledi. Hatta bir dönem bir çuvala doldurularak Hilal-i Ahmer’in, yani Kızılay’ın deposuna kaldırılan bestelerin daha sonra bir süre kaybolmasını da savaşın olağanüstü şartlarına bağlayan Altun, “Bu kitapla İstiklal Marşı’nın fazla bilinmeyen ilginç ve iniş çıkışlarla dolu öyküsünü Cumhuriyetimizin 100. yılında yeniden okurlarla buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyorum,” dedi.

Kaynak: igf