Hindistan’ın kontrolündeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde 22 Nisan’da turistlere yönelik düzenlenen silahlı saldırıda 26 kişi hayatını kaybetti. Olay sonrası Hindistan, saldırganların Pakistan’dan geldiğini iddia ederek komşusunu suçladı. Bu gelişme, iki ülke arasında yıllardır süren Keşmir anlaşmazlığını yeniden alevlendirdi ve sınır hattında karşılıklı ateş açma olayları yaşandı.
Askeri hareketlilik ve karşılıklı sert açıklamalar
Pakistan Federal Enformasyon Bakanı Attaullah Tarar, Hindistan’ın önümüzdeki 24 ila 36 saat içinde askeri operasyon başlatabileceğine dair güvenilir istihbarat aldıklarını açıkladı. Tarar, Hindistan’ın Pahalgam saldırısını bahane ederek askeri harekata hazırlandığını öne sürdü ve “Böyle bir saldırganlık kesin ve kararlı bir yanıtla karşılanacaktır. Sonuçlardan Hindistan sorumlu olacaktır” ifadelerini kullandı. Pakistan Savunma Bakanı Khawaja Asif de, sınır hattında askeri hazırlıkların artırıldığını belirtti.
Diplomatik kriz ve ekonomik yaptırımlar
Saldırı sonrası Hindistan, Pakistanlı diplomatları sınır dışı etti, vize hizmetlerini askıya aldı ve İndus Suları Anlaşması’nı askıya aldı. Pakistan ise suçlamaları reddederek Hindistan’ın İslamabad’daki diplomatik personeline sınırlama getirdi, ticareti durdurdu ve hava sahasını kapattı. Ayrıca, Hindistan’ın nehirlere müdahalesinin “savaş nedeni” sayılacağını ilan etti.
Savaş riski ve bölgesel endişeler
Bölgedeki askeri hareketlilik ve karşılıklı sert adımlar, sıcak çatışma riskini ciddi şekilde artırıyor. Uzmanlar, iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması nedeniyle büyük çaplı bir savaşın sadece Güney Asya’yı değil, tüm dünyayı etkileyebilecek sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. Şu ana kadar yaşananlar, daha çok sınır hattında sınırlı çatışmalar ve karşılıklı misillemeler şeklinde ilerliyor. Ancak tarafların söylemleri ve hazırlıkları, savaş ihtimalini her zamankinden daha fazla gündeme taşıyor.
Uluslararası toplumdan barış çağrısı
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok ülke, Pakistan ve Hindistan’a itidal çağrısı yaparak, sorunların barışçıl yollarla çözülmesini istiyor. Ancak mevcut durumda taraflar arasında diyalog zemini zayıf ve gerilimin kısa sürede düşeceğine dair bir işaret bulunmuyor.