MERT YASİN ALPDÜNDAR- Özel sektörde çalışan öğretmenlerin yaşadığı sorunlar her geçen gün daha da derinleşmeye başladı. Sayıları Türkiye’de 500 bine yakın olan özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin asgari ücret düzeyinde maaşlar, bir yılı bile bulmayan sözleşmeler, uzun mesai saatleri ve mobbing altında adeta eziliyor. Yaşanılan sorunların çözümü için ‘taban maaş’ talep eden özel sektör eğitim emekçileri, özel sektörde çalışan öğretmenlerin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, sosyal ve ekonomik çıkarlarını korunması amacıyla 2021 yılında kurulan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası çatısı altında mücadeleye devam ediyor. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin yaşadığı sorunlara dair açıklama yapan Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, “Devlet kendi eliyle mevsimlik öğretmen çalıştırmaya devam ettiği sürece ister istemez sermaye sahipleri de buradan cesaret alıp, özel okullarda çok zor şartlarda çalıştırılan öğretmenlerin ücretlerinde iyileştirme yapmaz. Burada bunun çözüm noktası yine devlet olacak” dedi. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Rabia Atbaş ise özel sektör eğitim emekçilerin bin bir zorlukla asgari ücretlere mahkum edildiğini ifade ederken, “Özel sektör öğretmenleri olarak asgari ücret düzenini reddediyoruz. Taban maaş hakkımızın derhal getirilmesini istiyoruz” diye konuştu.

ÖZEL SEKTÖR EĞİTİM EMEKÇİLERİ BİNBİR SORUNLA KARŞI KARŞIYA

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Rabia Atbaş, özek sektör eğitim emekçilerinin yaşadığı zorlukların önüne geçmek için sendika kurduklarını ifade ederken, “Özel sektör öğretmenleri yoksulluk sınırı altında çalıştırılmak, asgari ücret düzenine mahkum edilmek, özlük haklarının patronlar tarafından verilmemesi, elden maaş verilmesi, eğitim ödeneklerimizin, ek ders ücretlerimizin verilmemesi, ara tatillerde, resmi tatillerde çalıştırılmak, kurslarda öğretmenlik yapmamıza rağmen büro sekreteri, temizlik elemanı gibi görevlerde atamamızın yapılması, vakıf üniversitelerinde çalıştırılan akademisyenler için yasal olarak taban maaş hakkı olduğu halde bunun uygulanmaması, cinsiyetçilik,  mobbing, hakaret , tehdit edilme gibi bir çok sorunla karşı karşıya kalıyor. İki sene öncesine kadar yalnızdık. Şimdi özel sektörde çalışan yarım milyon öğretmenin gücünün neleri elde edebileceğinin farkındayız. Öğretmen sendikasıyla güçlü” diye vurguladı.

‘ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİ ASGARİ ÜCRETLERE MAHKumEDİLMİŞ DURUMDA’

“Özel sektörde çalışan öğretmenler asgari ücret, asgari ücretin altında ya da asgari ücretin çok az üstünde ücretlere mahkûm edilmiş durumda” diyerek sözlerine devam eden Atbaş, “Mahkûm edilmiştir diyoruz çünkü 2014’den önce "Taban Maaş Hakkımız” yasa olarak vardı ve bizler yasal güvence altındaydık. 2014’te bir anda "Taban Maaş Hakkımız" elimizden alındı. Özel öğretim kurumları velilerden aldıkları ücretleri gün geçtikçe artıyor; ama öğretmenin cebine giren maaş aynı kalıyor. Öğretmenler tiyatroya, sergilere, tarihi yerlere, müzelere giderek, eğitimler alarak kendini geliştirmesi gerekirken kirasını, doğalgazını, elektriğini ödeyemez hale getirildi. Özel sektör öğretmenleri olarak asgari ücret düzenini reddediyoruz. Taban maaş hakkımızın derhal getirilmesini istiyoruz” diye konuştu.

‘TABAN MAAŞ HAKKIMIZI ALACAĞIZ’

1 Ekimde TBMM önünde taban maaş hakkı için toplanmak istediklerini ama gerçekleştirilen terör saldırısından kaynaklı açıklamayı ertelediklerini söyleyen Atbaş, “1 Ekim'de Türkiye'nin dört bir yanından öğretmenlerle Ankara'ya gittik. Meclis önünde taban maaş hakkımızı geri alabilmek için toplanacaktık. Fakat Ankara'da yaşanan olaylardan dolayı erteledik. Bir daha gideceğiz. Taban maaş hakkımızı geri alana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Kamudaki öğretmenlerle eşit haklara sahip olmak, eşit ücret almak istiyoruz. Bizim yaşadığımız sorunlar özel öğretim kurumları patronlarıyla konuşarak ikna edilmeye çalışılarak çözülecek sorunlar değil. Bizim sorunlarımız ancak ve ancak yasalarla güvence altına alınmamızla çözülür. Bunun hepimiz farkındayız. Geleceğimiz, meslek onurumuz patronların iki dudağı arasına hapsedilmiş durumda. Biz öğretmenlerin kaybedecek hiçbir şeyi kalmadı. Taban maaş hakkımızı alabilmek için tüm özel sektör öğretmenlerini sendikamızda örgütlenmeye davet ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki mücadele dersini öğretmenler verecek ve hakkımız olan taban maaş hakkımızı alacağız” dedi.


‘ÇÖZÜM NOKTASI YİNE DEVLET OLACAK’

Devletin kendi bünyesinde mevsimlik işçi çalıştırdığı gibi öğretmen çalıştırdığını ve özel okul sahiplerinin de bundan cesaret aldığını vurgulayan Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, “Özel okullarda böyle bir durum var ama aynı zamanda devlet kendi eliyle asgari ücretin altında ücretlerle mevsimlik öğretmen çalıştırıyor. Okullar açıkken, tatilde değilse öğretmenler ücret alabiliyor. Yapılan iyileştirme ile bile maaşlarının asgari ücretin altında kaldığını görüyoruz.  Devlet buna imkân tanırken, özel okuldaki öğretmenlerinin haklarının iyileştirilmesi, maaşlarının yükselmesi noktasında yine otokontrol mekanizmasının devlet tarafından gerçekleştirilmesi gerekiyor. Ama devlet kendi eliyle mevsimlik öğretmen çalıştırmaya devam ettiği sürece ister istemez sermaye sahipleri de buradan cesaret alıp, özel okullarda çok zor şartlarda çalıştırılan öğretmenlerin ücretlerinde iyileştirme yapmaz. Burada bunun çözüm noktası yine devlet olacak. Devlet kendi okullarında kadrolu, iş güvenceli, özlük hakları sağlanmış ve geliri yoksulluk sınırı üzerinde öğretmenlerle çalışacak ve daha sonra özel okul sahiplerine ‘öğretmenlerin hakkı olan maaşları teslim edin. Bu kadar ağır koşullardan uzak durun’ diyecek. Sorunun temel çözüm yeri devlet ama sorunun kaynağı da devlet yani hükümet.” ifadelerini kullandı.

adem-yildirim (2)

‘PATRONLARI CESARETLENDİREN HÜKÜMETİN BAKIŞ AÇISI’

“Patronları da cesaretlendiren, zor koşullarda uzun mesai saatlerinde çalıştırıp, öğretmenlere hak ettiği maaşı vermemelerinin nedeni de hükümetin kendi bakış açısı” diyerek sözlerine devam eden Yıldırım, “Bir fabrikada taşeron çalıştırılmasına izin vermez ya da bir çalışanın sigortasının eksik yattığını gördüğü zaman bir müfettiş gönderir, dava açılır. Ceza verilir. Hükümet kendi eliyle çalıştırdığı öğretmenlerin çalıştığı kadar sigortasını yatırıyor. Tatil zamanlarında ücretlerini kesiyor. Sermaye sahipleri de bundan cesaret alarak asgari ücret veyahut asgari ücretin biraz üstünde çalışma koşulları hatta bunun üstüne mobbing ve benzeri unsurları geliştirmeleri kaçınılmaz. Mekanizmayı doğru kurması gereken yer hükümettir. Sonrasında yapmayanlar üzerinde gerekli yasal tedbirler neyse onları alacak” dedi.

Kaynak: MERT YASİN ALPDÜNDAR