1978 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesinde faaliyetlerine başlayan ve 1984'te silahlı mücadeleyi resmileştiren terör örgütü PKK, yaklaşık yarım asır sonra silah bırakma kararı aldı. Bu karar, sadece Türkiye'nin iç dinamiklerini değil, uluslararası arenada da büyük bir ilgi uyandırdı. Başta Fransa merkezli AFP, İngiliz Reuters ve BBC olmak üzere dünya basınının önde gelen temsilcileri, bu gelişmeyi farklı perspektiflerle ele aldı.
AFP, konuyu "iyi niyet göstergesi" olarak nitelendirirken, sürecin hassasiyetine vurgu yaptı. Fransız haber ajansının haberine göre, Irak Kürdistanı dağlarında, Süleymaniye kenti yakınlarında gizli tutulan bir bölgede gerçekleştirilen törende, yaklaşık 30 savaşçının silahlarını imha ettiği belirtildi. Örgüt mensuplarının ifadelerine yer veren AFP, sürecin sembolik nitelikte başladığını ve katılımcıların törenden sonra yeniden dağlara döneceğini aktardı.
Reuters ise konuyu daha geniş bir perspektifle ele alarak, 40 PKK'lı militanın ve bir komutanın Süleymaniye'deki törende silahlarını teslim edeceğini bildirdi. İngiliz ajansı, örgütün son yıllarda Türkiye sınırlarının ötesine itildikten sonra üslerini Irak'ın kuzeyine taşıdığını hatırlatarak, sürecin sadece silah bırakma ile sınırlı kalmayacağını, daha kapsamlı bir barış sürecinin parçası olduğunu vurguladı.
BBC'nin analizi: Siyasetin merkezindeki kritik denklem
İngiliz BBC'nin yaklaşımı ise konuyu daha analitik bir çerçevede ele aldı. Süleymaniye'deki silahsızlanma töreninin ardından gözlerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne çevrildiğini belirten BBC, Ankara'da kurulacak özel komisyonun sürecin geleceğini şekillendireceğini bildirdi. İngiliz yayın kuruluşu, özellikle Abdullah Öcalan'ın durumunun belirsizliğini koruduğunu ve hükümet yetkililerinin, sürecin ilerleyişine göre Öcalan'ın cezaevi koşullarının gözden geçirilebileceğini aktardı.
BBC'nin analizinde dikkat çeken bir diğer nokta ise, barış süreci ile Türkiye'nin iç siyaseti arasındaki bağlantıdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın DEM Parti'nin desteğini alması halinde anayasa değişikliğini Meclis'ten geçirme şansının artacağına dikkat çeken BBC, sürecin sadece güvenlik boyutuyla sınırlı kalmayacağını, Türkiye'nin siyasi geleceğini de etkileyebileceğini vurguladı.
Uluslararası basının gözünde 47 yıllık sürecin bilançosu
Dünya medyasının PKK'nın silah bırakma kararına yaklaşımında ortak olan nokta, 47 yıllık sürecin verdiği acı bilançodır. 1973-77 yılları arasında Ankara'daki öğrenci hareketleri içinde doğan örgütün, 1978'de Abdullah Öcalan tarafından kurulduğu ve 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerindeki jandarma karakolları ile subay lojmanlarına düzenlediği baskınlarla silahlı mücadeleyi başlattığı hatırlatıldı.
Uluslararası medya, 40 binden fazla insanın hayatını kaybettiği bu uzun sürecin, sadece Türkiye'yi değil, tüm bölgeyi etkilediğini vurguladı. AFP, Reuters ve BBC gibi köklü haber kuruluşları, sürecin iki başarısız çözüm sürecinden sonra Öcalan'ın çağrısından 135 gün sonra başladığını belirterek, bu kez farklı olup olmayacağını sorguladı.
Öcalan'ın mesajı
Abdullah Öcalan'ın İmralı Adası'ndaki cezaevinden gönderdiği mesajın, sürecin başlamasında kritik rol oynadığı uluslararası basın tarafından geniş yer buldu. 1999'dan bu yana tutukluluk halinin devam ettiği Öcalan'ın, çarşamba günü yayınlanan video mesajında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir komisyon kurarak silahsızlanma sürecini denetlemesini önermesi, dünya medyasında önemli bir gelişme olarak değerlendirildi.
Reuters, PKK, DEM Parti ve Abdullah Öcalan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Kürtlerin siyasi taleplerini karşılaması yönünde çağrıda bulunduğunu aktarırken, sürecin demokratik siyasete geçişi kolaylaştıracak yasal güvencelere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Ankara'nın bu yönde adımlar attığının belirtildiği haberlerde, AKP'nin sözcüsü Ömer Çelik'in sürecin birkaç ayı aşmaması gerektiği, aksi halde provokasyonlara açık hale gelebileceği yönündeki açıklamasına da yer verildi.
Tören öncesi gerginlik ve güvenlik endişeleri
Uluslararası medyanın dikkatini çeken bir diğer husus ise, silah bırakma töreni öncesinde yaşanan gerginlikti. AFP, Süleymaniye ve batıdaki Kerkük kentlerinde, peşmerge güçlerine ait üsler yakınında gece saatlerinde iki insansız hava aracının düşürüldüğünü aktardı. Saldırının arkasında kimin olduğunun açıklanmadığı, ancak yetkililer tarafından olayda can kaybı yaşanmadığının belirtildiği haberlerde, sürecin ne kadar hassas olduğu vurgulandı.
Bu gelişme, uluslararası medya tarafından sürecin fragile yapısının bir göstergesi olarak yorumlandı. BBC, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın silahsızlanma sürecine yönelik sabotaj girişimlerine izin vermeyeceklerini ifade ettiğini aktarırken, halka "tarihi bir müjde" vereceğini söylediğini bildirdi.
Türkiye'nin iç siyasetine etkileri
Dünya basınının analizlerinde öne çıkan bir diğer boyut ise, barış sürecinin Türkiye'nin iç siyasetine etkileriydi. BBC, Erdoğan'ın son anketlerde geride göründüğünü, ancak en güçlü rakibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk suçlamasıyla tutuklu olduğunu hatırlattı. Geçtiğimiz hafta başka muhalefet belediye başkanlarının da gözaltına alınmasının, sürecin muhalefet açısından zorlu geçeceğini gösterdiği değerlendirmesi yapıldı.
Reuters, AKP ve DEM Parti'nin barış süreci ile anayasa değişikliği arasında doğrudan bir bağ kurulmadığını savunduğunu, ancak Erdoğan'ın DEM'in desteğini alması halinde anayasa değişikliğini Meclis'ten geçirme şansının önemli ölçüde artacağını bildirdi. Bu durum, sürecin sadece güvenlik boyutuyla sınırlı kalmayacağı, Türkiye'nin demokratik sistem ve anayasa tartışmalarını da etkileyebileceği yorumunu beraberinde getirdi.