MANİSA'nın Demirci ilçesinde polis lojmanında başından tabanca ile vurulmuş halde bulunan güzellik salonu işletmecisi Yeşim Akbaş'ın (27) ölümüne ilişkin tutuklanan komiser yardımcısı Doğan Can Yıldız (28) ilk duruşmada, suçlamaları reddedip genç kadının intihar ettiğini ileri sürdü. Yeşim Akbaş'ın annesi Aysun Akbaş ise "Kızım kendini öldürecek bir kız değil. İki iş yeri olan, maddi sıkıntısı olmayan hayatı ve insanları seven, müzikle uğraşan, hayvanları seven, dünya kadar kitabı olan bir kızdı. O kişinin en ağır şekilde cezalandırılmasını, kızımın mezarında rahat uyumasını istiyorum" dedi.
Demirci ilçesindeki polis lojmanında geçen yıl 14 Nisan'da, saat 08.00 sıralarında silah sesi duyuldu. Sesin geldiği komiser yardımcısı Doğan Can Yıldız'ın kaldığı odaya giren polis ekipleri, ilçede güzellik salonu işleten Yeşim Akbaş'ı başından vurulmuş halde buldu. Akbaş, yapılan ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırılırken hayatını kaybetti. Yeşim Akbaş'ın vurulduğu tabancanın komiser yardımcısı Yıldız'a ait olduğu belirlendi. İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gözaltına alınan Doğan Can Yıldız, sevk edildiği hakimlikte adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Cumhuriyet savcılığının itirazı üzerine 19 Nisan'da İzmir'in Bayraklı ilçesinde gözaltına alınan Yıldız, bu kez tutuklandı.
İNTİHAR ETTİĞİNİ ÖNE SÜRDÜ
Doğan Can Yıldız hakkında Salihli Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'kadına karşı kasten öldürme' ve 'kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile dava açıldı.
Yıldız'ın yargılanmasına başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Doğan Can Yıldız ile Yeşim Akbaş'ın ailesi ve davaya gönüllü olarak müdahil olan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'ni temsilen avukatlar katıldı. Yıldız, duruşmada tüm suçlamaları reddederek Akbaş'ın psikolojik sorunları olduğunu öne sürüp intihar ettiğini söyledi. Duruşmada dinlenen tanıklar ise Yeşim Akbaş'ın hayat dolu bir insan olduğunu, intihar etmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verirken, Akbaş'ın ölümüne neden olan merminin vücuda girdiği nokta ve Akbaş'ın sağlık durumuna ilişkin ayrıntılı inceleme talep etti. Mahkeme, istenilen bilgi ve belgelerin toplanılması için duruşmayı 31 Mayıs 2024 tarihine erteledi.
PİŞMANLIK VE ÜZÜLME HALİNDE DEĞİL
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği temsilcilerinden İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat Barış Özbay, duruşma sonrası yaptığı açıklamada "İlk duruşmada, sanık en baştan olduğu gibi suçlamaları hiçbir şekilde kabul etmedi. Bununla birlikte herhangi bir pişmanlık ve üzülme hali ile tavır ve tutum da olmadı. Ayrıca merhumun hatırasına saygısızlık yaparak, Yeşim Akbaş'ın psikolojik sorunları olduğunu, intihar etmesinin dışında bir seçeneğinin olmadığını söyledi. Biz, bu iddianın doğru olmadığını, zira Adli Tıp Raporu'nda da mermi kovanının girdiği giriş açısı itibarıyla yani sanık olmadan hayatın olağan akışına aykırı olacağı yönünde bir itiraz ve beyanda bulunduk. Dosya kapsamında dinlenen tüm tanıklar da Yeşim Akbaş'ın hayat dolu bir insan olduğunu, hayvansever olduğunu, yaşama sevinci ile dolu olduğunu beyan ettiler. Ölüm anından 15-20 dakika dahi önce iş yerindeki cihazların bakım ve onarımı için bir kişiyle görüştüğünü mahkeme heyetine sunduk. Bu sürecin takipçisi olacağız" dedi.
'KIZIMIN DÜĞÜNÜNÜ YAPACAKTIM'
Yeşim Akbaş'ın annesi Aysun Akbaş ise "Karşı taraf kızımın psikolojisinin bozuk olduğu iftirasında bulunarak suçlamaları kabul etmedi. Kızım kendini öldürecek bir kız değil. İki iş yeri olan, maddi sıkıntısı olmayan hayatı ve insanları seven, müzikle uğraşan, hayvanları seven, dünya kadar kitabı olan bir kızdı. O kişinin en ağır şekilde cezalandırılmasını, kızımın mezarında rahat uyumasını istiyorum. Kızımı gelin edeceğim, düğününü yapacağım, diye ümit ederken, 26 yaşındaki çocuğumu toprağa verdim. Böyle insanlar dışarıdaki başka insanlara zarar vermesin" diye konuştu.