Simav ve Sındırgı bölgesinde sürekli meydana gelen depremler, bölge halkı için büyük korku kaynağı olmuş durumda. Depremlerin devam edip etmeyeceği herkes tarafından merak ediliyor. DEÜ Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir de herkesin merakla beklediği konuya açıklık getirdi. Bölgede gerçekleşen depremlerin yeni fayları aktifleştirdiğini ifade eden Sözbilir, "Deprem fırtınası devam edebilir" dedi.
İncelemelerinin ardından değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şunları söyledi:
"Simav zonu, uzun bir fay. 200 kilometre uzunluğunda. Fayın doğu kısmında 1970 yılında, Gediz depremi oldu. 7.2 büyüklüğündeki bu depremden sonra can ve mal kayıpları oldu. Bu nedenle bu fay zonu üzerinde 7.2 büyüklüğünde depremlerin olma olasılığı var.
12 BİN ARTÇI
Dolayısıyla yakın zamanı düşündüğümüzde, 10 Ağustos'ta, 6.1 büyüklüğündeki Balıkesir Sındırgı depremi yaşandı. Buradaki artçılar halen devam ediyor. Artçıların sayısı 12 bini bulmuş durumda. Son olarak önceki gün gerçekleşen Simav depremi var.
DEPREM FIRTINASI BİRKAÇ AY SÜRECEK'
Prof. Dr. Sözbilir, şöyle devam etti:
"Simav Fay Zonu üzerinde irili ufaklı birçok fay bulunuyor. Bunların önemli bir kısmı bizim jeolojik anlamda ölü fay dediğimiz faylar. Bu son yaşanan depremlerle birlikte, bu ölü faylar aktif oldu. Gerçekleşen deprem aktivitesine katıldı.
Stresin kuzeybatıya doğru aktarıldığı bir mekanizma var. 1970 yılına dönersek doğudan batıya doğru bir enerji iletiliyor. Sındırgı ve Simav depremi arasındaki bölgede, belli ölçeklerde stres birikiyor. Bunlar da deprem üretmeye başlayacaktır. Büyük deprem üretme potansiyelleri yüksek değil.
Ayrıca Sındırgı ve Simav'da ana şoktan sonra deprem fırtınası yaşanıyor. Birkaç ay sürebilecek 4 ila 4.5 büyüklüğünde deprem fırtınası devam edebilir" diye konuştu.
HER BÖLGEYE 'ENSTİTÜ' ÇAĞRISI
Deprem uzmanı sayısındaki yetersizliğe değinen Prof. Dr. Sözbilir, şu çağrıyı yaptı: "Bu yaşanan depremlerin arazi çalışması ile değerlendirilmesi için üst düzey bilim gerektiriyor. Yer bilimlerinde uzmanlaşmış kişilerin Türkiye'de çok fazla sayıda olması gerekiyor.
Bu konuda eksiğimiz var. Kandilli türü enstitüleri çoğaltırsak, her bölgeye kurabilirsek, bu depremlerin değerlendirilmesi ve riskin nasıl azaltılabileceği konusunda uzman insanlar yetiştirmiş oluruz."