Ömer Ceylan- İYİ Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ümit Özlale, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) üyeleriyle buluştu. Özlale, İzmir’i inovasyon ve tasarım başkenti yapmak istediklerini söyledi. Ayrıca, eğitim, ulaşım ve altyapı gibi konularda da projelerini anlattı. Özlale, ESİAD merkezinde düzenlenen toplantıda, dernek üyeleriyle bir araya geldi. Toplantının açılışında ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu da bir konuşma yaptı. Zorlu, İzmir’in bölge için önemli bir sinerji kaynağı olduğunu vurguladı. Zorlu, “Kentin potansiyelini doğru bir şekilde değerlendirmeliyiz. Güçlü bir vizyonla ekosistemi güçlendirecek adımlar atmamız gerekiyor” dedi.

Toplantıda, ESİAD’ın düzenli olarak yaptığı “Türkiye Ekonomisine İlişkin Üye Beklentileri” anketi sonuçları da paylaşıldı. Ankete göre, üyelerin yüzde 60’ı ekonomik durumun kötü olduğunu, yüzde 70’i ise iş ortamının zorlaştığını düşünüyor.
 

Potansiyeli değerlendirmek önemli

ESİAD merkezinde gerçekleşen toplantıda, ESİAD'ın düzenli olarak gerçekleştirdiği "Türkiye Ekonomisine İlişkin Üye Beklentileri" anketi sonuçları da paylaşıldı. Zorlu, "İzmir'in bölge için kritik bir sinerji kaynağı olduğunu vurgulamak istiyorum. Mevcut potansiyeli doğru bir şekilde değerlendirmeliyiz. Mevcut sorunların yanı sıra gelecekte karşılaşabileceğimiz krizlere karşı bugünden çözüm önerilerini hayata geçirmemiz önemli" dedi. İzmir'in nüfusunun yaklaşık olarak 4.5 milyon olduğunu ve kentin çeşitli dinamiklerden etkilendiğini belirten Zorlu, pandemi ve deprem sonrası kente yönelik göçün arttığını dile getirdi.

Barcelona Modeli ile yenilikçi yaklaşım

Özlale, İYİ Parti'nin belediyecilik anlayışını "kendi gelirini yaratan" bir model olarak tanımladı. Özlale, Barcelona Modeli'ni aktarırken, “Mesela Barcelona’ya baktığınızda, bütçesinin yarısı merkezden gelirken, diğer yarısı da belediye projeleri ile yaratılan kaynaktan oluşuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesinin yüzde 90’ı Ankara’dan geliyor. Bu paranın çok büyük kısmı ise personel harcamalarında kullanıldığı için geriye kalan parayla ancak bakım onarım gibi çalışmalar yapılabiliyor. Bunun çözümü kendi gelirini yaratan bir belediyecilik anlayışı ile çalışmaktır. Biz ilk 5 yılda bütçenin yüzde 20’sini, ikinci 5 yılda ise bütçenin yüzde 40’ını kendi kaynaklarımızdan oluşturmayı hedefliyoruz. Belediyenin kendi bütçesini yaratacak projeleri, İzmir’deki iş insanları, STK’larla yapacağımız işbirlikleri ile yapacağız. Bu konuda projelerimiz hazır. Ortak aklı kullanarak, hem belediyenin hem de kentin ekonomisini büyüteceğiz" şeklinde konuştu.

Özlale, İzmir'in geniş bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, "Kentimiz, organize sanayi bölgeleri, tarım alanları ve eğitim kurumlarıyla önemli bir merkez haline gelebilir. İnovasyon ve tasarım alanında da önemli adımlar atarak, kentin ekonomisini güçlendirebiliriz" dedi.

Alsancak Limanı tasarım kasabası olacak

Alsancak Limanı ve çevresi için hazırlanan projeleri açıklayan Özlale, "Liman Dönüşüm Projesi’nde Liman arkasını bir tasarım kasabası haline getirip, grafik, arayüz, tasarım, peyzaj gibi konularda orada bir tasarım kasabası oluşturmak istiyoruz. Limanın diğer bölümünü de üçe ayırıyoruz. Biri serbest ticaret bölgesi, diğeri eğitim kampüsü olacak. İkisinin ortasında ise İzmir’in gerçekten büyük ihtiyaç duyduğu performans sanatları merkezi bulunacak. Serbest ticaret bölgesinde gümrüksüz bir ticaret bölgesi olacak. Gemilere limana geldiği zaman ünlü İzmir markalarının showroomlarının olduğu bir yerden geçecekler. Tasarım ve inovasyon kampüsünde ise dünyaca ünlü inovasyon ve tasarım fakültelerinin burada ofis açmalarını sağlayacağız. İzmirli gençlerin gidip orada kısa dönemli eğitim alabilecekleri ardından oluşturduğumuz tasarım kasabasında ürünlere değer katabilecekleri bir yer oluşturmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu.

Akıllı Şehir Uygulamaları ile ulaşım derdine son

Özlale'nin açıklamalarına göre, İzmir'de ulaşım ve altyapı konularına da önem verilecek. Karşıyaka ile Alsancak arasında deniz üzerinde yaya ve bisiklet yolu yapılacak. Ayrıca, kent içindeki ulaşımı kolaylaştırmak için akıllı şehir uygulamaları hayata geçirilecek.

Özlale, şöyle devam etti:

"Birinci bölüm Akıllı Şehir Uygulamaları. Kentin bir sorununa, ihtiyaç duyulan bir düzenlemesine dair verileri burada yazılımcılara, girişimcilere açacağız. Burada geliştirilen 10 uygulamadan 1 tanesi bile fayda sağladığı noktada o girişime Büyükşehir Belediyesi olarak ortak olacağız, hayata geçirilmesini sağlayacağız. Bu şekilde hem kentin problemine çözüm getireceğiz hem de bunun ticari haklarını aldıktan sonra diğer kentlere, belediyelere satarak beldiyeye gelir sağlamış olacağız. Akıllı Şehir Uygulamaları kentimizin sorunlarını çözerken kente kaynak yaratmanın da merkezlerinden biri olacak"

Gençlerin KYK borçları silinecek

Öğrencilere yönelik projeler hakkında da konuşan Özlale, üniversitelilerin KYK borçlarını ödeyeceklerini ifade etti. 

Öte yandan, gençlere ücretsiz internet vereceklerini söyleyen Özlale, gençlere vaatlerini şöyle aktardı:

“Her mahalleye kreş her okula yemek imkanı sunulacak. Üniversite öğrencilerinin KYK borçlarını biz ödeyeceğiz ama öğrenciler bunun karşılığında sosyal sorumluluk projelerinde çalışacaklar. Eğitim kart ile çevrimiçi eğitim imkanı sunulacak. 31 Mart’a kadar 30 bin öğrencinin eğitimine destek olacağız. Yüksek Öğretim Yaşam Siteleri kurarak barınma öğrencilerin barınma krizini bitireceği. Yaşam siteleri öğrencilerimize yakışır şekilde olacak. 100 bin gence 20 GB internet, dar gelirli öğrencilere de İzmir Kart desteği vereceğiz. Üniversitelere ve KYK yurtlarına 7/ 24 ring desteği sağlanacak.”

Kooperatif işi romantik bir iş değildir!

Kooperatiflerle ilgili soruya  'Cemil Bey'in nasıl yaklaştığını bilmiyorum ama ben belediyelerin, iyi işleyen kooperatiflerin karşısına bir kooperatif çıkartmasına karşıyım.' diyerek başlayan Özlale, şöyle devam etti:  'Belediyelerin mevcut işten de destek alması gerektiğini düşünüyorum. Yani burada mesela turistle gittiğimiz zaman gördüğümüz ilk şey buydu. Yani Tire Süt çok iyi işliyor. İstanbul'da süt satıyor, Bodrum'a süt satıyor. Bir sürü şey karşısında İzmir Büyükşehir Belediyesi bir kooperatif çıkartıyor. Gerek yok. Yapman gereken şey Tire Süt gibi örnekleri çoğaltmak ve işi ehline vermek.  Kooperatifçilik iyi-kötü daha önce çalıştığım şeylerden bir tanesi,  çok zor bir iştir. Yani belediyenin romantik bir yaklaşımla yapabileceği bir iş değildir. Tamamen bir ölçeklendirme meselesidir. O bakımdan onun garantisini verebilirim belediye mevcut kooperatife destek olup kendisi bir kooperatif olarak bu işe el atacak.'. dedi.

Hemşehri dernekleri dışında bütün STK'lar ile çalışacağım

'Ben belediye başkanı olduğum zaman hemşeri dernekleri dışında bütün STK'larla çalışacağım' diyen Özlale şöyle devam etti:

"En çok tepki toplayan şey de belediye meclis üyelerinin birinin hikayesi. Sivaslılar Derneği Fedarasyon başkanı gibi biri bana ne yapacağımı sordu 'Sizlerle çalışmak dışında herkesle çalışacağım' dedim. Çünkü üst kimlik olarak bizim tek bir şeyi sağlamamız lazım. O da İzmir'lilik.  Yani hepimiz farklı yerlerden geldik. Benim babam Bayburt'tan demiş, Erzurum'dan gelmiş ama burada bir üst kimlikte buluşmuş. O da İzmirli. Ben mesela İzmir'deki önemli problemlerden bir tanesi olarak bunu görüyorum. İstanbul bu virüse yakalandı 70'li, 80'li yıllardan itibaren ve artık mahallelere gittiğiniz zaman dernekler görüyorsunuz. Belli bir şehrin lobi gücünün İstanbul'u esir aldığını görüyorsunuz. İzmir böyle değildi. İzmir gün geçtikçe hemşehri derneklerinin kendi bölgelerinin hakim olduğu yerler haline geldi. Ben bunu aşmamız gereken tehlikeli bir şey olarak görüyorum. O yüzden ilk olarak belediyenin karar alma süreçlerinde biz STK'larla beraber gidelim."

Yeni dönem 1 Nisan!

İYİ Parti'nin İzmir Adayı Özlale, siyasetin yıpratıcı olduğunu vurgularken, bu dönemin 1 Nisan'dan sonra biteceğini dile getirdi. 

Genel Başkan Meral Akşener'in her kararının altına imza atmacağını ifade eden Özlale, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 "Genel Başkanımızı herkesten daha iyi tanıyorum. 2020'de. Siyasetin bu kadar az yıpratıcı olduğu bir dönemde benim gibi Bilge Yılmaz gibi ve daha başka isimlerin partiye girmesinin temel sebebi genel başkanlık." Genel başkanın her türlü siyasi söylemin altına imza atacak değilim ama bu siyaset son bir iki sene içerisinde yıprandı ve bütün partiler hata yaptı. Siyasi siyasetin başındakiler de hata yaptı. Ben 1 Nisan sonrasında yeni bir döneme başlayacağımızı ve o yeni dönemde mevcut siyasi partilerin genel başkanlarının da o üç yıllık dört yıllık arayı değerlendirmek için yeterince zamanı olacağını düşünüyorum. Değerlendirmeye değerlendirmenin de siyaset hayatında kalıcı olmayacağını düşünüyorum. Kendi parti genel başkanımı kastetmiyorum, hepsini kastediyorum. Bence bir konsolidasyon gelecek. 29 Mayıs sabahında ben bir sosyal medya paylaşımı yapmıştım. Bir dönem bitti ama yeni bir dönem başlamadı diye. Ben o yeni dönemi 29 Mayıs'ta değil, 1 Nisan sabahı başlayacağını düşünüyorum"

Kaynak: ÖMER CEYLAN