Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç ile görüşerek Batı'nın Ukrayna politikasına katılmama çağrısında bulundu. Ukrayna krizi ve tahıl koridoru anlaşması gibi konuların ele alındığı görüşmede, Rusya'nın sert bir uyarı yaptığı belirtiliyor.
"Kiev ile Müzakere Mümkün Değil"
Galuzin, Ukrayna'nın Kursk bölgesine düzenlediği saldırıyı "barbarca bir terör saldırısı" olarak nitelendirerek, bu şartlar altında Kiev ile siyasi ve diplomatik bir çözümün mümkün olmadığını vurguladı. Enerji, gıda güvenliği ve insani yardım konularının da müzakere edilmesinin imkansız olduğunu söyleyen Galuzin, Rusya karşıtı bir koalisyon oluşturulmasına ve "Zelenskiy formülü" temelinde ültimatom verilmesine karşı çıktıklarını belirtti.
"Batı'nın Silahlandırması Kabul Edilemez"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 14 Haziran'da sundugu önerilerin reddedildiğini hatırlatan Galuzin, Ukrayna'nın Batılı ülkeler tarafından silahlandırılmasının kabul edilemez olduğunu ve bu durumun çatışmanın tırmanmasına ve daha fazla can kaybına yol açtığını söyledi.
Türkiye'ye "Yıkıcı Politikalara Katılma" Çağrısı
Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti'ne, 'kolektif Batı' ülkelerinin bu tür yıkıcı politikalarına katılmayı reddetme çağrısı yapıldı" ifadesine yer verildi.
Tahıl Koridoru Anlaşması ve İkili İlişkiler
Görüşmede ayrıca tahıl koridoru anlaşması ve Rusya-Türkiye ilişkileri de ele alındı. Rus tarafı, anlaşmanın yenilenmesi için Rusya'nın taleplerinin karşılanması gerektiğini vurguladı. İki ülke arasındaki yapıcı ilişkilerin daha fazla geliştirilmesi konusunda mutabık kalındığı belirtildi.
Türkiye'nin Tutumu Önemli
Türkiye, Ukrayna krizi ve tahıl koridoru anlaşması konusunda tarafsız bir tutum sergilemeye çalışıyor. Hem Rusya hem de Ukrayna ile iyi ilişkiler içerisinde olmaya özen gösteren Türkiye, diplomatik çözümler için çaba sarf ediyor.
Uluslararası Toplumun Tepkisi
Rusya'nın Türkiye'ye yaptığı çağrı ve Ukrayna konusundaki sert tutumu, uluslararası toplumda yakından takip ediliyor. Krizin daha da derinleşmesinden endişe edilen bir dönemde, diplomatik çabaların arttırılması gerektiği vurgulanıyor.