Aydın konuşmasında, “Bugüne kadar enflasyon ve alım gücü değerlendirmeleri genellikle 200 liralar üzerinden yapılıyordu ama biliyorsunuz; bir zincirin gücü, en zayıf halkanın gücü kadardır. Dolayısıyla, bir ülkenin para değeri en küçük parasının alım gücüyle alakalıdır. En küçük paramız ne kadar değerliyse; o ülke, o kadar değerli ve kıymetli bir parayı bulunduruyor demektir. Para birimi değeri sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir güç göstergesidir. Parayı pek çok açıdan tanımlayabiliriz ama gerçekte para en temelde bir hak ölçüsüdür. İnsanlar gelecekte yapacakları yatırımlar için ya da tasarruflar için parayı bir hak ölçüsü olarak gördükleri için tutarlar. Devletle bağlarını, yönetimle bağlarını bu güven üzerine, bu hak ölçüsü üzerine ikame ederler. Gerçekte para bir ülkenin gücüdür ya da parasının gücü, mali gücü o ülkenin aynı zamanda siyasi gücüdür, tarih boyunca hep böyle olmuştur. Bir ülke mali açıdan güçlüyse siyasi açıdan da güçlü olagelmiştir. Bugün kabul edelim ki ülke ve millet olarak sağlam bir para birimine sahip değiliz. Biz artık ülkemizde Türk lirası değil de başka yabancı döviz kurları üzerinden planlamalar yapıyoruz, bu da ne kadar kırılgan ve zayıf olduğumuzu göstermektedir” dedi.
Aydın, “Siz parayı adil toplamaz, parayı harcarken de ölçüsüz harcarsanız yaklaşık 2 trilyon bütçe açığını daha şimdiden ilan eder, 2 trilyon lira faiz ödemesi yapmak zorunda kalırsınız. İşte bu anlayışın, zincirin en zayıf halkalarını zorladığını ve zincirin kopma tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu ifade ediyorum. Yoksulluğu ve borçluluğu globalleştiren dünya sisteminin Türkiye temsilciliği anlayışıyla Türkiye'nin dertlerine derman olamayacağınızı, şu cümleyi söylüyorum; ‘altta kalanın canı çıksın’ anlayışı olan neoliberal ekonomik anlayışla Türkiye refaha, felaha ulaşamaz” diye konuştu