SAĞLIK

Sarı nokta hastalığına yerli ilaç

Milyonlarca insanı etkileyen ve körlükle sonuçlanabilen sarı nokta hastalığının tedavisinde çığır açacak bir gelişme yaşandı. İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi'ndeki Türk bilim insanları, yıllar süren çalışmalar sonucunda, hastalığın ilerlemesini durduran Türkiye'nin ilk özgün biyoteknolojik ilacını geliştirmeyi başardı. "Varliciment" adı verilen ilacın, mevcut ithal ilaçlardan daha etkili ve daha ucuz olacağı müjdelendi.

Abone Ol

İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (İBG), Türk bilim tarihi adına gurur verici bir başarıya imza attı. Merkezin başarılı bilim insanlarından Dr. Sibel Kalyoncu Uzunlar ve ekibi, halk arasında sarı nokta olarak bilinen ve ileri yaşlarda görme kaybının en önemli nedenlerinden biri olan makula dejenerasyonu hastalığının tedavisine yönelik, Türkiye'nin ilk özgün biyoteknolojik ilacını geliştirdi. Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi'ndeki eğitimlerinin ardından doktorasını ABD'de tamamlayan ve 7 yıl önce "Türkiye'de bir ilaç geliştirmek" hayaliyle ülkesine dönen Dr. Uzunlar, bu hedefini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor. 2020 yılında başlanan ve bir biyoteknoloji şirketinin de destek verdiği proje, 5 yıl gibi rekor bir sürede olumlu sonuç vererek, milyonlarca hastaya umut ışığı oldu.

'Varliciment' nasıl çalışıyor ve neden daha etkili?

Sarı nokta hastalığı, gözün retina tabakasının merkezinde bulunan ve keskin görmeden sorumlu olan "makula" bölgesinin bozulmasıyla ortaya çıkıyor. Hastalık ilerledikçe, bu bölgede anormal damarlar büyümeye ve sızdırma yapmaya başlıyor. Tedavi edilmediği takdirde ise bu durum, kalıcı görme kaybına ve körlüğe yol açıyor.

Dr. Sibel Kalyoncu Uzunlar, geliştirdikleri "Varliciment" adlı ilacın çalışma prensibini, "Geliştirdiğimiz ilaç, bu anormal damarlanmaya neden olan proteine bağlanarak, damar oluşumunu engelliyor ve durduruyor. Bu sayede körlüğü de engellemiş oluyor," sözleriyle açıkladı. Geliştirilen ilacın en büyük avantajı ise moleküler yapısından kaynaklanıyor. Dr. Uzunlar, "Geliştirdiğimiz ilaç, daha küçük bir molekül olduğu için hedeflenen proteine çok daha iyi bağlanıyor. Yaptığımız bilimsel çalışmalarda ve hücre deneylerinde, piyasada kullanılan mevcut ithal ilaçlara göre daha efektif (etkili) olduğunu net bir şekilde gösterdik," dedi. Bu, hastaların daha az dozda ve belki daha seyrek aralıklarla ilaç kullanarak daha iyi sonuçlar alabileceği anlamına geliyor.

Hem daha etkili hem daha ucuz olacak

Sarı nokta hastalığının tedavisinde kullanılan mevcut ilaçların tamamının yurt dışından ithal edilmesi, hem yüksek maliyetlere yol açıyor hem de Türkiye'yi dışa bağımlı kılıyordu. "Varliciment"in Türkiye'de üretilecek olması, bu durumu kökten değiştirme potansiyeli taşıyor. Dr. Uzunlar, "Muadillerine göre daha etkili olduğunu gösterdik ve en önemlisi, Türkiye'de üretileceği için daha ucuz olacak," diyerek ilacın ekonomik boyutuna da dikkat çekti. Hastaların ömür boyu kullanmak zorunda kaldığı bu tedavinin maliyetinin düşmesi, hem hastaların bütçesine hem de ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak.

İnsanlı deneyler için geri sayım başladı

"Varliciment"in hastalara ulaşabilmesi için önünde birkaç önemli aşama daha bulunuyor. İnsan hücreleri, zebra balığı ve farklı deney modellerinde yapılan çalışmalarda etkinliği kanıtlanan ilacın, şimdi hayvan deneyleri sürecine girmesi gerekiyor. Dr. Sibel Kalyoncu Uzunlar, süreci şu şekilde özetledi: "Piyasaya geçebilmesi için ilk önce hayvan deneylerinin tamamlanması gerekiyor. Bu tamamlandıktan sonra ise klinik araştırmalar, yani insanlı deneyler başlıyor. Faz 1, 2 ve 3 olarak adlandırılan bu aşamalar da eğer başarılı şekilde tamamlanırsa, ilacımız artık ruhsat alarak piyasaya sürülmüş oluyor."

Türkiye'de daha önce sıfırdan orijinal bir biyoteknolojik ilacın keşfedilmediğini belirten Dr. Uzunlar, "Türkiye'ye dönme amacım buydu ve şu an onun için çalışıyorum. Bu başarının, diğer bilim insanlarımıza da ilham vereceğine ve ülkemizin ilaç sanayinde yeni bir dönemi başlatacağına inanıyorum," dedi. Projeye destek veren biyoteknoloji şirketinin yönetim kurulu başkanı Dr. Ercan Varlıbaş da "Bu gelişme, ülkemizden dünyaya büyük bir atılım olacak. Hem gururlu hem de heyecanlıyız," ifadelerini kullandı. Bu tarihi başarı, Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanında kat ettiği mesafeyi ve potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi.