Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik 19 Mart operasyonlarının ardından başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerini sürdürüyor. Geçtiğimiz hafta Brüksel’de düzenlenen mitingle yurt dışına taşınan miting serisinin 62' cdencisinin yeni durağı bugün İstanbul’un Sarıyer ilçesi oldu. Parti hafta içi İstanbul’da, hafta sonları ise farklı illerde sürdürdüğü miting programına Sarıyer Meydanı’nda devam etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla düzenlenen mitinge, tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çağrısı üzerine sabahın erken saatlerinden itibaren binlerce kişi ellerinde pankart, döviz ve bayraklarla alana akın etti. Saat 19.30’da başlayan mitingde ilk olarak CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’den gönderdiği mektubu kalabalığa okudu. İmamoğlu’nun mesajının ardından kürsüye çıkan CHP lideri Özgür Özel, konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarını hedef aldı.
ÖZGÜR ÖZEL: BİR HAYALİM VAR...
Sözlerine "Sarıyer'e miting yapmaya değil eylem yapmaya geldik" diyerek başlayan Özgür Özel konuşmasında şunları kaydetti:
"Benim hedeflerim, hayallerim oluyor küçük küçük. Bir hayalimi daha buradan tekrar edeyim. Hayalim şudur, seçim akşamı geldiğinde Saraçhane'de gençler Taksim'e gitmek isteyip de onlara engel olması için polise kanunsuz emir verip onları karşı karşıya getirdiler ya, seçim akşamı sonucu alacağız, ertesi akşam Bozdoğan Kemeri'nin önünde polisler ve gençlerle omuz omuza halay çekeceğiz. Bu memlekette gençler kurtulmadan polis kurtulmaz, emekli kurtulmadan çalışan kurtulaz, çiftçi kurtulmadan esnaf kurtulmaz. Kimse tek başına kurtulmaz. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz"
"AÇACAĞI İLK TELEFON TOKİ'YE"
Sarıyer Belediye Başkanı Oktay Aksu'nun çalışmaları hakkında bilgi veren Özel, kreş sayısının ilçede 12'ye yükseltildiğini belirterek, "Kreş dediğin politik bir tercih. Her yere betonu dökenler, binayı yapanlar, köprüyle yolla her şeyle övünenler iki şeyi yapmıyor. Kreş yapmıyor, öğrenci yurdu yapmıyor. Kreş demek kadının sosyal hayata, istihdama katılması demek. Kreş, çağdaş eğitim için olmazsa olmaz demek. Yurt, öğrenciye barınma sorunu olmasın demek. Yurdu yapmaz, çünkü bekler ki, öğrenciyi garda, otogarda kendisine yakın cemaatler yakalasın, götürsün, kaydetsin" ifadesini kullandı.
Özel, İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu gün kentte sıfır olan kreş sayısını 160'a, sıfır olan öğrenci yurdu sayısını 18'e çıkardığını belirterek, "Mazbatanın ertesi cumhurbaşkanı adayımız, o günkü cumhurbaşkanımız Ekrem Başkan, masasına oturduğunda açacağı ilk telefon TOKİ'yedir. Talimat şudur: Cumhuriyet yurtlarını yapın, öğrencileri barınma sorunundan kurtarın, 1 yıl süreniz var, işte o kadar. CHP iktidarında barınma sorunu kalan öğrenci kalmayacak. Kreşe gitmek isteyip de gitmeyen yoksul çocuk kalmayacak. Okul öncesi eğitim zorunlu olacak, ücretsiz, ayrımsız en iyi eğitim bütün çocuklara birlikte verilecek" diye konuştu.
"TAYYİP ERDOĞAN DÜŞENE HİÇ ACIMIYOR"
Özel, şunları kaydetti:
"CHP, kent suçlarına karşı direnmenin adresidir. CHP, ormanı korumanın, kötü yapılaşmaya direnmenin, ranta değil halka hizmet etmenin adresidir. Resmi rakamlarla yoksulluk sınırı 91 bin TL. Bir haneye 91 bin TL girmiyorsa o hane yoksul. Erdoğan en yüksek vergiyi de faizi de yoksuldan topluyor. Bitmiş, tükenmiş, son çaresi kredi kartını kredi kartıyla kapatmak olmuş, ya da nakit avans dedikleri yani eksi bakiyeci olmuş insanlardan yüzde 95 faiz alıyor. Resmi faiz oranı yüzde 40. Bunun biraz üzerinde işletmelere kredi dağıtıyorlar ama İbrahim Amca'ya emekli maaşı yetmemiş, kredi kartından çekmiş, minimum tutarı ödeyebilmiş, üstüne yüzde 95 faiz uyguluyor. Bir zengin adam düşünün, parasını karşıdaki şubeye koyuyor. Kazandığı faizden yüzde 17,5 stopaj ödüyor. Ama İbrahim Amca takibe düşmüş kredi kartı borcundan yüzde 30 vergi, yüzde 95 faiz ödüyor. Yani bu AK Parti, bu Recep Tayyip Erdoğan nasıl biri biliyor musunuz? Zengini seviyor, fakiri sevmiyor hatta düşene hiç acımıyor. Yere düşene bir tekmeyi de vuran düzen Tayyip Erdoğan'ın saray düzenidir. AK Parti iktidarı yere düşene tekme vuran iktidardır. CHP, tökezleyenin koluna girer, yere düşeni kaldırır, yarası olanın yarasını sarar asla yere düşene vurmaz. Çünkü CHP, düşenin, ezilenin, kırılanın ve devletten bir şey bekleyenin partisidir. Çünkü cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.
"AK PARTİ'NİN KARA DÜZENİNİ TERS YÜZ EDECEĞİZ"
Borcu borçla çeviren vatandaşlar artık en dibi gördü. Şu anda eksi bakiyeye düşen hesap sayısı tarihin rekorunu kırmış, bu sene yüzde 89 artmış ve 31 milyona ulaşmış. Türkiye'de 31 milyon kişinin hesap bakiyesi eksi. Bu kara düzende 100 liralık verginin 89 lirasını vatandaştan, 11 lirasını gerçekten kazananlardan alıyorlar. Bir ülkede vergi, kazanandan alınır. Çok kazanandan çok alınır, az kazanandan az alınır. Ama bu ülkede verginin yüzde 66'sı dolaylı vergi. Yani en ahlaksızca, en vicdansızca alınan vergi. Bir fabrika düşünün, işleri tıkırında. Fabrikatörün kendisiyle kapısındaki bekçi aynı vergiyi ödüyor. Maaşlardan kesilen vergi yüzde 23. Geriye kalan yüzde 11, hizmet sektöründe olsun üretimde ihracatta olsun, para kazanan, ticaret yapan, kar edenlerin ödediği vergi. Yüzde 89 gariban vatandaştan, yüzde 11 kazanandan. And olsun, söz veriyoruz ki bu AK Parti'nin kara düzenini ters yüz edeceğiz. Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa. Biz sosyal demokratlar olarak adil, eşit ve doğru bir vergi düzeninden yanayız. Geçmişte AK Parti'ye çok oy vermiş Memduh Amcam da bizimle aynı yerde buluştu.
"RAHAT NEFES ALDIRACAĞIZ"
Biz, sosyal demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, liberal demokratların, sosyalist demokratların bir arada durabildiğini gösteren Türkiye ittifakıyız. Türkiye ittifakına sözümüz olsun. Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarında hem de öyle çok beklemeden, ilk 100 gün içinde takibe düşmüş kredi kartlarının bütün faizlerini sileceğiz, borcun anaparasını da böleceğiz, söz veriyorum. Ayrıca çiftçiler çok zor durumda. Bunların tarım kredileriyle ilgili faizleri kaldıracağız, ana paralarını böleceğiz, eksi bakiyeye düşmüş hesapların faizlerini sileceğiz, anaparasını böleceğiz. Milleti iktidarımızın ilk 100 gününde bu faiz sarmalından, AK Parti'nin kara düzeninden kurtaracağız, rahat bir nefes aldıracağız.
"TAYYİP BEY'İN BİR DİĞER KORKUSU DA MANSUR BAŞKAN"
AK Parti'nin kara düzeni sürsün isteyenler 19 Mart darbesine giriştiler. Ekrem Başkan'ın bir tane suçu var. Suçsuz yere yatmıyor içeride. Çok ağır bir suçu var. Recep Tayyip Erdoğan'ı yenme suçu. Bu suçu biri Beylikdüzü'nde, üç kez İstanbul Büyükşehir'de 4 kez üst üste işledi. Bir kez daha işleyeceğini bildikleri için ondan korktular, iftira attılar Silivri'ye kapattılar. Arkadaşlarımız masumdur, senin savcıların iftiracıdır, sen iftiracısın.
Tayyip Bey'in bir diğer korkusu da Mansur Başkan. Geçtiğimiz hafta da bu sefer Mansur Başkan'ın üzerine, hem de kendisi bir iddiayı duyar duymaz soruşturma başlattığı, iç denetim yaptırdığı, iç denetimden temiz çıktığı, Sayıştay denetiminin temiz çıktığı, mülkiye müfettişlerinin denetiminin temiz çıktığı bir süreçten sonra, adının ne tanık ne sanık olarak geçmediği bir iddianameden Devlet Memurları Kanunu'na göre izin alıp üstünde tepinip Mansur Başkan'ı yıldırmak, korkutmak, akılları sıra Ekrem Başkan'dan sonra Mansur Başkan'a yürümeye kalkacaklarını sanıyorlar.
Ankara'da da İstanbul'da da, İzmir'de de, Antalya'da da Adana'da da arkadaşlarımızın uğradıkları saldırıların siyasi olduğunu, AK Parti açısından çıkar amaçlı olduğunu, arkadaşlarımızın ne kamuyu zarara uğrattıklarını ne en ufak bir beytülmala el uzattıklarını biliyoruz. O yüzden milletin yüzde 70'i bize, yüzde 30'u Tayyip Erdoğan'a inanıyor.
Akın Gürlek kendisi çıktı dedi ki, 'Eylül ayında bir iddianame, Ekim ayında bir iddianame'. Ekim'in sonuna yaklaşıyoruz, daha Eylül başında çıkacak iddianame çıkmadı. İstanbul Büyükşehir'in iddianamesi ekimde çıkacaktı, şimdi duyuyorum ki, savcılar diyormuş ki 'ayrı ayrı iddianameler yapalım.'
O da diyormuş ki, 'Büyük konuştuk, Cumhurbaşkanımıza söylettik, şimdi bunların hepsini birbirine ilişkilendirmelisin.' Ellerinde alakasız iftiracıların, her bir savcının bambaşka motive etme yöntemiyle ama tehditle attırdıkları imzalarla iftiranameler birbirini tutmuyor. İşte o yüzden buradan sesleniyoruz, o iddianameleri yazın, getirin. Yargılanmak için değil bu kara düzeninizi yargılamak için bekliyoruz.
Önceki Sarıyer Belediye Başkanımız büyük bir iftirayla Silivri Cezaevi'nde tutuluyor. Neymiş Şükrü Başkan terör örgütüne yardım etmiş. Bildiğimiz bir şey var. Bütün arkadaşlarımız masumdur, Şükrü Başkanımız da masumdur."