GENEL

Seferihisar için net karar: Yüzlerce kaçak iskele yıkılacak

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), İzmir'in tatil cenneti Seferihisar'daki kıyı işgaline son noktayı koydu. Bir vatandaşın şikayeti üzerine harekete geçen KDK, Sığacık ve Girlen Plajı mevkisindeki yüzlerce kaçak iskele ve yapının yıkılması yönünde tavsiye kararı aldı. Kararda, yıkım için Seferihisar Belediyesi, ekipman desteği için ise İzmir Büyükşehir Belediyesi sorumlu tutuldu.

Abone Ol

İzmir'in gözde turizm merkezi Seferihisar'da, kıyıların yasa dışı yapılarla işgal edilmesi ve halkın kullanımının engellenmesi, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun (KDK) radarına takıldı. Süreç, duyarlı bir vatandaşın şikayetiyle başladı. Başvuruyu yapan kişi, Sığacık Mezarlığı bölgesi ile Girlen Plajı arasında kalan sahil şeridinde yüzlerce kaçak iskele ve yapı bulunduğunu, bu yapıların sahipleri tarafından ticari amaçla kullanılarak haksız gelir elde edildiğini ve bu durumun vatandaşların Anayasal hakkı olan kıyıları kullanmasını engellediğini belirterek KDK'ya başvurdu. Başvuruyu titizlikle inceleyen Ombudsmanlık, şikayetleri haklı bularak bölgedeki kıyı işgaline son verilmesi için önemli bir adım attı.

Yıkım için belediyelere tavsiye kararı

KDK, yaptığı incelemeler sonucunda, Seferihisar kıyılarındaki kaçak yapılaşmanın yasalara aykırı olduğuna hükmetti. Kurum, ruhsatsız ve kaçak durumdaki tüm iskele ve yapıların ivedilikle yıkılarak, işgal edilen alanların tekrar halkın kullanımına açılması gerektiğini belirtti. Bu doğrultuda, yıkım işlemlerini gerçekleştirme sorumluluğunu Seferihisar Belediyesi'ne yükleyen bir tavsiye kararı verdi. Kararda ayrıca, yıkım işlemleri sırasında ihtiyaç duyulacak iş makinesi ve diğer teknik ekipmanın sağlanması ve sürecin etkin bir şekilde yürütülmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de aktif rol alması gerektiği vurgulandı. Seferihisar Belediyesi'nin, KDK'ya gönderdiği bildirimde, kıyı bölgesindeki kaçak yapıların yıkım işlemlerinin yapılacağı yönünde taahhütte bulunduğu öğrenildi.

Anayasa ve yasalar emrediyor: kıyılar halkındır

KDK'nın kararının gerekçesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili yasalara dayandırıldı. Kararda, Anayasa'nın 43. maddesine atıf yapılarak, kıyıların "devletin hüküm ve tasarrufu altında" olduğu ve bu alanların kullanımında kamu yararının gözetilmesinin bir zorunluluk olduğu hatırlatıldı. Ayrıca, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre kıyılardaki kaçak yapılaşmayı önleme ve mevcut kaçak yapıları yıkma görevinin öncelikli olarak ilçe belediyelerinin sorumluluğunda olduğu kaydedildi. Kararda, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu uyarınca İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de imar denetim yetkisi kapsamında sorumluluğu bulunduğu belirtilerek, her iki belediyenin de koordineli bir şekilde hareket etmesi gerektiğine işaret edildi.

Süreç bakanlıklar tarafından denetlenecek

Kamu Denetçiliği Kurumu, aldığı tavsiye kararının sadece belediyelere tebliğ edilmesiyle yetinmedi. Yıkım sürecinin şeffaf ve kararlı bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla, sürecin denetlenmesi için de bir mekanizma kurdu. KDK, aldığı kararın birer örneğinin, konunun takipçisi olmaları ve gerekli denetimleri yapmaları için İçişleri Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na gönderilmesini kararlaştırdı. Bu adım, Seferihisar'daki kıyı işgaline karşı verilen mücadelenin ne kadar ciddi ve kapsamlı olduğunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Vatandaşların şikayetiyle başlayan sürecin, tüm kamu kurumlarının devreye girmesiyle Seferihisar kıyılarının özgürleşmesiyle sonuçlanması bekleniyor.