Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan, "Ne siber saldırı diyebiliriz ne de tam olarak cihazlara müdahale diyebiliriz. Bu çok hibrit bir saldırı modeli. Burada öncelikle cihazlara müdahale ettiler, cihazları uzaktan erişim sağlanabilecek hale getirdiler. Patlayan telsiz modelleri bizim ülkemizde kullanılan modeller değil" ifadelerini kullandı.
Lübnan'da geçtiğimiz salı günü Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşandı. 2 gün önce akşam saatlerine doğru Lübnan'da bu kez telsizler hedef alındı. Salı günü gerçekleşen patlamalarda önce Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazları patlatıldı, daha sonra ülke genelinde telsiz patlamaları yaşandı. Salı günkü patlamalarda 12 kişi öldü, 3 bine yakın kişi yaralandı; Çarşamba akşamki patlamalarda ise 20 kişi öldü, 400'ü aşkın kişi yaralandı. Çağrı cihazlarının nasıl patladığı ve elektronik cihazlardaki tehlikelerle ilgili konuşan Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan, "Patlayan telsiz modelleri bizim ülkemizde kullanılan modeller değil. Bizim ülkemizde çok daha farklı modeller kullanılıyor ve biz kendimiz geliştiriyoruz bu modelleri. Kullandıkları modellerde yine bizim ülkemizde kullanılan ve bu tarz bir olaya, bir patlama olayına neden olabilecek telsiz cihazları değil" dedi.
'ZİNCİRİN KIRILMAYA EN MÜSAİT NOKTASINA PATLAYICI MADDELER EKLENDİ'
Osman Demircan, "Cihazların eş zamanlı patlaması aslında bir siber saldırı ibaresi de gösteriyor ama daha farklı bir saldırı modeli de var. Biz bu saldırı için hibrit bir saldırı diyebiliriz. Öncelikle patlatmak istedikleri cihazlara tedarik zincirini de kullanarak zincirin kırılmaya en müsait noktasına patlayıcı maddeler eklendi. Bu patlayıcı düzeneklerin eklenmiş olması da onların tetikleyici olarak da yazılımsal olarak da zafiyetlerinin biliniyor olması uzaktan da radyo frekansları kullanılarak patlatılmasına neden oldu" dedi.
'YURT DIŞINDAN HANGİ YOLLARLA GETİRİLDİĞİ BELLİ OLMAYAN CEP TELEFONLARI RİSKLİ'
Demircan, "Eğer telefon içerisinde bir düzenek varsa bu düzenek uzaktan teknolojik siber yöntemler kullanılarak patlatılıyor olabilir. Bu tarz saldırılarda bir ürünün içerisine o patlayıcı düzeneği koyabilmek için tedarik zincirini kırmanız gerekiyor bir noktada ve en zayıf nokta da o patlayıcıları yerleştirmek gerekiyor. Özellikle cep telefonlarında, yurt dışından hangi yollarla getirildiği belli olmayan cep telefonları bu saldırı örnek alınarak risk teşkil edebilir diyebiliriz. Telefonlara herhangi bir düzenek eklenmeden patlatılması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır" diye konuştu
'SAVAŞLAR ARTIK SİBER SAVAŞLAR OLARAK BAŞLIYOR'
Demircan, "Olası bir savaş durumunda ilk dikkat etmemiz gereken şey ülkenin yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan kaynakların nasıl korunacağı olmalı. Bir ülkenin elektrik sistemini kullanılamayacak hale getirirseniz, tüm elektrik akışını keserseniz, aslında neredeyse yasamı bir noktada durdurmuş oluyorsunuz. Savaşlar artık konvansiyon olarak başlamıyor, savaşlar artık siber savaşlar olarak başlıyor ve genel anlamda da ön görüler öncelikle yaşamsal sistemlerin direkt siber korsanlar tarafından kullanılmaz hale getirilmesi üzerine oluyor" ifadelerini kullandı.
'HİBRİT BİR SALDIRI MODELİ'
Saldırının hibrit bir saldırı modeli olduğunu belirten Demircan, "Ne siber saldırı diyebiliriz ne de tam olarak cihazlara müdahale diyebiliriz. Bu çok hibrit bir saldırı modeli. Burada öncelikle cihazlara müdahale ettiler, cihazları uzaktan erişim sağlanabilecek hale getirdiler. Bu aslında fiziksel müdahale. O radyo frekanslarının manipüle edilmesi ve manipüle edilen radyo frekansları ile bu cihazların tetiklenerek patlatılması aslında siber konuya giriyor" şeklinde konuştu.
'KENDİ TEKNOLOJİMİZİ GELİŞTİRİRSEK BU TARZ DURUMLARLA KARŞILAŞMAYIZ'
Demircan, "Kendi teknolojimizi geliştirirsek bu tarz durumlarla hiçbir zaman karşılaşmayız hatta bu teknolojiyi dünyaya da satmaya başlayarak aslında hem teknolojik anlamda hem de siber güvenlik anlamında dünyada söz sahibi ilk üç ülkeden biri olma şansımız çok yüksek" dedi.