Çeşme’de tatil keyfi kaza ile yarıda kaldı: Ece Uslu ameliyat oldu
Çeşme’de tatil keyfi kaza ile yarıda kaldı: Ece Uslu ameliyat oldu
İçeriği Görüntüle

Türkiye’nin üretim ve ihracat gücünün bel kemiği olan tekstil sektörü, son yılların en ağır krizlerinden birini yaşıyor. İstanbul’un tekstil merkezlerinde yaşanan tablo artık yalnızca bir ekonomik daralma değil; adeta toplu bir iflasın sessiz yankısı. Merter, Laleli ve Zeytinburnu gibi üretim ve ticaretin nabzını tutan bölgelerde gündüz vakti dahi kepenklerin kapalı olması, kriz derinliğinin çarpıcı bir göstergesi haline geldi.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) verilerine göre, 2025 yılının ilk 6 ayında 300 şirket konkordato ilan etti. Ancak bu rakam yalnızca buzdağının görünen yüzü. Zira birçok küçük işletme, konkordato sürecinin bile maliyetini karşılayamayacak durumda. Kimi esnaf kepenk kapatırken sesini dahi çıkaramıyor. İşletmelerin çoğu sigorta primini, kirasını, elektriğini ödeyemez hale gelirken, bu sessiz iflaslar hem istihdamı hem de iç piyasayı tehdit ediyor.

“Çin her köşeyi kapmış, kimse siftah yapamıyor”

Sektör temsilcilerine göre bu sadece başlangıç. Laleli’de 30 yıldır tekstilcilik yapan bir esnaf, bugüne dek bu denli kötü bir tablo görmediğini belirterek, “Aynı sokakta 4-5 dükkân birden kapanıyor. Çin her köşeyi kapmış. Kimse siftah yapamıyor. Kira, vergi, sigorta derken esnaf çalışamaz hale geldi” diyerek yaşanan buhranın boyutunu dile getirdi.

Zeytinburnu’ndaki küçük esnaf ise desteklerin yalnızca büyük sermaye gruplarına yönlendirildiğinden yakındı: “Devlet, büyük firmalara teşvik, vergi affı sağlıyor. Ama bizim kira faturamız bile ödenemez hale geldi. Gemi su alıyor, ilk boğulan her zaman en alttaki oluyor.”

Sokak röportajlarında dile getirilen ifadeler, krizin yalnızca rakamlara indirgenemeyecek bir sosyal ve ekonomik yıkıma yol açtığını gözler önüne seriyor. Bugün bir esnafın kurduğu cümle ise durumu özetler nitelikte: “Umutla bekliyoruz, ama her sabah bir dükkân daha kapanıyor.”

Fahiş kiralar, ithal hammadde, düşük talep: Çöküşün reçetesi

Merter bölgesindeki mülk sahiplerinin 5 bin ile 20 bin dolar arasında değişen kira talepleri, esnafı adeta eritiyor. Birçok işletmeci, ay sonunda eksi bakiyede kaldıklarını, zararına satış yaptıklarını belirtiyor. Ancak en büyük sorunun kontrol edilemeyen üretim maliyetleri olduğuna dikkat çekiliyor.

İthal hammaddeye bağımlılık, döviz kurundaki belirsizlik, artan işçilik maliyetleri, enerji faturaları ve daralan iç pazar; KOBİ’leri boğma noktasına getirdi. Üretim yapmak isteyen işletmeler ise borçlanmak zorunda kalıyor, ancak yüksek faiz oranları nedeniyle finansman erişimi neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda.

Bir esnaf yaşanan tabloyu şu sözlerle özetliyor:
“Borçlanmak ayrı bir maliyet, üretmek başka bir dert. İç pazar çöktü, dış pazarda rekabet şansı kalmadı. Her yer kapanıyor, ama kimse bu çığlığı duymuyor.”

Sektörün kalbinde atması gereken sokaklar, artık sessizliğe teslim olmuş durumda. Günün en yoğun saatlerinde bile müşteri arayan gözler, boş vitrinler, indirim tabelaları, devren satılık yazıları tekstil esnafının içine düştüğü umutsuzluğu yansıtıyor.

Kaynak: haber merkezi