Utku ÇELİK- TİP, ÇEDES’in çocukların eğitimine zarar verdiğini ve laik eğitim hakkını ihlal ettiğini belirtti. TİP, bu protokolün iptal edilmesi için tüm velileri, eğitimcileri ve hak savunucularını harekete geçmeye çağırdı.  

Özgün Başer

‘‘ÇEDES Protokolü masumlaştırılmıştır’’ 

ÇEDES Protokolünün masumlaştırılmış bir proje olduğunu dile getiren Özgün Başer ‘‘ÇEDES Protokolü Açılımı: Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum olan ÇEDES Protokolü isimle masumlaştırılmış ve çocuklar için olumlu kazanımlar içeren bir projeymiş gibi görülmüştür. Burada, ÇEDES Protokolünün uygulandığı okullardan birinin önünde protokolün içeriğini ve amaçlarını bir kez daha yüksek sesle aktarıyoruz’’ dedi 

‘‘Manevi Danışmanlık adı altında okullara yerleştiriliyor’’ 

Dini hizmetler veren mesleklerin eğitim verilen yerlerde olmaması gerektiğini söyleyen Başer ‘‘İmam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu öğreticileri hiçbir pedagojik formasyonları olmadan çocuklara ‘Manevi Danışmanlık’ hizmeti adı altında okullara yerleştirilmektedir. Bu görevlilerin yerleri asla okullar değildir. Okulda çocuklara eğitim verecek kişiler; alanlarında uzman, lisans eğitimini tamamlamış ve pedagoji bilgisine sahip olan öğretmenler olmak zorundadır.’’ diye konuştu. 

‘‘5 yaşından 18 yaşına kadar uygulanıyor’’ 

Erken yaşta verilen dini eğitimin sorunlara yol açacağına değinen Başer ‘‘Protokolün isminde geçen değerler toplumsal ve evrensel değerler değil, dini değerlerdir. Burada en önemli kısım kapsamdaki yaş aralığıdır. Protokol 5 yaşından 18 yaşına kadar her eğitim basamağındaki çocuklara uygulanmaktadır. Çocuklara erken yaşta verilecek olan dini eğitim yalnızca korkmalarına, travmatize olmalarına ve gelişimlerinin aksamasına neden olur.’’ ifadelerini kullandı. 

‘‘Bilimsel ve laik eğitim çöpe atılıyor’’ 

Bilimsel ve laik eğitimin verilmesi gerektiği yerde din derslerine daha çok yer verildiğini söyleyen Başer ‘‘Hali hazırda haftalık programda yer alan din eğitimi derslerinin sayısı artırılmışken bir de okulları imamlarla doldurmak çocukların asıl ihtiyacı olan bilimsel ve laik eğitimi göstere göstere çöpe atmak, geleceklerini karartmaktır. Anayasayla güvence altına alınan laik ve bilimsel eğitim hakkı bu protokolle açıkça çiğnenmektedir. Bu uygulama anayasal suçtur.’’ şeklinde konuştu. 

‘‘Okul dışında da eğitim verme izinleri var’’ 

Eğitimin okul dışında dini mecralarda verilebilmesine göz yumulduğunu belirten Başer ‘‘Protokol kapsamında çocuklara okul dışında da eğitim verme izni yer almaktadır. Bu yerlerin içerisinde camiler, cemaatler ve tarikatlar bulunmaktadır. Buralarda çocuklarla ikişer abi ve abla ilgilenmektedir. Üstünden uzun yıllar geçmedi; zamanında abilerin ablaların cirit attığı, çocukların istismar edildiği örgütlenmelerle ilgili hesap sorulduğunda kandırıldık diyen devlet büyükleri bu sefer de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kandırıldıklarını mı iddia edecekler?’’ dedi. 

‘‘ÇEDES Protokolü ile zengin okul sahipleri yaratılıyor’’ 

Bilimsel eğitim almak için özel okula gitme zorunluluğu oluştuğunu söyleyen Başer ‘‘Neresinden bakılsa rahatsız edecek bu protokolün amaçlarının arasında açıkça daha fazla zengin okul sahibi yaratmak olduğu da görülmektedir. Yalnızca devlet okullarında uygulanan bu protokolden rahatsız olan veliler bugün seslerini çıkarmayıp engel olmadıkça sonraki yıl çocuklarını özel okullara yazdırmak zorunda kalacaklar, yoksul ailelerin çocukları ise ÇEDES adı altında gittikçe kirletilen ve yetersizleştirilen bu eğitimi almaya mahkum kılınacaktır.’’ diye konuştu. 

‘‘Bu protokol hastalıklıdır’’ 

Protokolün çocuklara yanlış örnek oluşturacak eğitimlere yol açtığını belirten Başer ‘‘Son olarak ÇEDES’in uygulandığı okullardan iki tane örnek vererek durumun vahametini netleştirmek uygun olacaktır. Bir okulda mezar maketi yapıp çocuklara ‘Bu mezar anne-babanızın mezarı, haydi bunu düşünüp ağıt yakın’ şeklindeki uygulamayla sabrı öğretmeye çalıştılar, bir diğer okulda çocukların eline bıçak verip hayvan maketlerini kurban etmelerini söylediler. Bu uygulamalar göstermektedir ki çocukları çevrelerine duyarlı hale getirmek bir yana dursun, bu protokol hastalıklı ve çevreye zarar verecek bir nesil ortaya çıkaracaktır. Çocuklarının iyiliğini ve geleceğini düşünen tüm velileri, eğitimcileri, hak savunucuları bu protokol iptal edilene kadar karşı durmaya davet ediyoruz.’’ ifadelerini kullandı.  

Baran Köseoğlu (2)

‘‘Cemaat yurtlarında istismarla burun buruna yaşıyorlar’’ 

Öğrencilerin barınacak yer bulamadığından dolayı cemaat yurtlarında yaşamak zorunda kaldığını belirten TİP Bornova Belediye Başkan Adayı Baran Köseoğlu ‘‘Zorunlu din dersleri aracılığıyla ki bu din dersleri tek bir dinin, tek bir mehzebin kurallarını, kanunlarını çocuklara dikta etmekten başka bir işe yaramıyor. Bu tarz programlarla, bu tarz bakış açısıyla çocukların, gençlerin hayatını karartmak için belli adımlar atıyor. Biliyoruz ki her yıl binlerce öğrenci, binlerce çocuk maddi yetersizliklerden, barınamayacak başka bir yer bulamadığı için tarikat, cemaat yurtlarında istismarla, ölümle burun buruna yaşamak durumunda bırakılıyor.’’ dedi. 

‘‘İzmirlilerin, Bornovalıların iradesine saldırıyorlar’’ 

İzmir’in ÇEDES Protokolü için pilot il olduğunun altını çizen Köseoğlu ‘‘İzmir gibi bir yerde ÇEDES’in pilot bölgesi olarak İzmir’in seçilmesi bize çok şey anlatıyor. İzmirlilerin Bornovalıların AKP’nin bu şeriatçı, tarikat sever politikasına karşı durma iradesine saldırdığını gösteriyor. İzmirli buna boyun eğmez. İzmirli tarikatların, cemaatlerin hakim olduğu bir yerde yaşamayı kabul etmez ve bu saldırıya da mutlaka gereken cevabı verecektir’’ diye konuştu. 

‘‘Tarikat düzenine ses çıkarmalıyız’’ 

Muhalefetin, cemaatleri eleştirmede geri kaldığını belirten Köseoğlu ‘’Biz AKP Rejimini Enes Kara’dan biliyoruz. Ölüme terk ettikleri binlerce öğrenci kardeşimizden biliyoruz. Biz onları bir yurtta yangında ölüme mahkum ettikleri öğrencilerden biliyoruz. Türkiye bir tarikat, bir cemaat ülkesine çevrilmeye çalışılırken bu ülkenin muhalefeti eğer biz bir şeriat müritinden, bir tarikat mensubundan oy alamazsak diye yarım ağız bile olsa bu şeriat, bu tarikat düzenine ağzını açıp bir şey söylemeyecekse eğer bu ülke düze çıkmaz.’’ ifadelerini kullandı. 

‘‘İsteyen istediği hesabı yapsın TİP laikliği savunacak’’ 

Oy üstünden hesap yapıldığına değinen Köseoğlu ‘‘Türkiye İşçi Partisi isteyen istediği hesabı yapsın o kadar oy alacağım, o kadar oy kaybedeceğim isteyen istediği hesabı yapsın Türkiye İşçi Partisi laikliği savunmaya devam edecek. Halkın kırmızı çizgilerini savunmaya devam edecek. Bunu herkes böyle bilsin. AKP asla bizi teslim alamayacak. Çocukların zihinlerini, gençlerin geleceğini teslim alamayacak, bizim geleceğimizi tarikatlara, cemaatlere satamayacaksınız.’’ şeklinde konuştu. 

Kaynak: Utku ÇELİK