ÖZEL/ Didar DEMİRCİ -Bu yıl zeytinyağı üretimimiz ile İspanya’nın birincilik sırasını zorlarken, 2022-2023 sezonunda zeytin rekoltesinde 2 milyon 976 bin 654 ton ile geçen sezona göre yüzde 71’lik bir artış bekleniyor. Alanında uzman kişiler kuraklığa karşılık rekoltelerin bu sezon çok yüksek olacağını söylerken, sahadaki endişe bambaşka bir tablo çizdi. Konuya ilişkin organik zeytin üreticisi Pelin Omuroğlu, ‘Toprağın Sesi’ sayfasına konuştu. Zeytin üreticisine devlet teşvik ve desteklerinin neredeyse hiç olmadığını, bu konuda Avrupa’nın çok gerisinde kaldığımızı belirten Omuroğlu, “Su krizi de çok büyük bir sorun. Zeytin rekoltesi çok yüksek gibi görünse de zeytinler, bu sene susuzluktan dolayı maalesef sofralık olamıyor. Deforme oldular. Kalitesi bozuldu. Zeytinin sofralık olması için suya ihtiyacı var. Normal koşullarda belirli seviyelerde yazı geçirmediği sürece siz ne kadar sulasanız da topraktan alması gereken besin maddelerini sıcaklıktan dolayı sanırım bu yıl alamadı. Dolayısıyla sofralık zeytin üretimi neredeyse yapılamadı gibi bir şey. Sofralık zeytin rekoltesi çok düşük ve sofralık olamayan zeytinler bu sene yağa işleniyor” sözlerini kaydetti.

EN BÜYÜK MALİYET, İŞÇİLİK

Kendisinin erken hasat yaptığını ve bu hafta içinde hasadını bitireceğini belirten Omuroğlu, hasat sürecindeki işçi maliyetlerinin çok yüksek olmasından şikayet etti. Omuroğlu, “İşçilerin maliyetleri de çok yüksek. Bunu hiçbir şekilde gider de gösteremiyorsunuz. Bir gelen bir gelmiyor. Performansı düşük oluyor. Zeytin zaten kendi başına çok özel bir ürün. Bizim en büyük maliyetimiz işçilik maliyeti. Sonrasında bakım masrafları organik tarımda aynı şekilde gene tamamen dövize endeksli. Tüm girdiler organik tarımın önerdiği ilaçlar, gübreler hepsi dövize endeksli. Ambalajlar her zaman ithal geliyor. Kur nedeniyle hiçbir fiyatı sabitleyemiyorsunuz” diye konuştu. Sofralık zeytin hasadının elle olmak zorunda olduğunu belirterek konuşmalarına devam eden Omuroğlu, işçilerin yevmiye fiyatlarının yüksek olmasının yanı sıra işçi bulmakta da zorluk çektiklerini aktardı. Omuroğlu, “İşçilerin beklentileri yükseldi ve bu sahada çalışan insan kalmadı. Zaten tarım çok zor ilerliyor. İşçi olan çalışmak isteyen gerçekten tarımı tercih etmiyor. İşte burada göçmen insanları konaklamalı olarak çalıştırmayı tercih ediyorlar” dedi.

Ürün çok, işçi az

Günümüz ekonomik koşullarında mevsimlik tarım işçiliğinden insanların elini ayağını çektiğini dile getiren Alhatoğlu Zeytincilik’in kurucusu Mustafa Alhat, işçi bulma sorununa ilişkin sorularımızı yanıtladı. Tarla işlerinin zor olmasından ve kısa süreli, mevsimlik işler olmasından kaynaklı işçilerin çok tercih etmediğini belirten Alhat, bu sene zeytindeki ürün bolluğundan kaynaklı işçi sorununun daha çok hissedildiğini ifade etti. Söz konusu durumun yeni olmadığının altının çizen Alhat, “Bu durumu çok daha önceden beri görüyorduk. Bu zeytinler dikiliyor tamam çok güzel ama bunlar nasıl hasat edilecek diye bir planlama yapılmış olması lazımdı. Mesela hasat makineleri var sallamalı hasat makineleri vs. bunları kooperatifleşme şeklinde ya da imece usulüyle temin edinilip, karşılanması lazımdı. Bizim firmamızın iki tane var bu sene bir tane daha almamız lazım diye düşünüyoruz. Mutlaka makineli hasada geçilmesi lazım” açıklamasını yaptı.

'Asıl sorunu daha görmedik'

Şu ana kadar erken hasat döneminde olunduğu için işçi bulunamamasının pek sorun teşkil etmediğini söyleyen Alhat, şöyle konuştu: “Şu ana kadar zaten erken hasat dönemindeydik. Olması gerekenden önceki dönemde bile işçi bulamamak sorun oldu. Ancak asıl sorun bundan sonra başlayacak. Erken hasat olduğunda daha değerli satabiliyorsun. Olgunlaştıkça hele hele daha geç döneme geldiğinde verim ve kalite kaybı oluyor. Zeytin çok olduğu dönemlerde şubat mart ayına kadar zeytin toplanırdı. Bunun en geç aralık ayında bitmesi lazım. Çünkü zeytin fazla toplayacak adam az. Bu sene büyük bir zorluk olacak. Asıl zorluğu 10- 15 gün sonra göreceğiz.”