2024 yılının ilk yarısında sigorta şirketleri, trafik sigortası kapsamında 10 milyar TL'lik bir zarar açıkladı. 2023 yılında ise bu rakam 13 milyar TL seviyesindeydi. Beklentiler, yıl sonunda zararların 20 milyar TL'yi aşacağı yönünde. Yıllardır süregelen bu zararlar, sigorta primlerinin düşük olması ve bedeni hasarların artmasıyla ilişkilendiriliyor.
Sigorta şirketleri, kamunun belirlediği trafik sigortası primlerinin yetersiz olduğunu belirterek, serbest piyasa koşullarında fiyatların belirlenmesini talep ediyor. Ancak sürücüler ise primlerin yüksekliğinden şikayetçi. Bu ikilem, yıllardır trafik sigortasında büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Bedeni Hasarların Trafik Sigortasındaki Etkisi
Sigorta şirketlerinin zararlarının artmasının en büyük nedenlerinden biri, trafik kazalarında ortaya çıkan bedeni hasar tazminatlarının yüksekliği. Özellikle vefat ve sakatlık gibi bedeni hasarlar, sigorta şirketlerinin büyük maliyetlerle karşılaşmasına yol açıyor. Bu davalar yıllarca sürüyor ve mahkeme süreçleri, tazminatların iki katına hatta üç katına çıkmasına neden oluyor.
Örnek vermek gerekirse, 2024'ün ilk yarısında sigorta şirketlerinin trafik sigortasında ödeyecekleri bedeni hasar toplamı 4.5 milyar TL olarak açıklandı. Bu rakamın sadece 1 milyar TL'si ödenmişken, geri kalan 3.5 milyar TL'lik kısım mahkemelerde çözüm bekliyor. Mahkemelerin yıllarca sürmesi ise bu sorunu daha da karmaşık hale getiriyor.
Bedeni Hasar Havuzu Nedir ve Nasıl İşleyecek?
Bu sorunun çözümü için kamu, bedeni hasarlar için özel bir havuz oluşturma kararı aldı. Yeni düzenleme kapsamında, vefat ve sakatlık tazminatları kamunun kuracağı bu havuzdan ödenecek. Sigorta şirketleri, sattıkları her poliçede bedeni hasar priminin belirli bir oranını bu havuza devredecekler.
Bu oran henüz tam olarak belirlenmemiş olsa da yüzde 50 ile yüzde 80 arasında bir aralıkta olması bekleniyor. Örneğin, bir sigorta şirketi bedeni hasar priminin yüzde 50'sini havuza devrederken, mali yapısı daha zayıf olan bir şirket bu oranı yüzde 80'e kadar çıkarabilecek.
Primlerin Havuza Devredilme Süreci Nasıl İşleyecek?
Yeni düzenlemeyle birlikte, sigorta şirketleri sattıkları her poliçede belirli bir miktarı havuza devredecek. Örneğin, İstanbul'da bir otomobilin trafik sigortası priminin 10.000 TL olduğunu varsayalım. Sigorta şirketi bu primin yüzde 50'sini bedeni hasarlar için ayırmışsa, 5.000 TL'lik kısmı bedeni hasar primi olarak belirlenmiş olacak. Bu bedelin yarısı, yani 2.500 TL'si bedeni hasar havuzuna devredilecek.
Başka bir sigorta şirketi ise primin yüzde 80'ini havuza devretme kararı almışsa, bu kez 5.000 TL'lik bedeni hasar priminin 4.000 TL'si havuza aktarılacak. Bu düzenleme, sigorta şirketlerinin vefat ve sakatlık tazminatlarından kaynaklanan maliyetlerini büyük ölçüde hafifletecek.
Sigorta Şirketlerinin Sorumluluğu Azalıyor
Bu yeni sistemle birlikte sigorta şirketleri, bedeni hasar ödemeleriyle ilgili sorumluluklarını kamuya devredecekler. Bedeni hasarların yanı sıra mahkemelerle uğraşmak zorunda kalmayacaklar. Artık bu tür davalar, bedeni hasar havuzunu işletecek olan kamu kurumları tarafından yönetilecek.
Vefat ve sakatlık tazminatlarının bu havuzdan ödenmesi, sigorta şirketlerinin üzerindeki mali yükü büyük ölçüde azaltacak. 2025 yılına kadar tamamlanması planlanan bu düzenleme, trafik sigortasında yeni bir dönemin başlangıcı olacak.
Trafik Sigortasında Serbest Tarife Beklentisi
Bu düzenleme, aynı zamanda trafik sigortasında serbest tarifeye geçilmesinin şu an için mümkün olmadığının da bir göstergesi. Kamu, bedeni hasarların havuzdan ödenmesini sağlayarak, sigorta şirketlerinin zararlarını minimize etmeyi hedefliyor. Ancak serbest tarifeye geçiş için herhangi bir adım atılmaması, bu konudaki belirsizlikleri artırıyor.
Sonuç olarak, bu yeni düzenlemeyle birlikte trafik sigortasında yaşanan zararlar önemli ölçüde azalacak. Ancak serbest tarifeye geçiş konusu halen bir soru işareti olarak karşımızda duruyor. Özellikle bu alanda rant sağlayan kesimlerin kamu ile karşı karşıya gelmesi, sektörde önemli bir değişimi beraberinde getirecek.