Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'a belediyelerin SGK borçlarına yönelik "Kendilerini daha kararlı bir şekilde silkelemende fayda var" söylemi kamuoyunda tepki görürken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’dan da konuya ilişkin açıklama geldi. Başkan Tugay, “Böyle bir durumda iken insafsızlık ve adaletsizlik olduğunu düşünüyorum. Bir de SGK’nın alacaklarına baktığınız zaman belediyenin borçları çok küçük. Buna rağmen belediyelerin niye öncelikleri belediyeler? Belediyeler devlet kurumudur. Dolayısıyla devlet kurumlarına daha anlayışlı davranması lazım” dedi.
‘EN HAFİF TABİRLE ETİK DEĞİL’
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, bu tartışmaların hizmet süreçlerini baltalamaya yönelik olduğunu belirterek hükümetin tutumunu eleştirdi. Tugay “Belediyelerin geçmiş dönem borçlarına baktığınız zaman ekonomik kriz ve pandemiden bugüne sarktığını görüyoruz. Böyle bir durumda iken insafsızlık ve adaletsizlik olduğunu düşünüyorum. Bir de SGK’nın alacaklarına baktığınız zaman belediyenin borçları çok küçük. Buna rağmen belediyelerin niye öncelikleri belediyeler? Belediyeler devlet kurumudur. Dolayısıyla devlet kurumlarına daha anlayışlı davranması lazım. Gerçekten ortada bir israf varsa onların sorumlusu hakkında gereken işlemler yapılsın o ayrıdır ama bugün benim hiçbir suçum yok, hizmet vermeye çalışıyorum. Gelirlerimizi aldıkları zaman hizmet veremeyeceğiz. Hizmet veremeyince de bu durum vatandaşa yansıyacak. Bundan bir siyasi menfaat bekliyorlar. Anlıyoruz. En hafif tabirle etik değildir. Başka bir şey değil. Böyle siyaset olmaz” diye konuştu.
‘HİZMET SUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Karabağlar Belediye Başkanı Helin Kınay ise merkezi hükümetin, belediyelere özel sektör mantığıyla yaklaştığını vurgulayarak “Belediye ve kamu kuruluşu olarak, bizlere ayrılan bütçeler doğrultusunda vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamak, sağlık ve ulaşım gibi hizmetleri sağlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu bütçeler, vatandaşların vergilerinden ve İller Bankası’ndan alınan devlet payından oluşmaktadır. Ancak burada önemli bir ayrımı vurgulamak gerekiyor. Kamunun kamuya olan borçlarını taksitlendirmek veya ödeme planına bağlamak yerine, merkezi hükümetin yerel yönetimleri özel teşebbüs – özel şirket- gibi değerlendirmesini yaklaşımı yanlıştır. Yerel yönetimler, kamu hizmeti sunan ve bütçesini yine kamu kaynaklarından sağlayan kurumlardır. Bu nedenle, kamu ile kamu arasındaki borç ilişkisinin özel sektör mantığıyla ele alınması yerine, daha yapıcı ve kamu hizmetine uygun bir yöntemle çözülmesi gerekmektedir. Gelinen noktada, vergi borçları ve tahsilatlarla ilgili sistemde ciddi eksiklikler olduğu açıktır. Vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyen kişi ve kurumların vergi borçların affedildiği, özel şirketlere her türlü müsamahanın sağlandığı bu süreçte çalışmaların daha aktif hale getirilmesi gerekmektedir. Ancak, belediyeler kamu hizmeti sunan ve bu hizmetleri yerine getirmek için merkezi bütçeye bağlı olan kurumlardır. Buna rağmen, belediyelerden alınacak vergi paylarının hazinedeki bütçe açığını kapatması mümkün değildir. Aksine, bu durum vatandaşlara sunulan kamu hizmetlerini aksatacak ve mağduriyetlere yol açacaktır. Belediyelerin hizmet üretemez hale getirilmesi, vatandaşların günlük yaşamını olumsuz etkileyecek bir süreç başlatabilir. Ancak biz, tüm bu zorluklara rağmen mevcut bütçelerimizle çalışmalarımızı kesintisiz şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Kamu hizmetlerinin aksamasına izin vermeyecek, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü çabayı göstermeyi sürdüreceğiz” dedi.