Enflasyon sepeti olarak bilinen bu tablo sayesinde hangi ürününün fiyatının en çok arttığı kamuoyu tarafından öğrenilebiliyordu. Ancak TÜİK, Haziran 2022’den beri bu verileri kamuoyuyla paylaşmıyor.
TÜİK, 26 Mayıs 2022’de yaptığı açıklamada, “TÜFE kapsamında yayımlanmakta olan ayrıntılı tabloların sunum şekli ve içeriği konusunda kamuoyunda gündeme gelen yapıcı eleştiriler de dikkate alınarak, piyasadaki fiyat hareketlerinin kullanıcılar tarafından daha doğru okunması ve takip edilmesine imkan verecek bazı düzenlemeler yapılacaktır. Bu amaçla Eurostat’ın TÜFE verileri konusundaki dağıtım politikası ve şeffaflık kriterleri de değerlendirilerek, ilerleyen süreçte TÜFE kapsamında yayımlanmakta olan ve Eurostat tarafından talep edilmeyen tabloların kaldırılarak, aynı şekilde talep edilen yeni tabloların da eklenmesine karar verilmiştir. Hazırlık çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte yeni yayımlanacak olan tablolarda, geçmiş aylara ait karşılaştırılabilir veriler de yer alacaktır” ifadelerine yer vermişti.
TÜİK, madde sepeti fiyatlarını açıklamamasını ‘Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) standartlarına uyum’ gerekçesine dayandırsa da 20 ay geçmesine rağmen ne veriler kamuoyuna açıklanıyor ne de Eurostat standartlarına uyum gerçekleştirilebilmiş değil.
DİSK TÜİK'E DAVA AÇMIŞTI
DİSK, TÜİK’e enflasyon sepeti verilerini açıklamamasından dolayı dava açtı. Ankara İdare Mahkemesi’nde görülen davayı DİSK, Nisan 2023’te kazandı. DİSK’in kazandığı bu davaya rağmen TÜİK, enflasyon sepeti verilerini hala açıklamıyor. 2024 Ocak ayı enflasyonu ise yarın sabah 10.00’da açıklanacak.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, TÜİK’in enflasyon sepeti verilerini açıklamamasını değerlendirdi.
“GIDA ENFLASYONUNUN YÜZDE 100’ÜN ÜZERİNE ÇIKTIĞINI GÖRÜYORUZ”
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu:
Gelir gruplarına göre gıda enflasyonunu hesapladığında TÜİK'in resmi verileri üzerinden özellikle emeklilerin, dar gelirlilerin, asgari ücretlilerin gıda enflasyonunu yüzde 100’lerin üzerine çıktığını görüyoruz. Aynı zamanda genel enflasyonla gıda enflasyonu arasındaki makas da giderek daha fazla açılıyor. Bu, yüksek enflasyonun gerçekten Türkiye'de milyonlar açısından bütün ücretlerin baskılandığı, alım gücünün düştüğü, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin yoksullukta eşitlendiği bu süreçte; bu rakamlar milyonların açlığa ve yoksulluğa mahkum edildiğini gösteriyor bize.
TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon verisi son derece önemli. Çünkü Türkiye’de bütün emek gelirleri, işçilerin, memurların, emeklilerin yani ücretiyle geçinen, toplumun dörtte üçünden fazlasını oluşturanların bütün emek gelirleri TÜİK'in açıkladığı resmi enflasyon verisine göre belirleniyor.
TÜİK yıllardır enflasyonu düşük, yanlış ölçerek milyonların yoksullaşmasına sebep oluyor. Aynı zamanda TÜİK yaklaşık iki yıldır yani Haziran 2022’den bu yana enflasyonu açıklarken kullandığı madde sepetini yani 400’ün üzerindeki maddenin var olduğu sepeti açıklamaktan vazgeçti. Bunun anlamı şu. Bu konuda araştırma yapan araştırmacılar, bu enflasyon sepetindeki rakamları karşılaştırarak TÜİK'in enflasyon verisini değerlendiriyorken, TÜİK bu enflasyon sepeti diye bilinen madde fiyat endeksini açıklamadığı için bu karşılaştırmanın, değerlendirmenin yapılması da olanaksız hale geldi. Yani TÜİK madde sepetini açıklamayarak aslında enflasyonu neye göre ölçtüğünü de açıklamamış oluyor.
TÜİK, iktidarın direktifleriyle, baskılamasıyla sürekli olarak enflasyonu eksik ölçüyor. TÜİK, bu madde fiyat endeksini Haziran 2022’den beri açıklamamaya başladığında biz DİSK olarak, bir emek örgütü olarak, emekçilerin, işçilerin haklarını koruma mücadelesi veren bir kurum olarak, TÜİK’in bu enflasyon sepetini açıklaması yönünde bir hukuksal süreç de başlattık. Önce çeşitli başvurular yaptık. Bunlar reddedildi. Bunu mahkemeye, yargıya taşıdık. 2023 yılı Nisan ayı başında TÜİK’in bu verileri açıklamasının görevi gereği olduğunu Ankara İdare Mahkemesi karara bağladı.
TÜİK, her ayın başında açıkladığı enflasyon verisine taban, kaynak oluşturan bu madde sepetini açıklamak zorundadır. Bunun açıklanmaması açıkça yargı kararına uyulmaması anlamına gelmektedir. TÜİK'in yaptığı da enflasyonu eksik, yanlış ölçerek milyonların ekmeğinin her gün biraz daha küçülmesine yol açmaktır. Milyonların ekmeğinden çalmaktır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.
"TÜİK'İN ENFLASYONU NEYE GÖRE HESAPLADIĞINI ARTIK BİLEMİYORUZ"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe: Biz 2 sene öncesine kadar TÜİK’in açıkladığı enflasyon verisini, enflasyonda yer alan madde sepetindeki maddelerin fiyatlarını da yayınlıyordu. Biz onlara bakıyorduk. Beyaz peynir kaç liraymış, çocuk ayakkabısı ne kadarmış falan gibi. O fiyatlara bakıp karşılaştırma yapıyorduk. Fakat sonra TÜİK, ‘Ben Eurostat (Avrupa İstatistik Ofisi) ile uyumlu veri açıklayacağım. Şimdilik durduruyorum. Yakında buna uygun veri açıklayacağım’ dedi. Ama üzerinden iki yıl geçmesine rağmen enflasyon sepetinde yer alan maddelerin fiyatlarını kamuoyu ile paylaşmıyor. ‘Gıda fiyatları şu kadar arttı, konut grubu bilmem ne kadar arttı’ gibi başlıklar veriyor. Dolayısıyla biz TÜİK’in hangi fiyatları derleyerek enflasyonu hesapladığını artık bilemiyoruz.
Bu konuda DİSK’in açmış olduğu bir dava vardı. Dava sonuçlanmış olmasına rağmen bu verilerin yayınlanmıyor olması bunun aslında bir ‘istatistiki uyumlaştırma sürecinin’ bir sonucu değil vatandaştan gerçek verileri gizlemeye yönelik bir çabanın sonucu olduğu algısını ya da gerçeğini ortaya çıkarıyor. TÜİK enflasyon verisini gizlemeye çalışıyor.
TÜİK’in, vatandaşın gerçek enflasyonunu hesaplayıp kamuoyuyla paylaşması gerekir. Çünkü enflasyon sadece bir gösterge olarak televizyonların sağ ekranında yazan bir şey değil. Bu, herkesin refahını doğrudan etkileyen bir şey. Nasıl etkiliyor? Örneğin SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarında artış yapılacaksa tek kriter enflasyon oranı. Siz bunu düşük açıkladığınızda enflasyon karşısında mağdur etmiş olacaksınız. Kamu çalışanları ya da memur emeklileri için enflasyon artı sözleşmeden gelen bir şey diyorsunuz. Yine orada enflasyonu referans olarak alıyorsunuz. TÜİK’in kamuoyuyla paylaştıkları veriyle, onların gerçekten derledikleri veri arasında bir fark var. Kamuoyu ile paylaştıkları ile manşet enflasyon arasında ciddi sorun var. Bu, vatandaşın yoksullaşmasına ve mağduriyetine yol açıyor. Bu sebeple TÜİK, madde sepetinde yer alan 406 ürünün her biri için ortalama fiyat derleyerek o ürünler için hesapladığını kamuoyu ile paylaşması gerekir ki biz de iktisatçılar, vatandaşlar olarak TÜİK’in sayfasındaki dosyaya bakıp ‘Gömlek fiyatını kaç bulmuş? Hakikaten bu fiyata gömlek var mı?’ sorusunu sorabilelim. Bunların hiçbirisini soramıyoruz. Bize sadece ürün, harcama gruplarının ortalama verisini paylaşıyor.