Türkiye ekonomisinin can damarlarından olan turizm sektörü, 2025 yılının bahar ve yaz başlangıcını kapsayan ikinci çeyreğinde yüzleri güldüren sonuçlara imza attı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayan dönemde turizm geliri, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8,4’lük bir artış göstererek 16 milyar 284 milyon 322 bin dolara ulaştı. Bu güçlü performans, sektörün pandemi sonrası toparlanmasını sürdürdüğünü ve Türkiye’nin küresel turizm pazarındaki rekabetçi konumunu koruduğunu gösterdi.

Bu gelirin büyük bir kısmı, 16 milyar 95 milyon dolar, doğrudan ülkemize gelen yabancı ve gurbetçi ziyaretçilerin harcamalarından kaynaklandı. Ülkeye gelen toplam ziyaretçi sayısı ise geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2’lik bir artışla 16 milyon 412 bin kişiyi aştı. Gelen ziyaretçilerin yüzde 16,3’ünü, yani yaklaşık 2,7 milyonunu yurt dışında ikamet eden ve tatillerini ana vatanda geçiren gurbetçi vatandaşlarımız oluşturdu. Ancak toplam gelirin yüzde 16,5’ini bu gurbetçiler sağladı; bu da ziyaretçi sayılarıyla gelir payının paralel olduğunu gösteriyor.

Ziyaretçilerin harcama alışkanlıkları incelendiğinde, kişisel harcamaların aslan payını aldığı görülüyor. Toplam harcamaların 11,1 milyar doları kişisel olarak yapılırken, 5 milyar dolara yakın bir kısmı ise paket tur harcamalarından geldi. Bu, Türkiye’ye gelen turistlerin önemli bir bölümünün hala organize turları tercih ettiğini, ancak bağımsız seyahat eden ve harcamalarını daha serbestçe yapan bir kitlenin de giderek büyüdüğünü ortaya koyuyor.

Madalyonun diğer yüzü: Vatandaş yurt dışında frene basmadı

TÜİK verilerinin ortaya koyduğu tablonun parlak yüzü bu iken, madalyonun diğer yüzünde ise ekonomi yönetimi için endişe verici sinyaller yer alıyor. Türkiye’nin döviz kazandığı turizm gelirleri artarken, Türk vatandaşlarının yurt dışı seyahatlerinde harcadığı döviz miktarında adeta bir patlama yaşandı. Yılın ikinci çeyreğinde turizm gideri, yani yurt dışına giden vatandaşlarımızın yaptığı toplam harcama, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41,1 gibi olağanüstü bir oranda artarak 2 milyar 759 milyon 918 bin dolara fırladı.

Bu çarpıcı artış, Türk Lirası’ndaki değer kaybına ve iç piyasadaki yüksek enflasyona rağmen vatandaşların yurt dışı seyahat iştahının azalmadığını, aksine harcama kapasitesinin katlandığını gösteriyor. İlginç bir şekilde, bu harcama patlaması yaşanırken yurt dışına çıkan vatandaş sayısı geçen yıla göre yüzde 0,5’lik hafif bir azalma göstererek 2 milyon 947 bin kişide kaldı. Yani daha az kişi, çok daha fazla para harcadı. Bu durum, yurt dışına seyahat eden kitlenin profilinin değiştiğine veya harcama alışkanlıklarının kökten farklılaştığına işaret ediyor.

Kişi başı harcamada rekor sıçrama: Neden daha çok para harcıyoruz?

Verilerdeki en dikkat çekici ve üzerinde durulması gereken nokta, yurt dışına giden bir Türk vatandaşının yaptığı kişi başı ortalama harcama miktarındaki rekor sıçrama oldu. 2024 yılının aynı döneminde yurt dışı seyahatinde kişi başı ortalama 660 dolar harcayan bir vatandaş, 2025’in ikinci çeyreğinde bu rakamı 936 dolara çıkardı. Bir yıl içinde yaşanan yüzde 41,9’luk bu artış, çeşitli ekonomik ve sosyal faktörlerle açıklanabilir.

Sirkeyle Başlayan Bir Dünya Markası: Fersan'ın 47 Yıllık Dönüşüm Hikayesi
Sirkeyle Başlayan Bir Dünya Markası: Fersan'ın 47 Yıllık Dönüşüm Hikayesi
İçeriği Görüntüle

Bu artışın arkasındaki nedenler arasında, küresel enflasyonun yurt dışındaki mal ve hizmet fiyatlarını artırması ilk akla gelen sebep. Ancak tek başına bu, bu denli büyük bir sıçramayı açıklamaya yetmiyor. Diğer bir olasılık, seyahat eden Türklerin artık daha uzun süreli konaklamaları veya daha lüks destinasyonları ve otelleri tercih etmesi olabilir. Ayrıca, yurt dışına çıkabilen kesimin alım gücü daha yüksek bir gelir grubuna kaymış olması da muhtemel. Ekonomik zorluklar nedeniyle alt ve orta gelir grubunun yurt dışı seyahatlerini ertelemesi, seyahat edenlerin ortalamasını daha varlıklı bir segmente çekmiş ve dolayısıyla kişi başı ortalama harcama rakamını yukarı taşımış olabilir.

Gelen turist ne kadar harcıyor? Gurbetçinin katkısı sınırlı

Türkiye’ye gelen turistlerin harcama alışkanlıklarına geri döndüğümüzde, ülkemizde geceleme yapan bir ziyaretçinin gecelik ortalama harcamasının 110 dolar olduğu görülüyor. Bu rakam, Türkiye'nin "ucuz destinasyon" imajından sıyrılarak daha fazla gelir getiren bir turizm modeline geçme hedefi açısından olumlu bir gösterge. Ancak bu ortalamanın daha da yukarı çekilmesi, sektörün en büyük hedefi olmaya devam ediyor. Harcama kalemlerine bakıldığında, toplam gelirin yüzde 31’i paket turlara, yüzde 19,4’ü yeme-içme harcamalarına, yüzde 12,8’i ise uluslararası ulaştırmaya gidiyor.

Yurt dışında ikamet eden gurbetçi vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 73 dolarda kalarak genel ortalamanın oldukça altında seyrediyor. Bu durumun en temel nedeni, gurbetçilerin büyük bir kısmının Türkiye’ye geldiklerinde otellerde konaklamak yerine akraba veya kendi evlerinde kalmaları. Bu da konaklama maliyetlerini ortadan kaldırarak ortalama harcamayı düşürüyor. Nitekim geliş amaçları da bunu destekliyor.

Geliş amacı belli: Tatil, eğlence ve kültür

Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin ezici bir çoğunluğu, yani yüzde 71,1’i, ülkeye "gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler" amacıyla geliyor. Bu da Türkiye’nin deniz, kum, güneş üçlüsünün yanı sıra tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de güçlü bir çekim merkezi olduğunu kanıtlıyor. Ziyaret amaçlarında ikinci sırayı yüzde 16,8 ile "akraba ve arkadaş ziyareti" alırken, üçüncü sırada yüzde 5,6 ile "alışveriş" yer alıyor.

Buna karşılık, yurt dışı ikametli vatandaşların geliş amaçları tamamen farklı bir tablo çiziyor. Gurbetçilerin yüzde 60,7’si, yani büyük bir çoğunluğu, ülkeye "akraba ve arkadaş ziyareti" amacıyla geliyor. Onlar için tatil, aile ve sıla hasretiyle iç içe geçmiş bir kavram.

Ekonomik denge için kritik sinyaller

Sonuç olarak, 2025’in ikinci çeyrek turizm verileri, Türkiye ekonomisi için iki farklı sinyal veriyor. Bir yanda, artan turizm geliri ile ülkeye giren döviz, cari açığın finansmanı için hayati bir rol oynuyor. Ancak diğer yanda, vatandaşların yurt dışı harcamalarındaki rekor artış, bu kazancın önemli bir kısmını eritiyor ve net turizm gelirini aşağı çekiyor. Artan turizm gideri, ülkenin döviz dengesi üzerinde ek bir baskı unsuru oluşturuyor. Bu durum, özellikle dış ticaret açığının da yüksek seyrettiği bir dönemde, ekonomik denge açısından dikkatle izlenmesi gereken bir trend olarak öne çıkıyor. Politika yapıcıların, turizm gelirlerini artırmaya yönelik stratejiler geliştirirken, aynı zamanda vatandaşların yurt dışına yönelen harcama iştahının arkasındaki nedenleri de analiz etmesi gerekiyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ