Türk müziğinin eşsiz sesi, unutulmaz sanatçısı ve devlet sanatçısı Zeki Müren, 6 Aralık 1931’de Bursa’da doğdu. Müzik kariyeri boyunca birçok başarıya imza atan Müren, kendine özgü tarzı ve sahne performanslarıyla Türk müziğinin en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilir. 24 Eylül 1996’da İzmir’de canlı yayında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Müren, ölümünün üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen gönüllerde yaşamaya devam ediyor. İşte, Zeki Müren’in hayatı ve ölümüyle ilgili bilinmeyenler…

S A21Ac69262C1D6837Fa7E3A15452D1631277C791

Zeki Müren’in Müzik Serüveni

Zeki Müren, çocukluğunda Şehadet Camii müezzini Bıçkıcı Mehmet Efendi’nin sesinden etkilenerek şarkı söylemeye başladı. İlkokuldayken yeteneği fark edilen Müren, okul müsamerelerinde başrolleri oynamaya başladı. Ortaokulu bitirdikten sonra ailesini ikna ederek İstanbul’a giden Müren, Boğaziçi Lisesi’nde yatılı eğitim gördü. Bu sırada, Şerif İçli ve Kadri Şençalar gibi ünlü müzisyenlerden dersler aldı. 1949’da, “Zehretme Hayatı Bana Cananım” adlı ilk bestesini yaptı. Bu şarkı, Suzan Güven tarafından TRT radyosunda seslendirildi.

Candan Kardeşlerin Durumu Güncellendi: Nihal Candan Tahliye Edildi Candan Kardeşlerin Durumu Güncellendi: Nihal Candan Tahliye Edildi

1950’de, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne giren Müren, aynı yıl TRT İstanbul Radyosu’nun açtığı solistlik sınavını birincilikle kazandı. 1951’de, ilk radyo konserini verdi. Bu konserden sonra, Türk sanat müziğinin en sevilen isimlerinden biri haline geldi. 1954’te, “Beklenen Şarkı” adlı filmle sinemaya adım attı. Bu filmde, Türk sinemasının ilk kadın yönetmeni ve yıldızı Cahide Sonku ile başrolü paylaştı. Daha sonra 17 filmde daha rol alan Müren, filmlerine kendi bestelerinin adını verdi. 1955’te, “Manolya” adlı şarkısıyla Türkiye’de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü’nü aldı.

Zeki Müren, klasik Türk müziğinin yanı sıra, pop,  caz gibi farklı tarzlarda da eserler verdi. 1960’larda, “Papatya Gibisin Beyaz ve İnce”, “Elbet Bir Gün Buluşacağız”, “Bir Yangının Külünü” gibi popüler şarkılarını yaptı. 1970’lerde, “Gözlerin Doğuyor Gecelerime”, “Gitme Sana Muhtacım”, “Bir Tatlı Tebessüm” gibi hit şarkılarını piyasaya sürdü. 1980’lerde, “Sorma Ne Haldeyim”, “Aldırma Gönül”, “Yıllar Utansın” gibi sevilen şarkılarını söyledi.

Zeki Müren eşcinsel miydi?

Zeki Müren, sanat yaşamı dışında mütevazı ve sade bir hayat sürdü. Özel hayatını gizli tutan Müren, cinsel kimliği hakkında net bir açıklama yapmadı. Ancak, 1988’de Nokta dergisine verdiği bir röportajda, eşcinsellikle ilgili düşüncelerini açıkça ifade etti. Müren, bu röportajda şunları söyledi:

“Sanatçı ruhu ve eşcinsellik arasında nasıl bir bağlantı var? Eşcinsel anlamında kullanılan ‘gay’ sözcüğünün lugat anlamı ‘neşeli’. Sanat anlamında dünyanın ünlülerini tetkik ettim. Yüzde 80’i, hatta daha fazlası gay. Demek ki iki ruhu da taşıyor. Ben buna hata demiyorum, ruh zenginliği diyorum. Hem kadın ruhunu, hem erkek ruhunu taşıyıp da bunu rezilliğe dönüştürmemek. Bir Taksim Parkı’nda yırtmaçlı etek giyip 45 numara ayakkabı ile kendini kadın zannederek dolaşmak vardır. Onu da küçük görmüyorum, belki transeksüeliteyi bilmiyorum… Bilmediğim için onları ayıplar gibi, onları nefretle anar gibi olmasın bu lafım. Gay esprilidir. Gay çocuk doğuramaz ama sık sık espri doğurur, şiir doğurur, beste doğurur, heykel doğurur, seramik doğurur, yani güzel sanatların tüm dallarını doğurur, bir enstrüman çalar. Dünyanın bütün sanatçılarında görebiliyoruz bunu. Hollywood’u da izliyoruz, Hindistan’dakini de biliyoruz. Belki bazılarını bilmiyoruz. Bunların çoğu hem kadından, hem erkekten anlayan insanlar. Zannediyorum biseksüel oluyorlar. Bir var, nezle, grip, öksürük olur iyileşirsiniz. Bir de veba, kanser, kolera ve çaresiz dertler var. Onun için, bunun da bir dozu var. Etrafı rahatsız etmeden, edebiyle, millete yanlış örnek olup peşinde sürüklermiş gibi göstermeden hayatınızı idame ettiriyorsanız, zaten kanunda dahi cezası olmayan bir olay. Bir tek Lut suresi, homoseksüaliteye şöyle değiniyor: Günahtır diyor. Ben onu şöyle izah ediyorum. Büyük dindarlarımız sakın yanlış anlamasınlar.”

Zeki Müren neden öldü?

Zeki Müren, 24 Eylül 1996’da İzmir’de bir televizyon programına katıldı. Program sırasında, ilk şarkı söylediği mikrofon kendisine hediye edildi. Çok heyecanlanan Müren, sahnede kalp krizi geçirdi. Hemen hastaneye kaldırılan Müren, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. 65 yaşında hayata veda eden Müren, Bursa’da Emirsultan Mezarlığı’na defnedildi. Müren’in ölümü, Türkiye’de büyük bir yas ve şok yarattı. 

Zeki Müren’in Mirası

Zeki Müren, Türk müziğinin ve kültürünün en değerli sanatçılarından biri olarak anılıyor. Müren’in besteleri, günümüzde de birçok sanatçı tarafından yorumlanıyor. Müren’in hayatı, kitap, film, belgesel, tiyatro gibi farklı sanat dallarında işleniyor. Müren’in evleri, müze olarak ziyarete açılıyor. Müren’in adı, sokak, park, okul, kültür merkezi gibi birçok yere veriliyor. Müren’in ölüm yıldönümlerinde, anma törenleri ve konserleri düzenleniyor. Müren’in hayranları, onun sanatını ve anısını yaşatmaya devam ediyor.

Editör: Ömer Ceylan