MERT YASİN ALPDÜNDAR-Türkiye’de gıda enflasyonunun artış eğiliminde olması, akaryakıt zamları ve vergi arttırımları ile birlikte gıda ürünlerine gelen zamlar, toplu yemek üretimi yapan fabrikalar ve lokantacı esnafının maliyetlerinin ciddi bir şekilde artmasına neden oldu. Maliyetlerin ciddi artması ile birlikte ‘merdiven altı’ diye tabir edilen kayıtdışı yemekçilerin de artmasına sebep oldu. Uzmanlar, ucuz diye tercih edilen bu yerlerin halk sağlığını tehdit edebileceği uyarısında bulunurken, İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Kılıç, esnafın maliyetlerden kaynaklı işinin çok zor olduğunu ve kayıt dışı esnafın çok fazla olduğunu söyledi. Kılıç,  “İnternet kafede bile kuru fasulye pilav satılıyor” diye söyledi. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İbrahim Uğur Toprak ise gıda sektörünün son dönemde ekonomideki olumsuz tablodan ciddi bir şekilde etkilendiğini dile getirirken toplu yemek verilen fabrikalara uyarılarda bulundu. Toprak,“ ucuz tabldot veren fabrikaların fiyatlarını kabul edenlerin düşünmesi gerekir” dedi. 

ESNAF AYAKTA DURMAKTA ZORLANIYOR

Lokantacı esnafının giderlerinin ciddi bir artış içerisinde olduğunu dile getiren İzmir Lokantacılar Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, “Esnaf dükkan kapatıyor. Her ay 40-50 esnaf dükkan kapatıyorsa 10-15 esnaf açıyor. Açanlarda ayakta duramıyor zaten. Yağın tenekesine her gün zam geliyor zaten. Bir kalıp margarin yağ 15 lira. Beş litre sıvı yağ olmuş 250 TL. Yani esnaf, çok zor durumda. Kiralar, elektrik faturaları, su faturaları ciddi bir maliyet. Bizim personellerimizin hiçbiri asgari ücretle çalışmıyor. Garson günlük 500 TL, usta ise 750 TL ile bin TL arasında günlük yevmiye alıyor. Sigorta primleri de ciddi artıyor. İnanın ayakta durmak çok zor.” diye konuştu. 

izmir-lokantacilar-odasi-baskani-dogan-kilic

’İNTERNET KAFEDE KURU FASULYE PİLAV SATIYORLAR’

Kayıtdışı esnaf sayısının çok fazla olduğunu vurgulayan Kılıç, “Küçük bir esnaf lokantası 18 kalem vergi ödüyor. Diğer ise sadece kirasını elektrik suyunu ödüyor. Ruhsat almadan, hiçbir işlem yapmadan adamlar iş yapıyor.” diye söyledi.  

Kayıtdışılığın halk sağlığını da tehdit ettiğine vurgu yapan Kılıç, “Adamlar internet kafede kuru fasulye pilav satılıyor. Zabıtaya haber verdik, gitti mi gitmedi mi bilmiyorum. Sanayi sitesinde yiyecek içecek yerleri var ve hiçbiri de kayıtlı değil. Yemeklerin nasıl yapıldığı da belli değil. Bu tür yerler hem insan sağlığına zarar veriyor hem de işini düzgün yapan esnafa zarar veriyor. Bu tür yerlerin kayıt altına alınması gerekiyor. Kayıt altında olan düzgün esnaflar bunlarla yarışamaz. Ayakta da duramayız.” diye belirtti.

’BUGÜN 100 TL’DEN AŞAĞIYA TABLDOT SATILAMAZ’

Ucuza tabldot yemek satmanın mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Kılıç, “Ucuz tabldot satılıyorsa ya malzemeden çalıyor ya da kalitesiz malzeme kullanıyordur. Bu kadar basit. Bunu da kayıtdışılar yapıyor çünkü biz sürekli olarak denetlemelerden geçiyoruz. Diğer kayıtdışı çalışanın bu korkusu da yok zaten. Aslında sahaya çıkıp denetlemek lazım. Bir esnaf, 4 çeşit tabldotu en düşük 100 TL’den aşağıya satamaz.”dedi.  

‘MALİYETLERDE CİDDİ ARTIŞ YAŞANDI’

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İbrahim Uğur Toprak, gıda sektörünün son dönemde ekonomideki olumsuz tablodan ciddi bir şekilde etkilendiğini dile getirirken, “ Asgari ücrete gelen zamdan sonra emek yoğun bir sektör olan toplu yemek üretimi için önemli bir maliyet olarak karşımıza çıkıyor. TÜİK verilerini doğru kabul etsek dahi yüzde 60’ın üzerinde olan gıda enflasyonu da ciddi bir hammadde maliyetini oluşturuyor. Sarf malzeme diye tabir edilen gıda dışı maliyetlerde de son dönemde önemli bir artış gözlenmektedir.“ ifadelerini kullandı. 

‘FABRİKALAR KENDİ YEMEKLERİNİ ÜRETMEKTEN VAZGEÇİYOR’

Fabrikaların kendi yemeklerini üretmek istediklerini ama maliyetlerden kaynaklı olarak vazgeçtiklerini söyleyen Toprak, “Bazı fabrikalar kendi yemeklerini üretmek istese de maliyetleri aldıkları hizmetin üzerinde olduğu için vazgeçiyorlar. Son dönemde şirketler yemek çeki uygulamasına bir rağbet gösterme eğiliminde olsalar da bu durum çalışanlar için görece bir handikap oluşturuyor. Çünkü verilen günlük istihkak bir öğün için yeterli olmuyor. Bu durumda çalışan ya maaşından yemek harcamasına takviye ediyor ya da yemeğini sefer tasıyla evinden getirip yemek çekini mutfak harcamasında kullanıyor.” diye konuştu. 

“İlk durum ister istemez fast food kültürünü ön plana çıkarıyor ki bu da sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmenin olmaması anlamına geliyor.” diyerek sözlerine devam eden Toprak,  “İkinci durumda ise yemeğin uygun koşullarda taşınmasının sağlanabilmesi önemli bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Zira bu koşullar sağlanamazsa gıda zehirlenmeleri ile karşı karşıya kalmak kuvvetle muhtemeldir.” diye söyledi. 

uğur toprak-3

‘UCUZU KABUL EDENLERİN BİR DAHA DÜŞÜNMESİ LAZIM’

Özellikle ucuz tabldot veren fabrikaların fiyatlarını kabul edenlerin düşünmesi gerektiğini vurgulayan Uğur Toprak, sağlık açısından sorunlar yaşanabileceğini ifade ederken, “Hammadeleri neredeyse peşin ya da 15-30 gün vadeli olarak alıp 1 ay yemek hizmeti verdikten sonraki ay 75-90 günlük çek ile ödeme alınması sektörün bir diğer zorlayıcı durumlarından.  Ortalama bir 4 kap kapı teslimi yemek fiyatı verebilmek için çok farklı parametreler var. Bu parametreleri taşıma için uzaklık yani akaryakıt maliyeti, kullanılan hammadde kalitesi ve tedarikçi alım anlaşmaları olarak tanımlayabiliriz. Ama basit bir matematik hesabı yaparak alınmaması gereken yemek ücreti çok rahat hesaplanabilir.” dedi. 

Kaynak: MERT YASİN ALPDÜNDAR