Ankara’da 24 Ocak 1993’te evinin önünde bombalı suikastla yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu’nun ölümü, 22 faili meçhul cinayetle birlikte “Umut Davası” kapsamında yeniden görülüyor. Davanın 13’üncü duruşmasında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, SEGBİS üzerinden tanık olarak ifade verdi.
Ağar, 1996’da Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu ile arasında geçtiği öne sürülen “Tuğlayı çekersek duvar yıkılır” sözünü reddederek, “Bu konu tamamen yanlış anlaşıldı. Kendisiyle sınıf arkadaşıydık, sık sık görüşürdük. Ben böyle bir ifade kullanmadım. Keşke bu cinayeti ucundan yakalayabilseydik, ardından Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy cinayetleri de çözülürdü” dedi.
“Kimseden korkmam, duvar da tuğla da çekerim”
Mahkeme heyetinin sorularını yanıtlayan Ağar, devlet içinden kendisine tehdit gelip gelmediğine ilişkin, “Ben neden korkayım, kimseden korkmam. Duvar da tuğla da çekerim. O dönemin asıl zorluğu yoğun terörle mücadeleydi” ifadesini kullandı. Cinayetin çözülmesi için devlet mekanizmasında herhangi bir engellemeye şahit olmadığını belirten Ağar, “Aksine çözülmesi için çaba sarf edildi” dedi.
“Somut delil olmadan konuşulmaz”
Bir dönem gündeme gelen “Mossad yaptı” iddialarına da değinen Ağar, “Somut bir delil olmadan böyle değerlendirmeler yapmak olmaz; bu devleti sıkıntıya sokar” dedi. O dönemde ellerine istihbari bir bilgi geçip geçmediği sorusuna ise, “Biz gençken terörün arkasında Sovyetler olduğunu düşünüyorduk. Daha sonra Batılıların etkisini fark ettik. Yaptığımız işlerin devlet kayıtları vardır. Gladyo diye bir şeyin bizimle alakası yoktur, bunlar hayali meselelerdir” yanıtını verdi.