2025 yılında geçerli olacak asgari ücret, 22 bin 104 lira olarak duyuruldu. Ancak bu rakam, çalışanların yaşam maliyetlerini karşılamaktan uzak olduğu gerekçesiyle eleştirildi. Uzmanlar, belirlenen zam oranının yetersiz olduğunu ve emekçilerin beklentilerini karşılamadığını ifade etti.
İktisatçı Mahfi Eğilmez de bu konuda dikkat çekici bir değerlendirme yaparak, satın alma gücü üzerinden daha adil bir asgari ücret hesaplaması gerektiğini savundu.
Satın alma gücüne göre zam oranı nasıl olmalıydı?
Mahfi Eğilmez, 2024 yılındaki enflasyon oranını yüzde 60 olarak hesapladı. 2025 yılı için hükümetin Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde öngördüğü yüzde 17,5'lik tahmini ise iyimser buldu. Eğilmez’e göre, gerçekçi bir değerlendirme ile 2025 yılının ortalama enflasyonu yüzde 30 seviyesinde olacak.
Eğilmez, “2024'ün ve 2025'in ortalama enflasyon oranlarını esas alırsak, yıllık yüzde 45'lik bir zam yapılması gerekirdi. Bu oran, 2024 yılı için belirlenen 17 bin 2 liralık asgari ücreti baz aldığımızda, yeni asgari ücretin 24 bin 653 lira olması gerektiğini gösteriyor” dedi.
Enflasyon kaybı çalışanları etkiliyor
2024 yılında enflasyon nedeniyle alım gücünde yaşanan kayıpları da değerlendiren Eğilmez, “Yıl sonunda enflasyon yüzde 45'e ulaşacak gibi görünüyor. Bu durumda 17 bin 2 liralık 2024 yılı asgari ücretinin satın alma gücü, 11 bin 726 lira seviyesine gerilemiş olacak. Alım gücünü eski seviyesine getirebilmek için yüzde 45 oranında bir artış yapılması şarttı” ifadelerini kullandı.
Daha yüksek bir ücret mümkün müydü?
Mahfi Eğilmez, asgari ücretin çalışanların gıda, konut, ulaşım, sağlık ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde belirlenmesi gerektiğini hatırlattı. Ancak hükümetin belirlediği yüzde 30'luk zam oranı, bu gerekliliği karşılamaktan uzak görünüyor.
Bu değerlendirmeler, asgari ücretin yalnızca nominal bir artış değil, çalışanların yaşam standartlarını koruyacak bir düzenleme olması gerektiğini yeniden gündeme taşıdı.