Cevdet Yılmaz'dan dünyaya stratejik mesaj: 'ABD ile ikili ticaret masada, küresel dengeleri yeniden şekillendiriyoruz'
Cevdet Yılmaz'dan dünyaya stratejik mesaj: 'ABD ile ikili ticaret masada, küresel dengeleri yeniden şekillendiriyoruz'
İçeriği Görüntüle

Finans dünyasının geleneksel kaleleri, son yılların en büyük paradigma değişimlerinden birine tanıklık ediyor. Bir zamanlar "riskli", "spekülatif" ve hatta "balon" olarak nitelendirilen Bitcoin ve Ethereum gibi kripto para birimleri, artık dünyanın en büyük ve en prestijli şirketlerinin bilançolarında, milyarlarca dolarlık birer "hazine varlığı" olarak boy gösteriyor. Hükümetlerin ve düzenleyici kurumların, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bu yeni varlık sınıfına yönelik tutumunu değiştirmesiyle başlayan bu dev dalga, kurumsal yatırımcıların iştahını kabartarak, dijital varlıklara yönelik görülmemiş bir akını tetikledi. Yazılım devlerinden medya patronlarına, elektrikli otomobil üreticilerinden ödeme sistemleri kurucularına kadar geniş bir yelpazedeki şirketlerin bu yeni denize yelken açması, kripto paraların artık birer "alternatif varlık" olmaktan çıkıp, ana akım finans sisteminin ayrılmaz bir parçası haline geldiğinin en somut kanıtı olarak tarihe geçiyor.

Düzenleyici sis perdesi aralandı, kurumsal iştah kabardı

Kurumsal paranın kripto para piyasasına bu denli cesurca akmasının ardında yatan en temel neden, düzenleyici belirsizliklerin ortadan kalkmaya başlaması. Yıllardır şirketlerin kripto yatırımı yapmasının önündeki en büyük engel olarak duran bu "sis perdesi", son dönemde atılan adımlarla dağıldı. Bu adımların en önemlisi, hiç şüphesiz ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC), uzun bir bekleyişin ardından spot Bitcoin ve Ethereum Borsa Yatırım Fonlarına (ETF) yeşil ışık yakması oldu.

Bir ETF, yatırımcılara doğrudan kripto para alıp saklama zorunluluğu olmadan, tıpkı bir hisse senedi alır gibi, geleneksel borsa üzerinden bu varlıklara yatırım yapma imkanı sunuyor. Bu durum, özellikle yasal ve uyum süreçleri karmaşık olan büyük kurumlar için adeta bir can simidi oldu. Artık bir şirket, karmaşık dijital cüzdanlarla veya güvenliği şüpheli borsalarla uğraşmak yerine, güvendiği bir aracı kurum üzerinden kolayca Bitcoin veya Ethereum ETF'i alarak bu piyasaya dahil olabiliyor. Bu gelişme, kurumsal paranın önündeki en büyük teknik ve yasal engeli ortadan kaldırdı. Bununla birlikte, ABD'de eski başkan Donald Trump'ın yeniden seçilmesinin ardından kripto paralara yönelik sergilenen daha yapıcı ve teşvik edici politik tutum da şirketlerin bu alandaki cesaretini artırdı. Bazı büyük ABD bankalarının da müşterilerine kripto yatırımı ve saklama hizmetleri sunmaya başlaması, bu yeni ekosistemin ne denli meşru bir zemin kazandığını gösteriyor.

Bitcoin'in en büyük kurumsal balinası: strategy'nin milyarlarca dolarlık zaferi

Kurumsal Bitcoin yatırımcılığı denildiğinde akla gelen ilk ve en cesur isim, hiç şüphesiz ABD merkezli yazılım şirketi Strategy (MicroStrategy). Şirket, pek çok kurumun hala kripto paraları anlamaya çalıştığı bir dönemde, radikal bir kararla hazinesindeki nakit varlıkları sistemli bir şekilde Bitcoin'e çevirmeye başladı. Bugün gelinen noktada Strategy, elinde bulundurduğu 607 binden fazla Bitcoin ile, halka açık şirketler arasında dünyanın en büyük kurumsal Bitcoin yatırımcısı konumunda.

Şirketin bu stratejisi, yüksek riskli bir kumar gibi görünse de, sonuçları şimdilik inanılmaz bir başarı hikayesine işaret ediyor. Ortalama 71 bin dolarlık maliyetle toplamda 43 milyar dolarlık Bitcoin alımı gerçekleştiren şirket, kripto para biriminin son dönemdeki yükselişiyle devasa bir kar elde etti. Güncel fiyatlarla Bitcoin'in 115 bin doların üzerinde işlem görmesiyle, şirketin bu yatırım sayesinde henüz realize etmediği karı yaklaşık 25 milyar dolara ulaşmış durumda. Strategy'nin bu hamlesi, sadece kendi bilançosunu güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda diğer kurumsal yatırımcılara da Bitcoin'in uzun vadeli bir değer saklama aracı olarak kullanılabileceğine dair güçlü bir örnek teşkil etti.

Trump'tan Musk'a, teknoloji dünyasının kripto hamleleri

Strategy'nin açtığı yoldan yürüyen başka birçok teknoloji ve medya devi de bulunuyor. Bu isimler arasında en dikkat çekeni ise Donald Trump'ın medya şirketi "Trump Media and Technology Group". Şirket, kısa süre önce yaptığı bir duyuruyla, 2 milyar dolar değerinde Bitcoin yatırımı yaptığını açıkladı. Yaklaşık 3 milyar dolarlık likit varlığı bulunan şirketin, toplam varlıklarının üçte ikisini Bitcoin'e ayırması, bu alana ne denli büyük bir inanç duyduklarını gösteriyor.

Bir diğer teknoloji ikonu Elon Musk'ın kurucusu olduğu Tesla da kripto piyasasının önemli kurumsal oyuncularından biri. 2021 yılında yaptığı 1,5 milyar dolarlık sürpriz Bitcoin alımıyla tüm dünyada gündem yaratan elektrikli araç devi, daha sonra bu varlıkların bir kısmını satmış olsa da, hala bilançosunda 11 binden fazla Bitcoin tutmaya devam ediyor. Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey'in ödeme sistemleri şirketi Block Inc, dijital varlık şirketi Galaxy Digital ve Bitcoin madenciliği devi Marathon Digital gibi kuruluşlar da, bilançolarında ciddi miktarda Bitcoin bulunduran diğer önemli kurumlar arasında yer alıyor.

Rüzgar şimdi de ethereum için esiyor

Kurumsal ilgi, sadece Bitcoin ile sınırlı kalmıyor. Akıllı kontratları ve merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamalarıyla öne çıkan, piyasanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum da artık devlerin radarında. Özellikle spot Ethereum ETF'lerinin de SEC onayı almasıyla birlikte, kurumsal yatırımcıların Ethereum alımlarında da belirgin bir artış gözlemleniyor.

Bu alanda son dönemin en agresif yatırımcılarından biri, ABD borsasında işlem gören Sharplink adlı şirket. Şirket, açıkladığı alım stratejisi doğrultusunda şimdiye kadar 360 binden fazla Ethereum'u bilançosuna eklediğini duyurdu. Bu varlıkların bugünkü toplam değeri ise 1,3 milyar dolara ulaşmış durumda. PayPal ve Palantir gibi dev şirketlerin kurucusu olan ünlü girişimci Peter Thiel'in yatırımcısı olduğu BitMine Immersion Technologies de, 100 binden fazla Ethereum yatırımıyla bu alandaki en büyük kurumsal oyunculardan biri olarak öne çıkıyor. Bu hamleler, kurumların artık sadece Bitcoin'i değil, teknolojik potansiyeli yüksek diğer dijital varlıkları da uzun vadeli bir yatırım aracı olarak gördüğünü kanıtlıyor.

Milyarlarca dolarlık etf pastası her geçen gün büyüyor

Kurumsal ilginin en somut yansıması, ETF piyasasındaki rakamlarda görülüyor. Veri analiz sitesi The Block'ta yer alan bilgilere göre, kurumsal alımların da etkisiyle Bitcoin ETF'lerinin toplam değeri 160 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Ethereum ETF'lerinde ise bu rakam 18 milyar doları aşmış bulunuyor. Bu devasa rakamlar, geleneksel finans dünyasından kripto para ekosistemine ne kadar büyük bir sermaye akışı olduğunu gösteriyor. Bu sermaye akışı, piyasaya daha önce görülmemiş bir likidite sağlarken, aynı zamanda fiyatlarda daha fazla istikrar yaratma ve aşırı oynaklığı azaltma potansiyeli de taşıyor. ETF'ler aracılığıyla gelen bu kurumsal para, kripto paraların artık sadece bireysel yatırımcıların değil, dünyanın en büyük fonlarının ve şirketlerinin de portföylerinde yer bulan, meşru bir finansal varlık sınıfı olduğunun altını kalın bir kalemle çiziyor. Bu "kurumsal devrim", dijital varlıklar için yeni bir çağın sadece başlangıcı gibi görünüyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ