GENEL

Yapay zeka için mevzuat yolda

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, akademik çalışmalarda yapay zeka kullanımının sınırlarını ve kurallarını belirleyecek kapsamlı bir mevzuat hazırlığında olduklarını duyurdu. Amacın yasaklamak değil, etik ve denetlenebilir bir yapı kurmak olduğunu vurgulayan Özvar, nihai sorumluluğun her zaman kullanıcıda kalacağını belirtti.

Abone Ol

Yükseköğretim dünyası, son yılların en dönüştürücü teknolojisi olan yapay zeka ile ilişkisini yeniden tanımlamaya hazırlanıyor. Milyonlarca öğrenci ve akademisyenin tez, makale ve bilimsel araştırmalarında giderek daha sık başvurduğu üretken yapay zeka uygulamaları, Yükseköğretim Kurulu'nu (YÖK) harekete geçirdi. Bursa Uludağ Üniversitesi'nde düzenlenen 9. Uluslararası Öğrenci Bilimleri Kongresi'nde konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, akademik alanda yapay zeka kullanımına ilişkin hukuki bir altyapı oluşturulacağını açıkladı. Bu adım, teknolojinin sunduğu imkanlardan faydalanırken, bilimsel etiğin ve akademik dürüstlüğün korunması adına atılmış tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor. Özvar, bu yeni düzenlemenin bir sınırlamadan ziyade, belirsizlikleri ortadan kaldıracak bir yol haritası niteliği taşıyacağının altını çizdi.

Tez ve makalelerde yeni dönem başlıyor

YÖK Başkanı Özvar, yaptıkları hazırlığın detaylarına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Geçtiğimiz yıl kamuoyu ile paylaşılan 'Üretken Yapay Zeka Kullanımına Dair Etik Rehber'in artık bir üst aşamaya taşındığını belirten Özvar, "Bu adımı daha da ileri taşıyor, tez, makale ve tüm akademik çalışmalarda, yapay zekanın hangi ölçülerde ve hangi kurallar çerçevesinde kullanılacağını belirleyen bir mevzuatı hayata geçirmeye hazırlanıyoruz," dedi. Kısa süre içinde yürürlüğe girmesi planlanan bu yasal düzenlemelerle birlikte, yükseköğretim sisteminde yapay zeka kullanımına dair şeffaf, denetlenebilir ve etik bir yönetişim yapısının temelleri atılacak. Hazırlanan yönetmelik, özellikle veri güvenliği, kullanılan kaynakların doğruluğunun kontrolü, intihal gibi akademik suçların önlenmesi ve kullanımın şeffaf bir şekilde raporlanması gibi kritik alanlarda net ve uygulanabilir standartlar getirecek. Böylece hem öğrenciler hem de akademisyenler, bu teknolojiyi hangi sınırlar dahilinde kullanabileceklerini net bir şekilde bilecek.

Sorumluluk yine akademisyende olacak

Prof. Dr. Erol Özvar, konuşmasında yapay zeka araçlarının birer "vasıta" olduğuna dikkat çekerek en temel ilkeyi hatırlattı: Nihai sorumluluk daima insandadır. "Yapay zeka araçları bir rehber veya öğretici olmadığı gibi, bilginin asli kaynağı da değildir," diyen Özvar, bu teknolojilerin insan aklının ve bilimsel emeğin ürettiği bilgiyi işlemeye yardımcı olan bir araç olduğunu vurguladı. Bu nedenle, yapay zekadan elde edilen çıktıların bir insanın değerlendirmesi, doğrulaması ve sorumluluğu olmadan akademik açıdan hiçbir anlam ifade etmeyeceğini belirtti. Özvar, "Geçmişte olduğu gibi dijital çağda da akademisyen veya öğrenci, kullandığı yapay zekanın ürettiği verilerin doğruluğundan, akademik etik ile uyumundan ve hukuki sonuçlarından bizzat sorumlu olmaya devam edecektir. Bu hususa lütfen dikkat ediniz," sözleriyle kullanıcıları uyardı. Bu ilke, yapay zekanın bir bahane olarak kullanılarak bilimsel sorumluluklardan kaçılmasının önüne geçmeyi hedefliyor.

'Amaç yasaklamak değil, çerçeve çizmek'

Getirilecek yeni düzenlemelerin bir yasaklama veya kısıtlama amacı taşımadığını özellikle vurgulayan YÖK Başkanı Özvar, hedefin yapay zekanın potansiyelini akademik dürüstlük ilkeleriyle birleştirmek olduğunu ifade etti. "Bu düzenlemelerin amacı, yapay zekayı sınırlamak değil, onun akademik emeği, etik değerleri ve bilginin itibarını koruyacak bir şekilde kullanılmasını sağlamaktır," diyen Özvar, teknolojinin sunduğu imkanları reddetmediklerini, aksine bu imkanların doğru bir zeminde kullanılmasını arzuladıklarını belirtti. YÖK olarak, hayata geçirilecek tüm hukuki düzenlemelerin etkin ve kararlı bir biçimde uygulanmasının yakın takipçisi olacaklarını da sözlerine ekledi. Bu yaklaşım, Türkiye'nin yükseköğretim sistemini teknolojik gelişmelere kapalı tutmak yerine, bu gelişmeleri kontrollü ve etik bir şekilde entegre etme yönündeki kararlılığını gösteriyor.