GENEL

Yargıtay: 'Aldatıldığını ispat için video kaydı almak suç değil'

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, aldatıldığını ispat etmek için eşini ve yanındaki kişiyi cep telefonuyla kaydeden sanık hakkında verilen beraat kararını onadı. Kararda, kamuya açık alanda delil amacıyla yapılan çekimin “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçu oluşturmadığı belirtildi.

Abone Ol

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, boşanma aşamasındaki bir kişinin eşini başka biriyle görüntüleyerek “aldatıldığını ispatlamak” amacıyla çektiği videonun suç teşkil etmediğine karar verdi.
Muğla’da yaşanan olay, özel hayatın gizliliği ve delil toplama hakkı arasındaki sınırları tartışmaya açarken, yüksek mahkemenin kararı emsal nitelik taşıyor.

Muğla’da yaşayan bir kişi, boşanma sürecinde olduğu eşinin gece saatlerinde tanımadığı bir erkeğin aracına bindiğini fark etti.
Durumu kayıt altına almak isteyen koca, kendi aracıyla çifti takip etti ve eşini ile yanındaki kişiyi araçtan inerken cep telefonu kamerasıyla görüntüledi.

Bu kayıtların ardından eşinin şikayeti üzerine koca hakkında “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan dava açıldı.

Yerel mahkemeden ceza, istinaftan beraat

Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı suçlu bularak 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmetti. Ancak sanığın karara itiraz etmesi üzerine dosya İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine taşındı.
İstinaf mahkemesi, sanığın görüntüleri “delil elde etme amacıyla” çektiğini ve kayıtların herhangi bir şekilde ifşa edilmediğini veya paylaşıma sokulmadığını tespit ederek, yerel mahkemenin kararını bozdu ve beraat kararı verdi.

“Kamuya açık alanda çekim, özel hayat ihlali sayılmaz”

Bölge mahkemesinin kararında, görüntülerin kamuya açık bir alanda çekildiği ve sadece delil niteliği taşıdığı vurgulandı. Kararda şu ifadeler yer aldı:

“Mağdur ile diğer kişinin görüntülerinin, delil elde etmek için kamuya açık alanda çekilmesi halinde, özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun unsurları oluşmaz.”

Yargıtay da onadı

Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi, istinaf mahkemesinin beraat kararını hukuka uygun bularak onadı. Yüksek mahkeme, “yargılama sürecinin usul ve yasaya uygun yürütüldüğünü” belirterek, sanığın eyleminde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun unsurlarının bulunmadığını ifade etti.Bu karar, benzer durumlarda “delil toplama amacıyla yapılan ve paylaşılmayan kayıtların suç teşkil etmeyeceği” yönünde önemli bir içtihat olarak değerlendiriliyor.