Utku Beycan/Manisa'nın Soma ilçesinde bağlı Yırca köyünde, özel bir şirket tarafından yapılmak istenen termik santral için acele kamulaştırma ile köylülerin zeytinlikleri kamulaştırılmıştı. Köy halkının ve destekçilerinin kararlı mücadelesi sonucu yürütme durdurulmuş, fakat yürütmenin durdurulduğu gün 6600 zeytin ağacı kesilmişti. Toplamda kesilen 6600 zeytin ağacının yerine yeni fidanlar dikilmişti.

Yırca köyü sakini Kerem Özkılınç, hukuki süreç nedeniyle zeytinlerin sökülmesinin ardından da bir yıldan uzun bir süre boyunca köylülerin zeytinliklere dokunamadığını, sökülenlerin yerine dikilen fidanların henüz yeni belli bir verime ulaştığını belirtti. Kendisine ait 120 zeytin ağacının kesildiğini söyleyen Özkılınç, "Bu ağaçlar 200, 250 yıllıktı. Yıkılanların içerisinde daha eski zeytinler de vardı, bazılarını bir iş makinesi yıkamıyordu. 50, 100 yaşında bir ağaç, var yılında 3 kasaya yakın, yani ortalama 80 kilo meyve veriyordu. Bu zeytinlerden 3'te 1 oranında yağ çıkardı." dedi.

Özkılınç, pek çok köy sakininin göstermelik bir zarar bedeli aldığını da sözlerine ekledi.

Köyde kooperatif kuruldu

Yırca köylüleri, yıllarca temel geçim kaynaklarından birinden mahrum kaldılar. Yine de köylülerin yaşam sevgisi ve umutları, zeytin ağaçlarıyla beraber solup gitmedi. Zeytinliklerin yeniden kazanılması, köylülerin dayanışma duygusunu arttırdı. Bölgede kurulan Hanımeli İktisadi İşletmesi çatısı altında toplanan köylü kadınlar sabun, mum gibi malzemeler, kekik, adaçayı gibi organik ürünler toplayarak ve üreterek satmaya başladı.

Köyün bir diğer sakini Ayşe Ürüncü, mücadele sırasında köylünün güvenlikler tarafından taş yağmuruna tutulduğunu, şirketin zeytinlikleri dikenli tellerle çevirdiğini, kendisinin de 100 tirilye zeytin ağacının kesildiğini anlattı. "Köy ovasında ağaç kalmamıştı. Dikenli telleri bir taşla kırmaya çalıştım. O hissi unutmamam. O sırada hiçbir şey duymadım" diyen Ürüncü, "Termik santrallerin ne kadar zehirli olduğunu bilseydik ilkine de yaptırmazdık. Su havzalarının ve toprağın verimi düştü" ifadelerini kullandı.

I M G 20250202 W A0003

Köyün topraklarına ve dağlarına çekilen dikenli tellerin, bölgedeki hayvanların hareket özgürlüğünü kısıtladığını da vurgulayan Ürüncü, zeytinliklerin geri kazanılmasının köylülerin arasındaki dayanışma duygusunu arttırdığını da söyledi. Ürüncü, "Biz hala köyümüzden kopmadık. Köylerde herkes kardeşti. Kapıları kilitlemezdik, avlu kapıları yoktu. Yani dayanışma zaten vardı, gençler şimdi birbirine daha  sıkı sarıldı" dedi.

Son olarak Ürüncü, direnişin 10'uncu yılı anısına düzenlenen şenliğe dikkat çekerek "Çoluk çocuk direnmek önemli. Biz çoluk çocuk direndik. Ben 301 madenci öldüğünde de direnişe katıldım. 'O madencilerin bizim yaktığımız kömürlerde hakkı var, onlar hakkını alana kadar direnilecek' dedik. Yırca’da da direnişimiz şenliğe dönüştü. Çok mutluyuz" dedi.

Kül barajının doğaya kazandırılması hedefleniyor

Yırca köyünde, Soma B Termik Santrali'nin atıklarından oluşan bir kül barajı ve kül tepeleri bulunuyor. Enerji Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na dilekçe yazıldığını belirten muhtar Mustafa Akın, "O arada arazi Torku tarafından satın alındı. Bakanlıklardan bana gelen cevapta, şikayetlerin giderilmesi için şirkete 2 yıl süre tanındığı belirtildi. İki yıl geçti fakat henüz bir gelişme olmadı" dedi. Kül kaplı arazinin 2500 dönüm olduğunu belirten Akın, "1984 yılında Türkiye Elektrik Kurumu'ndan bir yazı geldi. Kül barajının 15 yıl kullanılacağı, 15 yıl sonra üstünün bir buçuk metre toprakla kapatılıp Yırca halkının istifadesine sunulacağıyla ilgili belge var. Ben bakanlıklara yazdığım yazıya o belgeyi de ekledim. Türkiye Elektrik Kurumu, 1994 yılında kapatıldı. Şu anda Soma Belediye Başkanımız Sercan Okur bu işin peşinde" dedi.

Akın, son olarak baraj inşa edilmeden önce bölgeye dökülen kuru külün özel bir şirkete satıldığını, şirketin bu külle çimento ürettiğini söyledi.

I M G 20250202 W A0008

Enerji politikalarında yeniden düşünme zamanı! Enerji politikalarında yeniden düşünme zamanı!

 “Bakanlığın yanıtı kanıt niteliğinde”

Yırca'nın yerel halkı, maddi imkanların sınırlılığından dolayı uzun zaman kül barajından kömür toplayıp satarak gelir elde etmeye çalıştı. Hanımeli İktisadi İşletmesi gönüllüsü bölge tarihini araştıran Kenan Kahya, 1000 dönümlük bir alanda suyla basılmış ve betonlaşmış külün, 1500 dönümlük bir arazide ise kuru bir şekilde atılmış küllerden oluşan dört tepenin bulunduğunu belirtti. Bağış İnşaat’ın kuru külü çimento yapmakta kullandığını belirten Kahya, “Muhtarlık tarafından yazılan dilekçeye verilen cevapla bakanlıklar aslında barajın rehabilite edilmesi gerektiğini kabul etti. Bakanlıklardan gelen cevap bir kanıt niteliğinde” dedi.

Kahya, yöneticilerin, STK'ların veya benzer oluşumların gerekli inisiyatifi göstermesi halinde Soma'daki köylülerin, kül barajı hakkındaki taleplerinin gerçekleştirmesi için bir araya gelebileceğini de söyledi.

Muhabir: Utku Beycan