Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlığını ve küresel rekabet gücünü artırmayı hedefleyen "Milli Teknoloji Hamlesi" programı kapsamında, uzun süredir beklenen "Yükselen Yenilikçi Teknolojiler Çağrısı"nın sonuçlandığını duyurdu. Bakan Kacır, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek, yüksek katma değerli üretim altyapısını güçlendirecek ve kritik teknolojilerdeki dışa bağımlılığını sonlandıracak nitelikteki 72 projeye, toplam 39 milyar liralık devasa bir yatırım desteği sağlanacağını bildirdi.
Bu açıklama, sadece bir teşvik paketinin ilanı değil, aynı zamanda Türkiye'nin teknoloji üretimi konusundaki stratejik vizyonunun ve kararlılığının da bir göstergesi. Seçilen projelerin, Türkiye'nin teknolojik dönüşüm yolculuğunda birer lokomotif görevi görmesi ve ülkeyi, teknoloji tüketen bir konumdan, teknoloji üreten ve ihraç eden bir lige taşıması hedefleniyor. Bu destek, özel sektörün yenilikçi ve riskli projelere yatırım yapmasını teşvik ederek, özel sektör-kamu işbirliğinin en somut örneklerinden birini oluşturacak.
Stratejik alanlar belirlendi: Yapay zekadan biyoteknolojik ilaca
Bakan Kacır'ın açıkladığı proje listesi, Türkiye'nin hangi teknoloji alanlarına stratejik bir öncelik verdiğini de net bir şekilde ortaya koyuyor. Desteklenecek 72 proje, rastgele seçilmiş girişimler değil; aksine, Türkiye'nin gelecekteki ekonomik ve stratejik çıkarları doğrultusunda belirlenmiş kritik alanlara odaklanıyor.
Desteklenecek projelerin odaklandığı başlıca stratejik alanlar şunlar:
-
Biyoteknoloji: İnsan kaynaklı doku jenerasyonundan, kanser ve nadir hastalıkların tedavisinde kullanılacak biyoteknolojik ilaçlara kadar, sağlık sektöründe devrim yaratacak projeler desteklenecek. Bu, hem ilaçtaki dışa bağımlılığı azaltacak hem de Türkiye'yi global bir sağlık teknolojisi üssü haline getirecek.
-
İleri Malzeme Teknolojileri: Savunma sanayiinden havacılığa, otomotivden enerjiye kadar birçok sektörde kullanılacak olan hafif, dayanıklı ve akıllı malzemelerin geliştirilmesine yönelik projeler öncelikli olacak.
-
Elektronik ve Yeni Nesil İletişim: 5G ve ötesi teknolojiler, yerli çip tasarımı ve üretimi, nesnelerin interneti (IoT) gibi alanlardaki projelerle, Türkiye'nin dijital altyapısı güçlendirilecek.
-
Yapay Zeka ve Robotik Teknolojiler: Yapay zeka tabanlı karar destek sistemleri, dijital ikiz platformları, özel amaçlı sınai robotlar ve otonom mobil robotlar (otonom forkliftler vb.) gibi, endüstri 4.0'ın temelini oluşturan projelerle, Türkiye'nin sanayi üretiminde verimlilik ve rekabetçilik artırılacak.
-
Afet Teknolojileri: Türkiye'nin deprem gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olmasını sağlayacak erken uyarı sistemleri, arama-kurtarma robotları ve akıllı afet yönetimi platformları gibi projeler de destek kapsamında yer alıyor.
Bu çeşitlilik, "Milli Teknoloji Hamlesi"nin sadece tek bir alana değil, birbiriyle entegre ve birbirini besleyen geniş bir teknoloji ekosistemi yaratmayı hedeflediğini gösteriyor.
Ekonomiye 10 yılda 558 milyar liralık katma değer
Açıklanan bu dev destek paketinin, Türkiye ekonomisi üzerinde bir çarpan etkisi yaratması bekleniyor. Bakan Kacır, seçilen 72 projenin hayata geçmesiyle birlikte, önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiye ekonomisine tam 558 milyar liralık bir katma değer sağlanmasının hedeflendiğini belirtti. Bu, yapılan yatırımın katbekat fazlasının, üretim, ihracat ve vergi gelirleri olarak ülke ekonomisine geri döneceği anlamına geliyor.
Bu makroekonomik hedefin yanı sıra, projelerin mikro düzeyde yaratacağı en önemli etkilerden biri de istihdam olacak. Desteklenecek projeler sayesinde, özellikle yüksek nitelikli mühendis, yazılımcı, biyoteknoloji uzmanı ve araştırmacı gibi alanlarda, 3 bin yeni ve kalıcı istihdam olanağı yaratılacak. Bu, Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan "beyin göçü"nün önlenmesi ve nitelikli gençlerin ülkede kalarak üretim yapması için de önemli bir teşvik unsuru.
Cari açığa teknolojik neşter: 7 milyar dolarlık ithalat önlenecek
Türkiye ekonomisinin en kırılgan noktalarından biri olan cari açıkla mücadelede de, bu teknoloji hamlesinin kritik bir rol oynaması bekleniyor. Bakan Kacır, desteklenecek projelerin odaklandığı ürünlerin, Türkiye'nin her yıl milyarlarca dolar ödeyerek ithal ettiği kritik ürünler olduğuna dikkat çekti.
Yapılan hesaplamalara göre, bu 72 projenin başarıyla tamamlanması ve seri üretime geçmesiyle, Türkiye'nin yılda yaklaşık 6,7 milyar dolarlık ithalatının önüne geçilecek. Bu, cari açığın kapatılmasına yaklaşık 3,6 milyar dolarlık net bir katkı sağlanması demek. Yani, artık yurt dışından döviz ödeyerek satın aldığımız birçok yüksek teknolojili ürün, yerli ve milli imkanlarla Türkiye'de üretilecek. Bu durum, hem döviz rezervlerini koruyacak hem de Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını ve krizlere karşı direncini artıracak.
TÜBİTAK'tan 1,7 milyar liralık ar-ge desteği
Bu büyük yatırım hamlesinde, TÜBİTAK da kilit bir rol üstleniyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın sağlayacağı yatırım desteğinin yanı sıra, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) da, bu projelere 1,7 milyar liralık bir AR-GE desteği sunacak. Bu, projelerin sadece üretim aşamasının değil, aynı zamanda araştırma ve geliştirme süreçlerinin de kamu tarafından destekleneceği anlamına geliyor.
TÜBİTAK'ın sağlayacağı bu destek, üniversite-sanayi işbirliğini güçlendirmeyi, projelerin bilimsel ve teknolojik altyapısını sağlamlaştırmayı ve ortaya çıkacak ürünlerin uluslararası alanda rekabetçi olmasını sağlamayı hedefliyor. Bu entegre destek modeli, Türkiye'nin, temel bilimden başlayarak, AR-GE, prototip geliştirme ve seri üretime kadar uzanan tüm teknoloji üretim zincirini bir bütün olarak ele aldığını gösteriyor. Bu dev hamle, "Milli Teknoloji Hamlesi"nin sadece bir slogan olmadığını, aksine somut, planlı ve iyi finanse edilmiş bir devlet politikası olduğunu ortaya koyuyor.