9 EYLÜL - 9 Eylül Gazetesi'nden Nida Aladağ'ın haberine göre; Türkiye’de çocukların büyük bir kısmı yoksulluk sebebiyle okula kahvaltı etmeden gidiyor, gün içinde de yeterli beslenemiyor. Son yıllarda yükselen enflasyonla gıdaya gelen zamlar ve artan yoksulluk sebebiyle Türkiye’de çocuklar yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamıyor. Günlerinin büyük bir bölümünü okulda geçiren çocuklar, okullarda da herhangi bir beslenme desteği alamadıkları için tüm gün aç kalıyorlar.

Tost, ayran 4500 TL 

Çocuklarının beslenme çantaları boş olduğu için okula gönderemeyen veliler olduğuna dikkat çeken Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, ’’ Son 3 senedir artan bir şekilde çocuklarda beslenme problemi yaşıyoruz. Velilerimizden gelen temel şikayetlerden birisi çocukların beslenme çantasına bir şey koyamıyoruz. Çocuklar günde 7 saatini okulda geçiriyor.  Kantinlerde bir tostu fiyatı 30 TL olmuş. Bir ayran almaya kalksa 15 TL. 3 çocuğun varsa neredeyse 4 bin 500 lira sadece temel düzeyde karınlarını doyurmaya gidiyor. Bu gideri ülkemizin büyük çoğunluğu karşılayamıyor. Maaş ile geçinen ailelerin karşılaması mümkün değil. Dolayısıyla beslenme çantasına koyamadıkları için çocukları okula gönderemeyen veliler var. Bugün beslenme çantası boşsa çocuk devamsızlık hakkını kullanıyor ve okula gitmiyor. Veliler çocuğunun arkadaşlarına mahcup olmasını da istemiyor. Sık sık bununla ilgili de şikayet alıyoruz. Bizden yardım istiyorlar’’ dedi.

Temel gıdalar lüks oldu

Gelir adaletsizliğinin beslenmeyi de etkilediğini söyleyen Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İbrahim Uğur Toprak, ’’Gıda fiyatlarının sürekli artışın sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve lüks tüketim malı haline gelmiştir. Şu an ülkemizde gelir dağılımındaki adaletsizlikler nedeniyle yeterli ve dengeli beslenemeyen yüz binlerce insan, yoksulluğun en alt seviyesi olan temel ihtiyaç maddelerine ulaşamama ve açlık riski ile karşı karşıya kalmışlardır ve açlık sınırında yaşayan insanların sayısı küçümsenmeyecek düzeydedir. Son dönemde hemen her ülkede yaşanan gıdaya ilişkin sorunlar, önümüzdeki dönemde daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Dar gelirli aileler yeterli ve dengeli beslenememekte, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimi için gerekli olan proteinin oranı sofrada azalmakta, buna karşılık sağlıksız gelişime neden olabilecek karbonhidrat oranı ise artmaktadır’’ diye konuştu.

Yarısı yetersiz besleniyor

Sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşabilmenin insan hakkı olduğunu belirten Toprak, ’’Yaşamak nasıl bir insan hakkı ise sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz suya, uygun fiyatlarla sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır. Bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir. Türkiye’de 23,5 milyon çocuk bulunmakta ve bunun 6 milyonunu 5 yaş altı çocukların oluşturmaktadır. Türkiye'deki okul çağında yetersiz beslenmeye bağlı sorun yaşayan çocuk oranını yüzde 44 olarak tahmin edilmektedir. Hem 5 yaş altı hem de okul çağındaki çocuklarda ciddi sorun bulunmaktadır. Çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için iki yaşından sonraki yıllar da şüphesiz ki çok önemlidir, ancak ilk bin gün son derece önemlidir. Bu dönemde içinde olduğumuz şartların, yaşadığımız deneyimlerin beyin gelişimi üzerinde büyük bir etkisi vardır. Hayatın ilk bin günü, çocuk sağlığını koruyucu yaklaşımların, sağlıklı beslenme ile ilgili tartışmaların, gıda güvenliği, çevre sağlığı ve eğitim politikaları başta olmak üzere tüm kamusal politikaların odak noktasında yer almalıdır. Çünkü çocuklar büyüme ve gelişmesinin en hızlı olduğu dönemde sağlıklı beslenmezlerse fiziksel ve zihinsel ciddi, kalıcı sağlık sorunlar yaşarlar. Yetersiz beslenen, yoksulluk içinde olan insanlara gıda desteği programı mutlak suretle ve acilen uygulamaya konulmalıdır’’ şeklinde konuştu.