Dünyada ve Türkiye’de Z kuşağı olarak tanımlanan gençler ile aileleri arasındaki ilişki, giderek daha fazla tartışma konusu haline geliyor. Psikolojik sınır koyma, bireysel özgürlük arayışı ve dijital dünyanın etkisiyle gençler, ailelerinden uzaklaşma eğiliminde. Sosyal medya platformlarında yükselen #nocontactfamily etiketi, gençlerin aile üyeleriyle iletişimi kesme veya sınırlandırma kararı aldıklarını gösteriyor. Bu kopuş, basit bir kuşak çatışmasının ötesinde, “aile yabancılaşması” olarak tanımlanıyor.

Seçilmiş aile nedir?

Geleneksel aile yapılarından uzaklaşan gençler, “seçilmiş aile” olarak adlandırılan sosyal çevrelerini, biyolojik akrabalar yerine koymaya başladı. Seçilmiş aile, kan veya evlilik bağı olmaksızın, bireylerin gönüllü olarak oluşturduğu dostluk bağları üzerinden kurulan bir sosyal yapı. İlk kez antropolog Kath Western'in “Seçtiğimiz Aileler” kitabında LGBTİ+ bireylerin sosyal dayanışması bağlamında tanımlanan bu kavram, günümüzde genç kuşaklar arasında giderek yaygınlaşıyor. Aile ilişkilerinde şiddet, taciz veya toksik iletişimle karşılaşan bireyler, kendilerini destekleyen arkadaş gruplarına yöneliyor.

Minik aşçılar, anneleriyle birlikte yarıştı Minik aşçılar, anneleriyle birlikte yarıştı

Aileden uzaklaşma sebepleri: Şiddet ve yabancılaşma

Birçok genç, aile içindeki psikolojik ve fiziksel zorbalık, yeterince destek görememe veya farklı yaşam görüşleri nedeniyle yabancılaşma sürecine giriyor. Psikolog Sim Korçan, bu durumu “Z kuşağının kendi sınırlarını koruma arayışı” olarak değerlendiriyor. Z kuşağı için mental sağlığın önem kazanması, toksik ilişkilere karşı sınır koymalarına yol açıyor. Bu durumun, geçmiş kuşaklara göre aile bağlarını daha fazla zorladığını belirten Korçan, dijital dünyanın etkilerinin de aile ilişkilerini yeniden tanımladığını vurguluyor.

Dijital dünya ve gençlerin aileden uzaklaşma eğilimi

Z kuşağının sosyal medya ve dijital iletişim araçlarıyla büyümesi, aile bağlarına olan ihtiyacı da dönüştürüyor. Fiziksel etkileşime daha az önem veren bu kuşak, sosyal medya üzerinden kurduğu ilişkileri önceliklendiriyor. Özellikle ABD ve Kanada’da gençler, tatillerde dahi aileleri yerine arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih ediyor. 2023'te yapılan bir ankete göre, Z kuşağı bireylerinin üçte biri aile tatillerine katılmak yerine arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih ediyor ve bunun için ek masrafları göze alıyor.

Kuzen ve geniş aile ilişkileri azalıyor

Sosyolojik araştırmalara göre, geniş aile yapıları da küçülüyor. 1950'lerde 35 yaşındaki bir bireyin ortalama 20 kuzeni varken, bu sayı bugün 10’a kadar düştü. 70 yıl sonra ise beşe düşmesi öngörülüyor. Sanayi Devrimi'nden bu yana göçler ve şehirleşme, geniş aile bağlarını kopardı; aile yapısının yerini giderek daha fazla arkadaş çevreleri almaya başladı.

Aile yapısındaki kopuş gençlerin şiddet olaylarına karışma riskini artırıyor mu?

Aileden uzaklaşma eğiliminin bir diğer olumsuz yönü, gençlerin içsel çatışmalarla baş etmede zorlanması ve kendini dışlanmış hissetmesi olarak görülüyor. Psikolog Korçan, aile içi şiddet veya ihmalin olduğu ortamlarda yetişen gençlerin duygusal zorluklarla başa çıkmakta güçlük çekebileceğini belirtiyor. Yüksek düzeyde çatışma ve psikolojik baskı ortamında büyüyen çocukların saldırgan davranışlar sergileme riski artıyor.

Z kuşağının topluma ve aileye bakışı değişiyor

Z kuşağının aileden uzaklaşması, bireylerin sosyal destek ihtiyaçlarını daha fazla arkadaş gruplarından karşılama eğilimiyle bağlantılı. Z kuşağı için aile, artık daha çok güven ve karşılıklı anlayış temelinde değer kazanıyor. Uzmanlar, bu dönüşümün kalıcı olup olmayacağını gözlemlemeye devam ederken, ailelerin gençlerle sağlıklı bir iletişim geliştirmesinin önemine dikkat çekiyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ