İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Saraçhane Meydanı'ndan Taksim Meydanı'na yürümek isterken TKP/ML flaması taşıdıkları ve polise saldırdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 17 sanığın adli kontrol tedbirleri kaldırıldı. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada sanıklar, polis tarafından darp edildiklerini ve yasal bir yürüyüşe katıldıklarını savundular. Mahkeme, savcılıktan mütalaa aldıktan sonra karar verecek.
SANIKLAR POLİS TARAFINDAN DARP EDİLDİKLERİNİ SAVUNDU
Duruşmada tutuksuz sanık Ahmet Hazar Yüksel, polisin 3 kez dağılma anonsu yapmadığını ve gözaltına alındıklarını söyledi. Yüksel, "Kortejler bitene kadar bekletildik, sonra gözaltına alındık. Bahsi geçen partizan flamaları suç isnadı değildir. Flamayı taşıdım, 'Önderimiz İbrahim Kaypakkaya' meselesine değinmek istiyorum. 'Yasalarınızı tanımıyoruz, önderimiz İbrahim Kaypakkaya' gibi bir sloganımız yoktur. Uydurma bir slogandır. Öncelikle İbrahim Kaypakkaya, sanık olduğu davada şüpheli sanık olarak vefat etmiştir. Önderimiz İbrahim Kaypakkaya sloganını attım. Partizan çıkan yasal bir dergidir. Bu derginin flamasını taşımak bir suç değildir. 1 Mayıs yürüyüşü yasal bir yürüyüştür. Polis bizi gayri hukuki olarak gözaltına almıştır. Darp etmiştir. Biz kendilerine saldırmadık, öncesinde polis bize saldırdı" dedi.
BAZI SANIKLAR FLAMA TAŞIDIKLARINI KABUL ETTİ
Tutuksuz sanık Ahra Demir Acer ise flama taşımadığını ve yelek giymediğini söyledi. Acer, "Herhangi bir polis uyarısı işitmedim. Darp edilerek gözaltına alındım. Kutlamaları takip etmek için oradaydım" diye ifade etti.
Tutuksuz sanık Nesibe Doğan da flama taşıdığını ve slogan attığını kabul etti. Doğan, "Ben orada direniş göstermedim. Barikatları zorlayacak direnecek hiçbir şey yapmadım. Ben İbrahim Kaypakkaya'yı tanımıyorum, onunla ilgisi olmayan iki tane slogan attım. O atmosferin etkisiyle o flamayı aldım. Yasak olmadığı söylendiği için o flamayı aldım. Almanya'da Erasmus kabulü aldım, böyle bir şeyle karşılaşmayı düşünmüyordum" dedi.
SAVCILIK 10 YILA KADAR HAPİS CEZASI TALEP EDİYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama", "terör örgütü propagandası yapmak" ve "suçu ve suçluyu övmek" suçlarından ayrı ayrı 3'er yıl 6'şar aydan 10'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.